Kayıtlar

Mayıs 16, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Türkiye’de Rönesans devri! / Feyzi Hepşenkal

Resim
Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün Türkiye merkezi, “şehir hastaneleri” adıyla bilinen yapılanmayı incelediği raporunda, bu hastanelerde aslan payını Rönesans Holding’in aldığını ortaya koymuş. Adana, Elazığ, İstanbul İkitelli (Başakşehir), Yozgat ve Bursa Şehir Hastaneleri ile Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Psikiyatri ve Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Hastaneleri de aynı holdinge verilmiş. Sonuçta 8922 yatak ile toplamın yüzde 28,95’i ve 3,9 milyar dolar ile toplam yatırımın yüzde 34,64’ü Rönesans Holding’in olmuş. (Rapor’unTAMAMI) * * * Adı geçen şirket, sanırım malumunuz… Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Marmaris Okluk’taki yazlık saray, Ahlat’taki CB Köşkü; hep Rönesans’ın eseri! Yaptığı, yapacağı ve kimine de sahip olduğu yapıları say say bitmez. Şu aralar AVM’ler çok tartışılıyor, açılmalarına “neden izin verildiği” çok konuşuluyor ya… Rönesans Holding bir “AVM zengini” aynı zamanda. * * * İstanbul’daki Maltepe Park AVM, Kozz

İş Bankası bahane… / Feyzi Hepşenkal

Resim
Eski olayları, işleri bir çıkar umuduyla yeniden gündeme getirmeye “eski defterleri karıştırmak” dendiğini herkes bilir. Türkiye İş Bankası’ndaki CHP hisseleri de, işte öyle bir şey. AKP Genel Başkanı aynı zamanda Cumhurbaşkanı da olunca, söylenen sözler, sözüm ona verilen talimatlar mecburen ciddiye alınıyor, ahalide bir telaş peydahlanıyor. Bugün olan da bu: “Hürriyet'ten Gizem Karakış'ın haberine göre Erdoğan, AK Parti’nin, CHP’nin İş Bankası hisseleri ile ilgili kurduğu komisyon, anayasa, uluslararası hukuk, medeni hukuk ve siyasi partiler mevzuatı üzerinde dört kollu (haberi yazan ‘dört kollu’ sözünün anlamını da bilmiyor anlaşılan!) bir çalışma yürütülerek, çalışmanın en geç 10 gün içinde tamamlanması talimatını verdi.” * * * Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün de katıldığı, AKP’nin MYK toplantısında konuşulmuş bunlar. Haberi yazan arkadaş, telekonferans yöntemiyle yapılan toplantıyı hackleyip, dinlemiş ola

Maske takmamak 392 TL’lik kabahat! / Feyzi Hepşenkal

Resim
Haftalarca “hastalık belirtisi olmayanların maske takmasına gerek yok” diye diye oyaladılar insanları. Maskesizliği, hastalıksız olmanın nişanesi saydılar! İlk günden beri dehşet içinde izledim bu aymazlığı. Her fırsatta, sergilenen tavrın çok can yakacağını anlatmaya çalıştıysam da, boşuna; her zaman olduğu gibi, kapılar duvardı! Ne de olsa, Kadir Savun’a benzemek, Hulusi Kentmen’miş gibi davranmak pek hoş olmuş, işe yaramıştı. Kim ne derse desin, kim ne sorarsa sorsun, ne duy, ne cevap ver; sen bildiğini oku. Öyle de oldu! * * * Virüse yakalanan hastalandı, iyileşemeyenler hayatına veda etti ve kalan sağlar olarak geldik bugünlere… Artık “maske takmak” zorunluydu çok yerde. Yetmedi. (Yetmeyeceği zaten ilk günden belliydi) Türkiye’nin illerinde valilikler benzer açıklamaları yapıyor peş peşe. Örnekse: “Balıkesir'de Vali Ersin Yazıcı başkanlığında toplanan İl Hıfzıssıhha Kurulu maskesiz sokağa çıkmayı tamamen yasakladı. Daha önce açık

Sağlık Bakanı, bu soruya cevap veremez / Feyzi Hepşenkal

Resim
AVM önlerindeki kuyruklar dert olmuş Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya. Hem de öylesine kocaman bir dert ki bu, uykusunu kaçırmış, gecenin tam yarısında mesaj atma ihtiyacı duymuş: “AVM önlerinde uzun kuyruklar, AVM kapılarında yığılmalar oluştu. Sosyal mesafe kuralına çoğunlukla uyulmadı. Maske takmayanlara bile rastlandı. Ne maske, ne sosyal mesafe, tek başına koruyucu değil. Tedbirler tam olmalı. Risk devam ediyor. Mecbur değilsek evde kalalım.” Şimdi sormazlar mı size, “Maskeye ne kolayca ulaşmak, ne de doğru düzgün takanını bulmak sorunken; neden açtınız AVM’leri?” diye. Sorarlar. Sormalılar. Ve hatta dramatik bir soru daha: -       Risk devam ederken, silah mı dayadılar ki alnınıza, mecbur kaldınız AVM’leri açmaya? Cevap verin, Sayın Bakan. Laf işte, ne dense boşuna. 80 milyon avazı çıkarak bağırıp, sorsa da, cevap veremezsiniz bu soruya! * * * Mesele AVM değil yalnızca Mesele büyük, çok sayıda insanın aynı anda içinde olduğu kapalı alanlar aslın

Bulanık sudaki balıklar / Feyzi Hepşenkal

Resim
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın her ay yayınladığı teşvik listelerinde yer alan firmalar, memleketin gelişmesi, zenginleşmesi için birer umuttur. Onlar sayesinde üretim artacak, insanlar iş bulacak, yüzler gülecektir. Böylesine kutsal bir çaba alkışlanır ancak. O firmalar, altın yaldızlı çerçeveler içinde ilan edilmelidir ulusa. Kim oldukları kocaman kocaman yazılmalıdır. Hangi alanda yatırım yapacakları, hangi eksiği giderecekleri, yaratacakları katma değer; tek tek, yüreklere serpilen iri su damlaları olarak yeşertmelidir ortalığı. Yapılana bakın oysa… Neredeyse okunmayacak kadar minnacık harfler ve sayılar, büyütüldüğünde bulanık bir hal alıyor. 6 Mayıs tarihli Resmi Gazete’deki Mart ayına ilişkin teşvik listesinde 816 firma yer alıyor mesela. Listeye alıcı gözle bakıp, “kim, kimdir ve ne yapıyor ve de hangi teşvikleri alıyor” sorusuna cevap bulmaya çalışan; şaşı olur sonunda! * * * Hayret. Neden “bulanık sudaki balık” muamelesi yapılır o firm