Kayıtlar

Gündem ÇAVUŞOĞLU: İddia vahim, suskunluk manidar!

Resim
İddia vahim, suskunluk manidar! Her gün üzerimize yağan milyonlarca twitter mesajından biriydi, Natali Avazyan’ın paylaşımı. Ben de ilk yayınladığında görmemiştim açıkçası. Ne zaman ki Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun şikayeti üzerine Avazyan bir gece gözaltına alınıp, bileğine kelepçe vuruldu; ancak o zaman fark ettim bu mesajı. Çok değil, bir ay önce “iki satırlık mesaj” için kanser tedavisi gören insanı apar topar derdest ettiren irade; günlerdir koro halinde yapılan “açıkla, konuş, cevap ver” çağrıları karşısında sessiz ve suskun. Oysa iddia vahim. Çok vahim. Üstelik sadece kendisini değil, koca ülkeyi ve herkesi, hepimizi “zan altında” bırakıyor. İDDİA: ÜCRETİ MUKABİLİNDE LOBİ 2006 yılında kurulmuş, Türkçe açılımı “Organize Suç ve Yolsuzluk Raporlama Projesi” olan, OCCRP adında bir organizasyon var. Do ğ u Avrupa, Kafkaslar, Orta Asya ve Orta Amerika’daki yolsuzluk iddialarını ara ş tıran ve ço ğ unlu ğ u gazetecilerden olu ş an WikiLeaks benz...

İntihar aşamasına gelmiş biri, kime ALO diyecek?

Resim
İntihar aşamasına gelmiş biri, kime ALO diyecek? Kağıt parçası, evin kapısına yapıştırılmış. Üzerinde "Dikkat siyanür var, polisi arayın, içeri girmeyin" yazıyor. İstanbul Fatih’teki apartmanda notu gören komşuları, hemen polise haber veriyor. Ekipler o özel beyaz tulumlarını giyip, içeri giriyor. Manzara feci; 48, 54, 56 ve 60 yaşlarında ikisi kadın 4 kardeşin cesetleri yan yana yatıyor. İlk belirlemelere göre, “çok sayıda antidepresan ilaç alarak” intihar etmişler. Türkiye’nin son 17 yıldaki 50 bin 378 kişilik intihar listesine “Cüneyt, Oya, Kamuran ve Yaşar” isimleri eklenip, bu dosya da kapatılacak. İntihar nedeni olarak ise mecburen “ekonomik” kaydı konacak. Mecburen çünkü, polis ekipleri evden ayrılır ayrılmaz BEDAŞ ekipleri gelip, elektriği kesmiş; “607.16 liralık elektrik faturasının 2 aydır ödenmediği” gerekçesiyle! Her ne kadar Sayın Cumhurbaşkanı, dün olduğu gibi “Asgari ücretten memur ve emekli maaşına kadar, her alanda gelirleri buna ...

Müjdeler olsun, vatanıma milletime!

Resim
Müjdeler olsun, vatanıma milletime! Dışarıda bir gürültü, bir heyecan, adeta “sevinç çığlığı” atan atana. Baktım, üniversite öğrencisi hepsi. Sarmaş dolaş olmuşlar, davul ile zurna da gelince, başladılar halay çekmeye. Sevindim, mutlu oldum hallerine. Az sonra öğrendim sebebini. Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında, “üniversite öğrencilerimize bir müjde vermek istiyorum” diye başlamış konuşmasına: “2020'de ocak ayı itibariyle lisans öğrencilerimizin öğrenim kredisi veya bursu, yüzde 10 artışla 550 TL'ye çıkacak.” Oh, oh. 50 lira, iyi para! İstersen 3 paket sigara al. İstersen 1 kilo tereyağı. Neler yapılmaz ki, 50 lirayla?! İKİNCİ MÜJDE, HERKESE Sayın Erdoğan devam etmiş sonra: “Asgari ücretten memur ve emekli maaşına kadar, her alanda gelirleri buna bağlı olarak refah seviyesini fiilen yukarı çıkardık. Bugün Türkiye düşük gelir grubundan orta-üst düzey gelir grubuna yükselmiştir.” Heyt be. Haberimiz bile yokken, neymi...

