Kayıtlar

Eylül 1, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bitsin bu ayrılık! / Feyzi Hepşenkal

Resim
  Perakende zinciri BİM, yılın ikinci çeyreğinde geçtiğimiz yılın aynı dönemine oranla net kârını yüzde 101 artırarak 697,4 milyon liraya çıkartmış. Gelirleri de geçtiğimiz yılın ikinci çeyreğine göre yüzde 36,8 artışla 14,03 milyar lira olmuş. BİM, 38.557.200.000 lira ile Türkiye’nin piyasa değeri en yüksek ikinci şirketi. Birinci sırada Koç Holding var. Onun da değeri, 3 Haziran 2020 tarihi itibarı ile 44 milyar 733 milyon 241 bin 602 TL. Dolara çevirirsek, 6 milyar $. İlk anda çok para gibi gelse de, şuna bakın bir de: ·          Piyasa değeri 2 trilyon doların üzerine çıkan Apple'la birlikte Amazon, Alphabet, Microsoft, Facebook, Tesla ve Netflix'in oluşturduğu “muhteşem yedilinin” toplam piyasa değeri 7,7 trilyon dolara ulaştı.   * * *   Arada dağlar var, denizler var. Hatta dünyalar var. Onlar başka bir dünyada yaşıyor sanki. Biz ayrı bir dünyada.   * * *   Bizim dünyamıza dair esas manzara çok daha karanlık aslında: ·          “Tür

Düğün ile ölüm arasında / Feyzi Hepşenkal

Resim
    Fransa’nın güneyinde Montpellier yakınlarındaki Cap d'Agde beldesinde bulunan dünyanın en kalabalık çıplaklar merkezinde yapılan COVİD-19 denetiminde, 95 kişinin testi pozitif çıkmış. Normal sonuç. Yerin adı çıplaklar kampı… Oradakiler zaten dünyayı boşvermişcesine, üzerlerinde ne var ne yok fora etmişler. Maske mi takacaklar?   * * *   Al onları, vur bir zamanlar atletizm pistlerinde fırtınalar koparan Jamaikalı atlet Usain Bolt’a. O da doğum günü kutlaması için bir parti vermiş. Sonrasında test yapılmış ve COVİD-19’a yakalananlar arasına katılmış. Tipik bir “ben zenginim, ben ünlüyüm, bana bir şey olmaz” tavrı değil de bu, ne?   * * *   Asıl mesele, ilk bakışta normal hayatlar süren kimi insanların sergilediği davranışlar. Çünkü çoğunluğu oluşturuyor onlar. Bakınız Peru’ya… Ülkede virüs kol geziyor. Vaka sayısı 650 bine yaklaşmış, raporlanan ölüm ise 30 bin sınırına dayanmış. Dünya sıralamasında 5’inci sırada ve nüfusu sadece 33 m

Araştırmacı vatandaş olmak! / Feyzi Hepşenkal

Resim
  Önce üç kere tahtaya vurup “Allah korusun” diyelim ve korkulu rüyamız deprem gerçeğini, 1999 yılı Ağustos ayında yaşanan büyük felaket vesilesiyle tekrar gündeme getirelim. O tarihte Star gazetesinde yazıyor ve Ankara’da çalışıyordum. Ama birkaç günlük kaçamak yapmış, ailemle beraber önce Çeşme’ye gitmiş, sonra Foça’ya gelmiştik. Hiç hissetmedik depremi. Cumartesi sabahı kalktığımızda dikkatimizi çeken şey, elektriklerin kesik olmasıydı. Bahçelere bakan Hüseyin amca vardı. Onu gördüm, selamlaştık. İlk haberi ondan aldık, “İstanbul’da deprem olmuş galiba” dedi. Telekomünikasyon altyapısı yetersizdi. “Ne olduğunu anlamak” için epey zaman geçti. Bugüne gelince ise zamanı geçmeyen şey, deprem veya benzeri kriz anlarında haberlerin kulaktan kulağa, takla ata ata yayılıp, üremesi… Yalanın ve yanlışın, doğru ve gerçeğin yerine geçmesi. O nedenle teyit.org’tan Kansu Ekin Tanca ’nın  derli toplu uyarılarını “önemli sayılabilecek” her olay için dikkate almanızı öneriyorum.

