1886’dan 2020’ye / Feyzi Hepşenkal
1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı, başta çalışanlara ve elbette işini yitirenler ile iş bulamayanlara ve de herkese kutlu olsun! Adına “bayram” dense de, 1 Mayıs’ın doğuş öyküsü çok zorlu, sancılı ve maalesef kanlı olmuş. Yani… Neyi, neden kutladığımızı bilmek/hatırlamak önemli. Nail Güreli “İki 1 Mayıs” adlı kitabında, o günleri şöyle anlatıyor: “1886'nın 1 Mayıs'ı yaklaştıkça işçi sınıfının savaşımı hızlanıyor, yeni boyutlara ulaşıyordu. Başta Albert Parsons ve Aigust Spies olmak üzere işçi önderleri düzenlenen toplantılarda, mitinglerde işçi sınıfı savaşının simgesi durumuna gelen ‘sekiz saatlik iş günü’ belgisini vurguluyorlardı. İşveren kesimi de savaşımını bir başka yöntemle sürdürüyordu. Chicago Tribune Gazetesi her gün dozunu arttırarak sürdürdüğü yayınlarında açıktan, tehditler savuruyordu: ‘Kenti yakıp yıkacaklar öyle mi? Bunun önünü almak için gerekirse Chicago'nun her sokak lambası direği bir işçinin cesediyle süslenecektir.’ Nisan sonların...