Süleyman Yağız yazdı / ECEVİT’İN YOKLUĞU

Resim
ECEVİT’İN YOKLUĞU Genç kuşaklar yeteri kadar bilmez... Ecevit muhteşem bir liderdi. İyi ve güzel birçok şeyin simgesiydi... Örneğin, nezaketin,  kibarlığın... Örneğin, dürüstlüğün... Örneğin, halkçılığın... Sevginin, saygının, saygınlığın... Öngörünün, doğrultu tutarlılığının, kararlılığın... *** Daha birçok özelliği vardı... Örneğin, haram yemesini hiç bilmezdi. O da Büyük Önderimiz Atatürk gibi, kimseyi “öteki” görmezdi. Bütünü insanlarımızı bir ve eşit görürdü. İş işçi, emek emekçi denilince içi titrerdi. Çalışanlar ve emeklilerle ilgili yapabileceği her şeyi yapmaya çalışırdı. Bu konu birincil önceliğiydi. En son mirası işsizlik sigortası ve iş güvencesi olmuştu. *** Ecevit cesurdu; kendisine suikast yapılacağı meydana gitmekten bile çekinmezdi. Ecevit cömertti; partide biz çalışma arkadaşlarına ısmarladığı yemeklerin parasını bile -partiye ödettirmez- cebinden öderdi. Suudi Arabistan’da büyük dedesinden kalan milyar dolarlık büyük mirası bil...

Süleyman Yağız yazdı / ATILAN ÇAMUR DÖNER ATANA BULAŞIR!

Resim
ATILAN ÇAMUR DÖNER ATANA BULAŞIR! Bazı AKP'lilerin sıkıştıkça Ecevit'e  çamur atmaya kalkmaları âdeta moda oldu. Bunların iddiasına göre, bankaların hortumlanması da Ecevit döneminde olmuş-muş!.. Sizi gidi iftiracılar! İddianızın aksine, Ecevit döneminde bankalar hortumlanmadı. Daha önce hortumlanan bankalara Ecevit döneminde el konuldu. *** Ecevit döneminde ilk çıkarılan kanun Bankacılık Kanunu oldu. Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu (BDDK) kuruldu; bankalar ve bankacılar yakın takibe alındı. Dokunulamayanlar bile hapse atıldı. Önceki  dönemin  bakanlarından Cavit Çağlar ile benim milletvekili olmadan önce çalıştığım gazetenin patronu Dinç Bilgin bile adalete teslim edildi. Kimse kayırılmadı. Kimse kollanmadı. *** Ecevit döneminden önceki dönemlerde bakkal dükkânı açılır gibi özel banka açılmış, kamu bankaları görev zararlarıyla batma noktasına getirilmişti. Ecevit döneminde ise kamu bankalarının görev zararlarına son verildi. İçleri boşaltılan özel ban...

Süleyman Yağız yazdı / AŞKIN, KAVGANIN, İSYANIN VE DESTANIN BÜYÜK ŞAİRİ: OZAN TELLİ

Resim
AŞKIN, KAVGANIN, İSYANIN VE DESTANIN BÜYÜK ŞAİRİ:  OZAN TELLİ Ozan Telli, günümüz şairlerinin en önde gelenlerindendir. Aşkın, kavganın, isyanın ve destanın ustasıdır, piridir. En duyarlı aşkları, en büyük kavgaları, en yürekli isyanları ve en kutsal destanları o yazmıştır. Hem halk şiiri, hem de serbest tarzda olağanüstü başarılıdır. *** Üç büyük handikapı vardır. Bir: Çok mütevazıdır. İki: Memleketinde yaşadığı için sanat-edebiyat çevrelerinin dışındadır. Üç: Bir başka değerli şairle (Ahmet Telli) aynı soyadını taşımaktadır. (Bu, daha çok Ozan Telli aleyhine adlarının karışmasına neden olmaktadır.) *** Bilmeyenler için belirteyim: Ozan Telli, Gaziantep'in İslâhiye ilçesine bağlı Telli Köyü doğumludur. Benim hemşehrim, hısımım, yaşıtım ve can arkadaşım, yoldaşımdır. Ama onunla ilgili ifadelerimi yakınlığımız nedeniyle yazmıyorum. Çünkü o, -yaklaşık 50 yıldır yazan birisi olarak vurgulamak istiyorum ki-, gerçekten çok büyük bir şairdir. Onu sadece ülkemizin değil tüm dünya i...

