Biz bize nasıl yeteriz? / Feyzi Hepşenkal
Hiç
kuşkum yok, biz bize yeteriz.
Türkiye
büyük ülke.
Yeter
ki, doğru olan yapılsın, yanlışlardan uzak durulsun.
Cumhurbaşkanı’nın
başlattığı kampanya doğrudur mesela.
İmkanı
olan her kurum ve kişi, parasının gerçekten derde deva olacağına inandığı her
yerdeki, her biçimdeki kampanyaya destek vermelidir.
Fakat
“bizbizeyeteriz.gov.tr” adıyla açılan internet sitesinde yayınlanan “bağışçı
listesi” düşündürdü beni.
Merkez
Bankası, Ziraat Bankası, Halk Bankası, Ziraat Bankası listenin en tepesine
oturunca; olayın bütün samimiyeti uçup, gitmiş sanki.
Neticede
onların sahibi zaten halk değil mi?
Halkın
parasını halka vermenin adı ne zamandan beri “bağış” oldu, bilemedim!
Ayrıca
holdingler, odalar, namlı zenginler için kampanyaya gerek yok ki!
Cumhurbaşkanı
adına açılan bir telefonla istenen bağış zaten tıpış tıpış gelmez mi?
Listede
beni en çok etkileyen bağışı, Şenol Güneş yapmış.
Helal
olsun.
* * *
Evet,
biz bize yeteriz.
Çünkü
insanımız büyük çoğunluğu vicdan sahibi.
Dara,
zora düşene yardım etmek onun mayasında var.
Üstelik
bunu yaparken görülmek, bilinmek istemez.
İşte
size anlamlı bir örnek…
Melike
Çapan yazmış:
“Bizim
küçük Fener'de şöyle küçük bir dayanışma sepeti oluştu.. Komşumuz Jeff akıl
etti, teker teker hepimiz katılıyoruz.. Aranızda bilmediğimiz komşularımız
vardır belki ya da sizin de kendi komşularınız için bir sepetiniz olur.. belli
mi olur :)”
* * *
Elbette,
biz bize yeteriz.
Türkiye’nin
çok büyük imkanları var.
Yeter
ki, bir şeyler yapmak isteyenin önü kesilmesin.
Halkın
güven duyduğu kişi ve kurumlar, acayip iddialarla suçlanmasın, yaftalanmasın.
Örnekse,
belediyeler.
İş
“sen ben” ayrımcılığına vardırılırsa, hiç kimse darılmasın, Ekrem İmamoğlu’nun
şu sözlerine hak veririm sonuna kadar:
“Bize
devlet içinde devlet demeleri tam bir akıl tutulması. Belediyeler zaten
devletin ta kendisidir. Bunu bilmeyen Anayasaya baksın. Belediyeler devletin
bir kurumudur. Siyaset insanların beynini sulandırmış.”
* * *
Binlerce
üretim tesisi var ülkemde.
Doğru
düzgün organize edilseler, ihtiyaç duyulan her türlü mal, malzeme fazlasıyla
üretilir.
Ne
yokluk kalır ortada, ne de ortalık soygunculara kalır!
Örnekse,
maske.
Öyle
üç katlısı, beş katlısı, FFP(1-2-3), N95, 3M olanlarından değil; üretilmesi en
kolay, en ucuzu…
Defalarca
yazdım, şerefsizliğin yığınla kanıtını aktardım burada.
Yine
baktım bugün.
Durum
düzeleceğine, gemi iyice azıya almış haydutlar.
“Ulan
benim canıma okurlar” korkusunu zerrece duymadan, “100 tane maskeyi 379 liraya”
sattıklarını ilanen duyuruyorlar!
Açıkça
söylüyorum:
Eğer
biz bize yeteceksek, bu kepaze düzen süremez.
Yorumlar
Yorum Gönder