15 Ekim, mühim gün! / Feyzi Hepşenkal
Bu
ayın 15’inden sonra “yapılan kesitsel taramalar, semptomu olmasa da” paylaşılacakmış.
Öyle
demiş Sağlık Bakanı.
Sağ
olsun boyuna konuşuyor sayın bakan.
Kâh “Her
vaka hasta değildir. Çünkü testi pozitif çıktığı halde hiçbir semptom
göstermeyenler var. Büyük çoğunluğu bunlar oluşturuyor. Bunların salgın
açısından önemi bulaştırıcı yani taşıyıcı olmalarıdır” diyor.
·
Hastalık belirtisi göstermeyenlerin, hastalık
bulaştırdıklarını ikrar ede ede…
* * *
Kâh “Bilelim
ki, salgınla mücadele sürecinde, devletimiz, halkının sağlığı kadar, ulusal
çıkarlarını da korumaktadır. Mesuliyeti olmayan bazı kişilerin tenkitleri,
fotoğrafın bir noktasına mercekle bakıp, leke aramaktan farksızdır” diyor.
·
Doğruların söylenmediğini, gerçeklerin
açıklanmadığını birazcık baktığını gören, azıcık hesap yapabilen herkesi
suçlayarak göz göre göre.
Ve
bir leke var gerçekten, gelinen yerde.
Ve
sizin eserinizdir, o leke!
* * *
Ne
olacak şimdi?
Her
gün açıklanan sayıları, hoppadanak 1.500’lerden 10 binlere, 15 binlere nasıl çıkaracaksınız?
Size
güvenenlere acırım.
Yaşayacakları
şok feci olacak çünkü.
“Nasıl
olsa durumda endişe edecek bir şey yok” diye, gününü gün etmeye devam edenler
bir anda sudan çıkmış balığa dönecek.
O
zaman ne diyeceksiniz ahaliye?
Mesajlarınızı
kaleme alan metin yazarları çok iyi çalışmak, ikna edici yeni hikayeler bulmak
zorunda.
Ortada
yerdeki leke kolayına temizlenmez ha…
Haberiniz
olsun.
* * *
Başka
bir mesele ise 15 Ekim’den önceki sayıların akıbeti olmalı.
Siz istediğiniz
kurguyu yapın.
Bütün
dünya aynı tabloya, Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine bakıyor.
Orada
yazan şu:
ABD’deki
vaka sayısı, 7 milyon 600 bine geliyor. Ölüm, 212 bin.
Hindistan,
7 milyonu; Brezilya 5 milyonu geçmiş. Ölümler, 149 bin ve 108 bin.
Rusya
1 milyon 300 binde. Ölüm sayısı, 22 bin 500.
Ya
Türkiye?
333
bin vaka, 8 bin 800 can kaybı.
* * *
Şimdi
soru şu:
15
Ekim’de bu tablo nasıl değişecek?
Eğer
vaka sayıları ilk günden son güne değişecekse, yani Türkiye bir gecede 333
binden 1 ya da 2 veya 3 milyon vakaya yükselirse; can kaybı ile vaka sayısı arasındaki
vahim fark nasıl izah edilecek?
Yok.
Geçmişin
üzeri örtülecekse tamamen, hadi bakalım, kolaysa ört ki ölem!
* * *
Bu
kez tersi oldu. Hisseyi önce yazdım. Kıssa faslını sonra…
·
Evvel
zaman içinde, inanılmaz cimri bir adam varmış. Parası var ama harcamaya
kıyamıyor. Zaman içinde cimrilik yüzünden yemeden içmeden kesiliyor. Bir
örtünün altına girip, neredeyse ölmeyi bekliyor. “Doktor çağıralım” diyorlar,
“çok para ister” diyerek kabul etmiyor. Sonunda “doktor bedava gelecek”
denince, “tamam” diyor... Doktor geliyor ve üzerindeki örtüyü kaldırıp bir
güzel muayene ediyor. “Senin bir şeyin yok amca. Yalnızca vücudun zayıf düşmüş.
Güzelce beslen. Her gün et ye, yumurta ye, süt, yoğurt, tereyağ..." Derken
bizim cimri amca, “Aman doktor, bu kadar yiyeceğe para mı yeter” diye sızlanıp;
doktorun kaldırdığı örtüyü yeniden üzerine çekiyor:
-
Ört
ki ölem... Ört ki ölem...
Yorumlar
Yorum Gönder