İyi ki, herkes Zekiye değil! / Feyzi Hepşenkal
Zehir
saçıyor, kin ve nefret sözcükleri dökülüyor ağzından.
“İzmir’deki
dinsiz, imansız… Anladık gavursunuz, tamam ama gavur olunur da bu kadar mı
namussuz gavur olunur? Bu kadar mı haysiyetsiz gavur olunur?” diyor, zerre kadar
sakınmadan, utanmadan.
Aynı
zamanda pervasız ve küstah ve de insan canına düşman:
“İnşallah
sizi korona vurur da biz de kurtuluruz…”
Normal
koşullarda “bir söze bakarım, söz mü diye; bir de söyleyene bakarım, insan mı
diye” düşünür; Zekiye Çomaklı adlı bu şahsı, son nefesine kadar kabir azabı
çekmesi dileği ile kaderine terk ederdim.
Olmadı,
oğlunun Anadolu Üniversitesi’ne “her nasılsa” rektör yapılmış biri olduğunu
görünce, edemedim.
O
üniversite ki, gerçek bir profesör olan Yılmaz Büyükerşen sayesinde şaha
kalkmış, gurur vermişti herkese.
İşte
bu nedenle ana oğulun gelmişini, geçmişini biraz eşeledim.
* * *
Zekiye
Çomaklı’nın Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası’ndaki bir toplantıda söylediklerini
buldum önce.
Bakın
“kadınlar hakkında” ne diyor, ne düşünüyor bu kadın:
“Belli makamlara kadının oturması
hatadır. İnisiyatifini kullanamıyor, eksik kalıyor. Beni taşlayıp,
yerebilirsiniz ama böyle eksik gördüğüm kadınlar var. Üniversitede profesör
olmuş, güzel bir yere gelmiş. Hiçbir işe yaramıyor. Sadece o masanın kadını. Bu
tür kadınların da ayıklanması lazım. Böyle dayı-yeğen işi yapılmamalı. Kadın
vali olmamalı, kaymakam da olmamalı. Gecenin bir saatinde bir ot yangını olduğu
zaman atına binip gidebilmeli. Kadın naziktir, narindir, duygusaldır. Emir
verebilmeli. Yumruğunu vurduğu zaman ses getirmeli. Herkes Zekiye değil. O
makamlardaki kişi yumruğunu vuran kadın olmalı. Onun için Milli Eğitim Müdürü,
İş-Kur Müdürü kadın olmamalı.”
Ettiği
laftaki şu üç kelime içini dışa vurması bakımından önemli:
“Herkes
Zekiye değil.”
Aslında
haklı.
Herkes
Zekiye değil.
İyi
ki değil!
* * *
Ya
Zekiye, kim?
Anladığım
kadarıyla “güce müptela” biri.
Ve
fazlasıyla muhteris!
O
kadar ki, doymak bilmez iştahla saldırmış her makama ve mevkiye.
2011
seçimlerinde AKP Erzurum İl Yönetim Kurulu “yedek üyesi” iken –görüp göreceği
tek rahmet sanırım bu yedek üyelik olmuş zaten- milletvekili olmak istemiş.
Aynı
ısrarı 2015 ve 2018 seçimlerinde de göstermiş.
Yetmemiş.
AKP
il başkanı olabilmek için piyasa yapmış kendince.
Yetmemiş.
2014
yerel seçiminde de Aziziye Belediye başkanlığı için AKP’ye adaylık başvurusu
yapmış yine.
Sonuç
hep aynı:
Hüsran!
* * *
Zekiye
Çomaklı’nın oğlu, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı
kim?
Sağda
solda yayınlanan ve hatta kendi elinden çıktığı anlaşılan özgeçmişlerin
hiçbirinde “ne zaman profesör olduğu” yazmıyor.
“2005
yılında Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesine Yrd.Doç
olarak atandı. 2010 yılında Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi doçenti oldu”
deniyor ama devamı yok!
Anlaşılan
önce prof. yapılmış, hemen ardından rektör.
Rektör
olmadan önce ne yapıyordu peki?
“Son
olarak Polis Akademisi Başkanlığında polis ve komiser yardımcısı alım ve
eğitimi ile rütbe terfi süreçlerinin planlamasında yer aldı” şeklindeki ifadeden
ibaret, eldeki bilgi.
Ya ülkenin
ilim ve irfanına hangi katkılarda bulundu acaba?
Anadolu
Üniversitesi’nin web sitesindeki Çomaklı’ya ait “Akademik Tanıtım Sayfasını”
açtım.
Orası
da boş, bomboş!
* * *
Onun
da bir videosu var ama…
Anasınınki
gibi, tam ibretlik!
Nihayet
şöyle bitireyim bu sevimsiz hikayeyi.
Zekiye
Çomaklı malum videosu ile “şöhret” olunca, tepkiler çığ gibi altına aldı her
yeri.
İhtimal,
“aman” dediler:
“Düzelt
şu işi.”
O da
hemen başka bir video çekiverdi.
İnsanın
birazcık aklı olsa veya azıcık samimiyet bulunsa içinde “ben bir dangalaklık
yaptım, affola” falan der fakat Zekiye Çomaklı inadına inadına “Dün yaptığım
paylaşım ne yazık ki art niyetli insanlar tarafından çarpıtıldı ve kamuoyuna farklı
bir şekilde yönlendirildi” diye başlayınca lafa…
NOKTA!
Yorumlar
Yorum Gönder