Kayıtlar

Aralık 8, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Atak, analitik, aykırı bir adam / Feyzi Hepşenkal

Resim
A3Haber’in mottosu neyse, Senih Özay da odur. ATAK’tır: Duramaz yerinde. Kendi dursa bile aklı çalışır durmadan, hızına yetişmek mümkün olmaz. Her şeyin, hemen olmasını ister. Olmaz tabii. Olmayınca da kızar. ANALİTİK’tir: Anlatırsınız, söylersiniz, icabında her kafadan bir ses çıkar. Senih Özay çoktan sonuca varmıştır bile. Girer devreye, düğümü çözer. AYKIRI’dır: Hele bu özelliği, hepsinden baskındır. Hayale gelmeyecek şeyler düşünür ve düşündüğünü yapar. Dünyadaki bütün ulusların devlet başkanları dava mı edilecek, eder. Ayıların yaşam hakkı mı savunulacak, kalemi elindedir, dilekçeyi anında yazar. (Laf aramızda, bazılarında davacı olarak benim de imzam var.) * * * Dostumdur, arkadaşımdır, ağabeyimdir Senih Özay. Ne diyorsam, inanın bana, fazlası vardır, eksiği yoktur. Tanırım onu. İyi tanırım. İyi ki de, tanırım. Ve zaten bu satırları da, tanımayanlar biraz olsun tanısın, diye yazarım. Kıskandım seni, Senih abi G

Şart mıydı çakar çakmaz çakmanız? / Feyzi Hepşenkal

Resim
Her an pusuda bekler gibiler. Fırsatını buldular mı, çakıyorlar doksana! Bu sefer gerçekten çaktılar. Araçlarının tepesine çakarlı lamba da koydular. Kavşak mavşak, yasak masak yok artık, bütün yollar serbest onlara. Ne var ki, hani o şarkıda olduğu gibi… “Onun arabası var güzel mi güzel Bastı mı gaza gider mi gider Maalesef ruhu yok Onun için hiç mi hiç şansı yok” * * * Kemal Anadol’dan Whatsapp’tan bir mesaj gönderdi: “Bir eski parlamenter olarak her geçen gün saygınlığı azalan Meclisimizin içinde bulunduğu durumdan son derece üzgünüm. Bu uygulamalarla değerini daha da yitireceğı inancındayım. Bu kararlara tepki, eski Milletvekilleri olarak bize de yansıyor. Halktan gittikçe uzaklaşan bir parlamentonun üyeleri bu kararla ayaklarına kurşun sıkıyorlar! Bir an önce bu haksız ve mantıksız karar geri alınmalıdır. Halktan gelecek tepki   üzerine, termik santrallar olayında olduğu gibi RTE bu maddeyi de veto edip kahramanlığa oynayabilir. Ona

26 milyon öğrenci de, böyle mi olacak yani? / Feyzi Hepşenkal

Resim
Hayatta ben en çok babamı sevdim Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek- Nasıl koşarsa ardından bir devin O çapkın babamı ben öyle sevdim Bilmezdi ki oturduğumuz semti Geldi mi de gidici-hep, hep acele işi! Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi Atlastan bakardım nereye gitti Öyle öyle ezberledim gurbeti Sevinçten uçardım hasta oldum mu 40'ı geçerse ateş, çağrırlar İstanbul'a Bir helalleşmek ister elbet, diğ'mi, oğluyla! Tifoyken başardım bu aşk oyununu Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu En son teftişine çıkana değin Koştururken ardından o uçmaktaki devin Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için Açıldı nefesim, fikrim, canevim Hayatta ben en çok babamı sevdim... Örgün öğretimde 18 milyon… Sözün başında bu dizeleri neden aktardığımı, yazının sonunda anlayacaksınız. Fakat önce bir dizi fotoğraf çekmeliyim. Milli Eğitim Bakanlığı’nın verileri örgün eğitimde, 18 milyon 10