Ölmek yetmiyor bazen / Feyzi Hepşenkal

Resim
    Ateş düştüğü yeri yakıyor. Ceylan Marşil’in mesajı işte öyle bir yangın yerinden yazılmış: ·          3 gün önce covid-19 testi pozitif çıkan amcam dün yoğun bakıma alındı ve bugün cenazesini teslim aldık. Çok çok üzgünüm. Ölüm raporuna ”bulaşıcı olmayan hastalık” ibaresi yazıldı. Sebep: Resmi vefat sayısını düşük göstermek!! Acımız katmerlendi. @drfahrettinkoca   @munirkaraloglu   Fahrettin Koca, malum kişi. Münir Karaloğlu ise Diyarbakır Valisi. Anlıyoruz ki, ateşin düştüğü yer Diyarbakır’da… Ceylan hanıma verilen cevaplar arasında, onun yalnız olmadığını gösteren, dolayısıyla da COVİD 19 nedeniyle hayatını yitirenlerin gerçek sayısı ile açıklananlar arasında “misli meçhul” farklar olduğu kanıtlanıyor. O cevabi mesajları aynen aktarıyorum:   ·          Melih Gurkan Ayas@NightWish36 Babamin cok yakin bir arkadasinin hanimi koronadan vefat etti.Olum kagidina organ yetmezligi yazildi.Ozel kiyafetli kisiler topraga verdi, cenaze namazi bile kilinmadi   ·

Malazgirt’in faturasını Konya ödemiş / Feyzi Hepşenkal

Resim
    İktidar topuyla, tüfeğiyle, oku ve okçusuyla bugün Malazgirt’te. Cumhurbaşkanı orada. Meclis Başkanı orada. MHP orada. Bakanlar orada. Okçular Vakfı Başkanı orada! Herkes Bitlis’te, Ahlat’ta, Malazgirt’te, Muş’ta. Olmalıdırlar zaten. Bugün kutlu bir gün.   * * *   Düzenlenen töreni izliyorum ara ara. Belli, epey emek verilmiş, para harcanmış. Organizasyonu kim yaptı acaba? Cumhurbaşkanlığı mı? Kültür Bakanlığı mı? Okçular Vakfı mı? Hiçbiri olmadığını tesadüfen öğrendim: Yapan, Konya Büyükşehir Belediyesi…   * * *   Üstelik bir garip ihaleyle iş yapılmış. Malum. Gösteriler, törenler 22-26 Ağustos arasında gerçekleşiyor. Eh böyle kapsamlı bir organizasyon için epey önceden çalışmaya başlamak lazım ama Konya Büyükşehir Belediyesi ihaleyi ancak “Tatlıcak Mah. Ereğli Yolu Üzeri Vatan Sanayi Yanı Büyükşehir Belediyesi Tatlıcak Tesisleri İhale Birimi Karatay – KONYA” adresinde, 18 Ağustos günü, saat 10:30’da yapmış. İhaleye tek fir

Tablo saklanamaz halde / Feyzi Hepşenkal

Resim
  Damıtılmış COVİD tablosunda, iyileşen hasta sayısının, hastalanan kişi sayısından fazla olduğunu yaza çize bitap düşmüşlerdi. Biz de yemiştik söylenenleri… Ve şimdi iş öyle bir hale geldi ki, sayıları bırakın damıtmayı veya süzgeçten ya da elekten geçirmeyi; buharlaştırsalar bile açılan makası saklayamıyorlar.     Son tablo, virüsü kapanların, iyileşenlerden neredeyse iki misli fazla olduğunu gösteriyor.   * * *   Neden? Belli: ·          Popülist tercih ve kararlar. Yani: ·          Siyaseten güç gösterisi yapmak için, 300 bin kişiyi aynı alanda toplamaya kalkışırsan; virüsün adres sormasına gerek kalmaz. ·          Bayramda seyranda seçmene şirin görünmek için, tedbirleri gevşetir ve hatta uygulamazsan; hiç kimse nasihatle iflah olmaz.   * * *   İpler gevşeyip, kapılar kırılırcasına açılırsa, ne olur? Mesela şunlar olur: ·          Bursa'da 3 ayrı düğüne katılan 42 kişinin koronavirüse yakalandı. Testi pozitif çıkan hastalar ile temas

Yalan yok, umutsuzum… / Feyzi Hepşenkal

Resim
  Umutsuzum çünkü bu kafayla ne pandeminin üstesinden gelme şansı var, ne ona bağlı öteki sorunları çözme ihtimali. Epey aradan sonra dışarı çıktım, Foça sahilinde yürüdüm, çarşıya kadar gidip, geldim. Bakmayın, Foça dediğime. Foça bir örnek sadece. İzmir’in her yerinde, İstanbul’da, Diyarbakır’da, Rize’de veya Antalya’da, Ankara’da, Bursa’da; şehirlerin merkezinde ya da ilçelerinde, köylerinde farklı bir manzara olmadığına eminim.   * * *   Manzara ise şu: Yolun deniz tarafında yatanların, oturanların hiçbirinde maske yok. Hafta sonunun yoğunluğu da eklenince kalabalığa, iyice iç içe, dip dibe girmiş ahali. Ona rağmen gencinde yaşlısında, kadınında erkeğinde maske yok. Sanki oraları, virüse kapalı bölge. Sanki virüs, “insancıklar ne güzel keyif yapıyor, görmezden geleyim garipleri” diyor! “Of” mu diyeyim, “vah” mı diyeyim?!   * * *   Ya kaldırımdan gelip, gidenler… Ya yoldan geçenler. Kabaca sayım yaptım. Maskeyi doğru düzgün, adabıyla takan