Gönül meselesi / Feyzi Hepşenkal
Hafta
sonu evden çıkmaya gönlüm razı olmadı. Emir büyük yerden gelmişti zira.
Aklım
tepiniyordu başımda:
“Sakın
ha… Sakın ha… Evden çıkma.”
Gönlüm
de dinledi aklımı.
Evden
çıkmama razı olmadı.
Akıl
ve gönül birlikteliğinin ne denli önemli ve yararlı olduğunu, “yurttan
manzaralara” bakınca, daha iyi anladım.
Parklar
dolu.
Orman
yollarında, araba kuyruğu.
Meydanlar
hıncahınç.
Dans
pistleri bile açılmış, sarmaş dolaş olanlara.
Ne
akıl kalmış başta.
Ne
gönül ferman dinliyor!
* * *
Oysa
Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol’u dinleseler mesela:
“Bugün
caddeler insan kaynıyordu. İnsanlara deli misiniz, şaka mı yapıyorsunuz demek
istiyorum.”
De
Hocam de.
Ne
var ki, demek, söylemek nafile.
Dinlemiyorlar.
Umursamıyorlar.
Kitlesel
intihara doğru gidiyor ülke.
Toplu
cinayetlerin faili olmayı niyetlenmiş yığınlar, her yanda kol geziyor.
* * *
Neydi
o İzmit’te, otobüsteki kadının “Maskeyi takmam da takmam” diye bağırması?
Deli
miydi, delirtmişler miydi; her ne halse, resmen klinik bir vakaydı yaşanan!
Yapmayın
Allah aşkına.
Uymayın
yanlış yapanlara.
Çok
kızıyorum maske takmamayı marifet sayanlara.
* * *
Sağlık
Bakanı pek bir âlem.
Twitter
mesajı atıyor boyuna.
Nasihat
üzerine nasihat veriyor halka.
Anlayamadınız
mı hâlâ işin lafla yürümediğini?!
Hayret.
Sen
devletsin bay bakan.
Ver
emri, denetlensin sokaklar, meydanlar.
Maske
takmayana, anlayacağı dilden anlatılsın, maske takmanın zorunlu olduğu.
Yoksa
sizin de mi “gönlünüz razı olmuyor” vatandaşın sıkıntıya düşmesine?!
* * *
Gönül
meselesi, önemli tabii.
Bakın,
ne demiş Hazreti Ali:
“Gönül,
kendine benzeyen gönüle akar.”
Yorumlar
Yorum Gönder