Kayıtlar

Mayıs 24, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kör, kara ve KOCA bir duvar! / Feyzi Hepşenkal

Resim
Salgın günlerinde biricik “resmi haber” kaynağımız, biricik Sağlık Bakanı’nın her akşam paylaştığı, rengi bizim A3Haber’in rengine benzeyen yeşil kutular ile bakanlığın internet sitesinin tepesinde yer alan bir diğer kutudan ibaret. Orada ne varsa, hepsi o kadar. Daha fazlasını bilmek, öğrenmek yasak! Sonra diyorlar ki: “Güvenin bize.” Hadi canım sen de! * * * Biricik bakanımıza ben onlarca, başkaları binlerce kez, yüzlerce soru yöneltti. Duymuyor Sayın Bakan. Daha doğrusu duymazdan geliyor. Kendisi ne derse, hepsi o kadar. Karşımızda sanki1980 öncesinin tek kanallı, siyah beyaz TRT televizyonu var. Bereket Bakan bey, Kadir Savun’u andırıyor da; yabancılık çekmiyor, nostaljik nostaljik takılıyoruz! * * * Bakanlığın sitesindeki “Türkiye’deki güncel durumu görüntülemek için tıklayınız” yazılı kutuya tıkladığımızda açılan sayfada, açıklanan son tablo çıkıyor karşımıza. O sayfanın tepesindeki “enfeksiyondan korunma” falan filan yazan, koyu kırm

Şeytandan da beter! / Feyzi Hepşenkal

Resim
İzmir’de bazı camilerin ses sistemine sızıp, minarelerden “Çav Bella” şarkısı çalmak; şeytanın aklına bile zor gelir. Yani bunu yapanlar, şeytandan da kötü ve tehlikelidir. Neydi dertleri? Amaçları ne? Toplumu ayrıştırmak mı iyice? Halkı birbirine kırdırmak mı, ne? Böyle bir tuzağın kazananı olmaz. Ülkesini vatanını milletini seven, değerlerine bağlı herkes incinir, zarar görür yaşananlardan. Ancak ve ancak gerilimden, çatışmadan nemalananların işine yarar bu yapılan. * * * Sonrasında olanlara bakın… Sanki cami, ezan sadece kendilerininmiş gibi davrananların; “mal bulmuş mağribi” gibi, kendilerinden olmayanlara kinle ve nefretle saldırmasına bakın! Sanki böyle bir fırsatı beklermişçesine, içlerinde biriktirdikleri ne varsa dışa vurmalarından ibret alın. Durum feci. Yaşanan dehşet. Tuzağı kuranlar, şeytandan da beter! * * * Camiler, kutsal mekanlar. Oradan yükselecek ses, sadece ezan olmalı. Sadece vefat edenlerin selası okunmalı. Ne

Cezayı kesmeden olmayacak! / Feyzi Hepşenkal

Resim
Başka bir konuyu yazma niyetiyle oturdum klavyenin başına ama dışarı çıkmam gerekince… Çıktığımda manzarayı görünce… “Of” dedi. “Ah” dedim. “Vah” dedim. “Yuh” dedim. Ve maalesef… “Nasihatle uslanmayanın hakkı kötektir!” dedim. Yanlış anlaşılmasın. “Kötekten” kastım, bazı Uzakdoğu veya Afrika ülkelerindeki gibi, eli sopalı adamların sırtları okşadığı bir uygulama değil elbette. * * * Her gün 72 bin 849 kere tekrarlanan “maske takın” uyarıları para etmeyince, il valilikleri ardı sıra “maske takmadan dışarı çıkmak yasak” kararı aldı, alıyor. Yani… Kural belli, yasa belli. “Kötekten” kastım, bu işte. Maske takmayana hiç acıma, kes para cezasını kardeşim. Yine belli ki, başka çaresi yok bu işin. * * * Çoğu kişi yaşanan kabusun farkında, bilincinde. Yaşlıca bir karı koca gördüm, yanlarında torunları… Üçü de maskelerini doğru düzgün takmışlardı. Yine bir anne, bebek arabasındaki çocuğundan maskeyi esirgememiş, doğru olanı yapmıştı. Helal

Gençler Babacan’ı konuşuyor / Feyzi Hepşenkal

Resim
Oğullarım “Ali Babacan’ın son videosunu izledin mi?” diye sorunca, haberim oldu. Belli ki onlar izlemiş ve hatta etkilenmişti ki, beni de uyarma ihtiyacı duymuştu. Önce şunu söyleyeyim… 140journos tarafından hazırlanan ve “sakın kader deme” başlığı ile yayınlanan yarım saatlik belgesel “izlenmeye değer” olmuş gerçekten. Geçmişten bugüne ve geleceğe yönelik olaylar, mesajlar peş peşe ve çarpıcı biçimde aktarılmış. Ali Babacan portresi, özellikle “genç ama tecrübeli” ve “AKP’den gelmiş ama yanlışları görmüş” temaları üzerinde çizilmiş. Onun demokrasiye inanan biri olduğu sıkça vurgulanmış. Erdoğan rejimine yönelik eleştirilerin altı iyice çizilmiş. * * * Şu satırları yazarken, bir yandan da videonun izlenme sayısına bakıyorum. Her 10 dakikada bir, 1000 kişi ekleniyor izleyenlere ve sayı 1 milyona doğru hızla yaklaşıyor. YouTube’daki videonun altında binlerce yorum var. Sıkı Tayyip’çiler ile geçmişinde AKP olan herkese koşulsuz karşı çıkanlar, doğal olarak

Zor günler, yaratıcı çözümler / Feyzi Hepşenkal

Resim
Herkesin ağzındaki cümleyi, en son Kanada Başbakanı Trudeau da kullandı: “Pandemi sona erse de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.” Olmayacağı kesin. Mesele ne olacağı, nasıl olacağı?! Dert bir değil. Sadece “ekonomi” başlığı bile sayısız sorun içeriyor ki, bunların başında da “belirsizlik, bilinmezlik” geliyor. Ayşen Tekşen’in, Bloomberg’ten Simon Kennedy ve Michelle Jamrisko’nun analizine dair çevirisini okuyun mesela: “Tekrar yükselişin düşüş kadar hızlı olduğu V-şekli, başlangıçta en çok rağbet gören seyirdi ama artık giderek daha fazla sayıda insan U-şekli için endişelenmeye başlıyor. En kötümserler, küresel büyümeye bir L ya da W seyri –ya da Romen harflerine pek benzemeyen daha yumuşak kıvrımlı bir yol- izliyormuş gibi bakıyorlar.” Beterin beteri var oysa. Ya Y- hatta Z- olursa?! * * * Aranan kan çözümdür. Her alanda ve anlamda çözüm. Ufku geniş, zihni berrak, aydınlığa odaklanmış insanların yönettiği ülkelerin sağlıklı ve kalıcı çözümle