Dangoz mu demeli, ne demeli? / Feyzi Hepşenkal
Sürekli
yinelenen kampanyalarla gündeme gelir bu “yanlışlık”, bu “çirkinlik”, bu
“kabalık” veya bu “ayıp” ya da her denirse!
Otobüste,
vapurda, durakta, metroda, terminalde iki bacağını alabildiğine açan erkekler;
yadırganır, kınanır, ayıplanır.
Bazısı
uslanır, toparlanır.
Bazısı
“gökten taş düşmesini bekler tepesine” kendine gelmek için!
Kimi
“bilimsel” yaklaşır:
“Isı
stresi spermler için ölümcüldür, bu nedenledir ki testisler vücut sıcaklığından
uzakta olacak şekilde evrimleşmiştir. Yumurtalıkların aksine, sıcaklığı daha
etkili bir şekilde düzenleyebilmek için vücuttan uzaklaşıp testis torbasına
yerleşirler. Isı stresine karşı gösterilebilecek birkaç mekanik tepki de
vardır. Testis torbasının kendisi gevşeyip uzayabilir, böylece testisler
vücuttan iyice uzaklaşır. Bir başka tepki ise erkeklerin, testislerin ısı
stresi sıcaklığına yaklaştığını hissetmesiyle birlikte bölgeyi serinletme
güdüsüyle bacaklarını açmasıdır.”
* * *
Gerçi
bu görüş tepki çeker.
Kimi
“Bu konunun erkeklerin nasıl oturması gerektiğiyle bir alakası yok. Bu daha çok
erkeklerin çoğunun bu şekilde oturmayı bir hak olarak görmesiyle ilgili.
Yanlarına başka birinin oturamaması onlar için bir sorun değil, bu bir tür
baskınlık göstergesi” der.
Kimi
de meseleyi daha veciz bir şekilde ifade eder:
“Erkeklerin bacaklarını açarak oturması
gerektiğini savunan biriyim, fakat yanına birisi oturduğunda bacaklarını
toplamayan erkek tam bir sığırdır!
* * *
Alışkanlıktır,
reflekstir bacakları açarak oturmak.
Fakat
yanına biri geldiğinde, hele kadınsa gelen; derlenip, toplanmayana tek kelime
ile “dangoz” denir.
Denmelidir.
Yıllar
önce nev-i şahsına münhasır devlet büyüklerinden Atilla Koç, partisinin Bolu
kongresinde laf denk gelince “dangoz” demişti karşısındakilere.
Ortalık
epey karışmıştı o zaman.
Duruma
dönemin AKP Teşkilat Başkanı Hayati Yazıcı el koymuş, “Atilla Abi, tertemiz,
iyi niyetli bir bakanımız. Bu sözü herhangi bir kötü niyetle kullandığına
inanmıyorum” diye tansiyonu düşürmeye çalışmıştı.
Hatta
“dangoz” sözüne de yepyeni bir açılım getirmişti:
“Sevginin,
iltifat etmenin, sempatik olmanın kabaca ifadesi…”
* * *
Ben
ise o sözü “bilinen anlamıyla” kullandığımı ifade ediyorum öncelikle.
Sonra
da, bacaklarını açıp oturanları değil yalnızca, bu yanlışı destekleyenleri, özendirenleri
de (tıpkı şekildeki ilanı hazırlayıp, asanlar gibi) şiddetle kınıyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder