Adalet Yürüyüşü’nün üzerinden üç yıl geçti… Hani ikinci adım? / Feyzi Hepşenkal
Çoşku
dolu, heyecan ve umut veren bir süreçti, Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı
Adalet Yürüyüşü.
Ankara’dan
İstanbul’a varana dek, Türkiye’nin her yerinden binlerce insan eşlik etti hukuksuzluğa
karşı verilen bu çabaya.
CHP’li
olup, bir gün bile olsa orada bulunamayan kendini eksik hissetti.
Ne
güzel günlerdi.
Şimdi
aramızda yoklar ama...
Gülriz
Sururi de oradaydı.
Dilber
Ay da oradaydı.
Beklentiler,
hayaller ise ortaktı:
Hak,
hukuk, adalet.
* * *
Üç
yıl geçti aradan.
Bakıyorum
da “özlemle anılıyor” Adalet Yürüyüşü bugün.
Kılıçdaroğlu’nun
yanında çekilen fotoğraflar tekrar tekrar paylaşılıyor.
Mesajlar
yığın yığın.
Denizli
Milletvekili Gülizar Biçer Karaca ne hoş yazmış:
“Ne
büyük onur, ‘hak hukuk adalet’ diyerek birlikte yürüyebilmek...
Memleket
için, halk için halkla birlikte mücadele edebilmek..”
CHP
Meclis Grup Başkanvekili Engin Altay Konfüyus’un “Adalet bir kutup yıldızı gibi
yerinde durur, geri kalan her şey onun etrafında döner” sözünü hatırlatmış önce
ve eklemiş:
“Hakkın,
hukukun ve adaletin herkes için eşit uygulanacağı günlere kadar yürüyüşümüz
devam edecek.”
Kemal
Kılıçdaroğlu da şöyle demiş:
“Kimse
bu yürüyüşün bir son olduğunu düşünmesin, bu yürüyüş bizim ilk adımımızdır.
#AdaletYürüyüşü3Yaşında”
* * *
Mesele
de o zaten.
Adalet
Yürüyüşü 3 yaşında.
Yani…
İlk
adımın üzerinden 3 yıl geçti.
Sormak
zorundayım:
Hani
ikinci adım?
* * *
Kimse
Gandi’nin 1930’daki Tuz Yürüyüşü’nden sonra verdiği mücadelenin, çektiği
çilenin bir benzerini yaşamasını beklemiyor Kemal Kılıçdaroğlu’ndan.
Veya
Mao’nun 1934’te başlayıp 1 yıl süren Uzun Yürüyüşü’nü izleyen dönemi zaferle
sonuçlandırması gibi bir talep içinde de değil insanlar.
Fakat
Adalet Yürüyüşü, üç yıl önce atılan bir “ilk adım” olarak kalmamalıydı.
Hak,
hukuk, adalete olan hasret; yerini büsbütün ağırlaşan koşullara bırakmamalıydı.
* * *
İster
trajik, ister ironik deyin, şu olay dahi, ilk adımın ardından üç-beş ve hatta
on-yirmi adım geriye gidildiğini kanıtlamıyor mu?
Olay
şu:
Adalet
Yürüyüşü’nün “Turuncu’nun Seyir Defteri” adıyla kitabını yazan Banu Özdemir,
faili meçhul (ya da belli) kişiler tarafından İzmir’deki camilerden Çav Belle
şarkısı çalınması olayını sosyal medya hesabından yorumsuz paylaştığı için
gözaltına alındı, tutuklandı, yok yere bir hafta cezaevinde kaldı.
Hani
hak?
Hani
hukuk?
Hani
adalet?
Nerede
kaldı?
Yorumlar
Yorum Gönder