Tunç Soyer aranıyor! / Feyzi Hepşenkal
Turizm
bakanının “Projeyi STK’lar ve Çeşme Belediyesi’ni bilgilendirerek yapacağız.
Çağırdık onları ‘Gelin anlatalım’ diye” tarihe geçen sözündeki “iki sakil
durumu” dün yazdım.
Maalesef
iki de “sıkıntılı durum” saklı o sözlerde.
İlki
“STK” kısaltması ile kastedilenlerle ilgili.
Dilimize
fena yerleşti, şu STK deyişi.
O
genellemeye göre:
İstanbul
Valiliği, Kars Defterdarlığı, Samsun Milli Eğitim Müdürlüğü, Burdur Müftülüğü
ve benzerleri dışında ne varsa STK öyle mi?
Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği de, MÜSİAD da, TÜRGEV de, Ankara Sanayi Odası da,
İzmir Ticaret Borsası da STK yani…
İsteyen
böyle kabul edebilir tabii.
Ben
etmiyorum.
“Toplumun
direnç merkezi” olmayı başaramayan bir yapıya STK demem, diyemem.
Doğru
bildiğini inançla savunmayandan, yanlış bildiğine cesaretle karşı çıkmayandan
nasıl STK olur; bilmem, bilemem.
Artık
STK demeyeceğim
İzmir
özelinden bakarsam, “Kültürpark’a dokunma” ve “Asfalyalar atmasın” grupları tam
manasıyla STK’dır bana göre.
“Aliağa
Çevre Platformu” da öyle.
“İzmir
Düşünce Topluluğu” da öyle.
Ve
elbette başta İzmir Barosu, Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği’nin İzmir
Koordinasyon Kurulu ile odaların İzmir şubelerinden çoğu birer STK olmanın
hakkını verdi bugüne kadar.
Listenin
ucu açık.
Buyurun
ekleyin diğerlerini…
Fakat
şunu unutmayın lütfen.
Kolayına
STK olunmuyor.
İster
genel, ister yerel; iktidarlar tarafından 5 dakikada ikna edilenden, STK olamıyor!
Mesele
isimden ibaret değil zaten.
Her
önüne gelene STK demek isteyen, demeye devam etsin.
Ben
de “TDM” yani “Toplumsal Direnç Merkezleri” derim o zaman, en azından içim
rahat eder!
Yapma
sayın Başkan!
Ve
ikinci sıkıntılı nokta, bakan beyin “bilgilendirme” ihtiyacını, sadece Çeşme
Belediyesi’ni sınırlı tutması hakkında.
Çeşme,
İzmir’in bir ilçesi sonuçta.
Dahası
Çeşme’nin derdi, Kiraz’da yaşayanı da, Menemen’de yaşayanı da, Bornova’da
yaşayanı da ilgilendirir.
Ama
ve mutlaka en çok İzmir Büyükşehir Belediyesi ile başkanını ilgilendirir.
Gerçi
Tunç Soyer’in haline, tavrına, sessizliğine falan bakınca; o halinden memnun
gibi, “aman benden uzak olsun da, ne olursa olsun” demekte sanki.
Yapmayın
sayın başkan.
Zat-ı
aliniz Seferihisar Turabiye Mahallesi Muhtarı değilsiniz.
Zambiya’nın
Kapiri Mposhi şehri belediye başkanı da değilsiniz.
Siz
koca İzmir’in, en büyük belediye başkanısınız.
Günlerdir,
haftalardır ortalık yıkılıyor.
Ahali
ayakta.
Her
yerde toplantı üzerine toplantı düzenleniyor.
Ve
siz yoksunuz.
Neredesiniz?
Yorumlar
Yorum Gönder