Fehim Taştekin yazdı / Suriye cehenneminde petrolün yeri

Resim
Trump The Oil Hesap yine döndü. ABD Başkanı Donald Trump, hem Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı hem Suriye Demokratik Güçleri Genel Komutanı Mazlum Abdi’yi Beyaz Saray’a davet ederken Suriye’nin petrolüne iyiden iyiye göz koydu. Suriye’den çıkmanın Amerikan düşmanlarına armağan olacağı savıyla Beyaz Saray’a giden Senatör Lindsey Graham ve emekli Orgeneral Jack Keane’nin hışımla önüne koyduğu petrol haritasını gördükten sonra fikrini değiştirdi. Behemehâl Suriye’den Irak Kürdistanı’na çektiği bin kadar askerin bir kısmını ‘petrolün gardiyanlığı’ için geri gönderdi. Bu askerler Suriye’yi terk ederken ihanete uğramışlığın öfkesiyle Kürtler tarafından taşlanmışlardı. Amerikan kurulu düzeninin azgın müdahalecileri, neft koklatarak Trump’ın başını döndürdü. *** 2011’den beri “Suriye’ye müdahalenin asıl nedeni petrol mü” sorusu hep sorulageldi. Orta Doğu’da onlarca yıl boyunca Amerikan siyasetinin ana çizgilerini belirleyen “petro-dolar düzeni”, petrol imtiyazlarıyla ilintili ...

Aylin Onart yazdı / İKLİM VE ZEYTİNYAĞI

Resim
İKLİM VE ZEYTİNYAĞI Küresel ısınma ve iklim değişikliği... Gündeme geldiğinden bu yana yakından takip etmeye çalışıyorum. “Geç kalınıyor” safhasından “geç kalındı”ya geçildi bile. Christine Lagarde’ın dediği gibi, sürecin sonunda herhalde tavuklar gibi kızaracağız.   Yoksa kızarmaya vakit kalmadan eriyen buzulların suları altında mı kalacağız? Kuraklık nedeniyle açlıktan mı yok olup gideceğiz? Ya da hepsini aynı anda mı yaşayacağız? Böyle bir üç bilinenli sona doğru gidiş... “Geleceğimizi çalıyorsunuz, dünya ölüyor, iklim için ses ver” sloganlarıyla farklı ülkelerde ve Türkiye’de öne çıkan bilinçli çocuklar, gençler geleceklerini yaşayabilmek için yürüyüşler düzenliyor, konferanslara katılıp konuyu ciddiyetle ele alarak anlatıyor, yetişkinleri bir an önce harekete geçirmeye çalışıyor. * * * Türkiye, ısınmanın sonuçlarından en fazla etkilenecek ülkelerin arasında yer alıyor. Yağışlar azalır, kuraklık artar da tarımsal potansiyeller ve yetiştiri...

Soyer'in açıklaması 10 Ekim'de mi, 3 yıl önce mi? Cevabı ancak kriminal araştırma verir...

Resim
Hadi biraz “gazetecilik” yapalım. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in, Kıbrıs konusunda yaptığı iddia edilen açıklama ve sonrasında bu açıklamayı “üç yıl önce” yaptığını iddia eden yeni bir açıklaması ile toz dumana bulanan memleketi biraz aydınlatmaya çalışalım! Zincirin halkalarına tek tek ve sırayla bakmak en iyisi sanırım. İşte ilk halka... 10 Ekim Perşembe günü KKTC’nin Dipkarpaz Belediye Başkanı Suphi Coşkun, Tunç Soyer’i makamında ziyaret ediyor. 10 Ekim tarihi itibarı ile KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, Türkiye’de çok kişiyi çok kızdıran “savaş karşıtı” sözleri, henüz ağızdan çıkmamış. O sözler gündeme 13 Ekim’e bomba gibi düşünce, 14 Ekim tarihli gazetelerin hemen hepsinde manşet oluyor. Bu gazetelerden biri de, doğal olarak Kıbrıs Haberci. Olayı “Büyük Kriz” manşeti ile vermiş. Gazetenin sürmanşetinde ise yayınlandığında dikkat çekmeyen ama sonra “artçı bomba” etkisi yapacak, “Kıbrıs’ı Kıbrıslılara bırakalım” başlıklı, Tunç Soyer’...