Katil yaratan bir düzen var / Feyzi Hepşenkal

Resim
Herif katil. Herif sapık. Herif manyak. Olsun. “Mahkemede kravat taktı, işte burası önemli” de, cezasını indir. “Cezaevinde kimseye bulaşmadı” de, açık cezaevine naklet. Adeta mesaj yolla ona, “kaç” de! Eh. Sen böyle dersen, o da kaçar elbette. Üzerine giydiği montu bir mağazadan, saplayacağı bıçağı bir av malzemecisinden çalar. Sonra gözüne kestirdiği o güzelim kızın peşine düşer, salyalarını akıta akıta takip eder ve… Hayatımız tesadüflere bağlı Parası olsa, silah alacakmış şerefsiz. Becerebilseymiş zıpkın çalacakmış. Ceren Özdemir’i katletmesi yetmemiş, ertesi sabah yeni avlar aramış. Akşamına yine bir kadına musallat olmuş. O kadının ihbarı üzerine yakalanmış, tesadüfen! Hep böyle olmuyor mu zaten? Hayatımız tesadüflere bağlı. Böyle mi olmalı? Adına “devlet” denen aygıt doğru çalışsa, yargı adaletin gerçekten tecelli ettiği yer olsa, cezaevleri kimine zindan/kimine yol geçen hanı olmasa; bu kadar çok kahredici tesadüf yaşanır mı?

4 partinin genel başkanı, 13’ünün de üyesi yok! / Feyzi Hepşenkal

Resim
4 partinin genel başkanı, 13’ünün de üyesi yok! Her baharda Türkiye’ye döneceği konuşulan, karşılama hazırlığı yapılan ama vuslata bir türlü ulaşamayan Cem Uzan için yine dönüş sinyalleri veriliyor. Genç Parti kadroları umutla bekliyor onu. Düzenlenen toplantılarda “Genel Başkanımız” sözü, ağızlardan düşmüyor. İyi de… Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açıkladığı 22 Kasım 2019 tarihli son listeye göre Genç Parti’nin genel başkanı yok! Sadece o da değil. Listedeki 77 siyasi partiden üçü daha genel başkansız: Demokratik Genç Parti, Engelsiz Türkiye Partisi, Büyük Türkiye Partisi. Ve daha vahimi/komiği ilk ikisinin üyesi bile yok! Sadece onlar da değil. Ayyıldız Partisi, As Parti, Genç Anadolu Partisi, İşçi Demokrasisi Partisi, Kadın Partisi, Sağduyu Partisi, Sosyalist Emekçiler Partisi, Türk ve Dünya Birliği Partisi, Milli Mücadele Partisi, Ötüken Birliği Partisi, Yeni Dünya Partisi yine 0 (sıfır)   üyeli siyasi partiler arasında. Üstelik bu parti

Süleyman Yağız yazdı / ÖZLENEN TARİHSEL UZLAŞI!

Resim
ÖZLENEN TARİHSEL UZLAŞI! Ülkemizin en büyük gereksinimi, uzlaşı kültürünün yeterince gelişmemesidir. Bu fotoğraf ise bu gereksinmenin en üst düzeyde karşılandığının tarihsel bir kanıtıdır. GÜVERCİN dergimizde 2000 yılı Mayıs ayı sayısının içinde ve arka kapağında yayımladığım bu fotoğraf da zaten TARİHSEL UZLAŞI başlığını taşıyor. *** Dönemin Başbakanı BÜLENT Ecevit, CUMHURBAŞKANI SEÇİMİNDE, başında bulunduğu koalisyon hükümeti ortaklarının Meclis'teki oylarının yetmesine karşın MUHALEFET PARTİLERİNİN DE DESTEĞİNİ SAĞLAMIŞTI. Yâni... Yânisi şu: MİLLETİ KAMPLARA BÖLMEMİŞTİ... *** İktidar ve muhalet liderleri Bülent Ecevit, Devlet Bahçeli, Recai Kutan, Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller tokalaşmakla kalmamış, bu tarihsel uzlaşıyı imzalarıyla da kayda geçirmişler ve TBMM Başkanlığı'na başvurarak, Ahmet Necdet Sezer'i ortak aday göstermişlerdi. Bu, dönemin en büyük siyasal ve toplumsal kazanımıydı. *** Ülkemiz her dönemde ve her koşulda bu tür t