AKP’li rektörün müthiş sorusu! / Feyzi Hepşenkal
Tıpkı
Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Nükhet Hotar gibi, tıpkı Nevşehir Hacı
Bektaş Veli Üniversitesi Rektörü Mazhar Bağlı gibi, tıpkı Ege Üniversitesi
Rektörü Necdet Budak gibi, tıpkı Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Vural
Kavuncu gibi, tıpkı Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Hamdullah Şevli gibi; Sağlık
Bilimleri Üniversitesi Rektörü Cevdet Erdöl de AKP’den milletvekili olan,
ardından rektörlük koltuğuna oturtulan biri.
Fakat
ona rektörlük yetmemiş, her Türk vatandaşı gibi yazarlığa özenmiş.
Nerede
mi yazıyor?
Herhalde
burada, yanı başımda değil.
Cevdet
Erdöl yazsa yazsa ya Sabah’ta yazar, ya Akşam’da!
* * *
Nitekim
kimi iktidarseverler onun Akşam’daki son yazısından pek etkilenmiş ve “Cevdet
Erdöl'den müthiş bir soru” başlığıyla şu cümleye alkış tutmuşlar:
“PKK'ya
binlerce tır silahı gönderen ABD'nin New York'a maske gönderememesinin mantıklı
bir izahı var mıdır?”
Soruya
çok mantıklı ve çok daha müthiş bir yanıtım var.
Ondan
önce, soruya gelene kadar Erdöl’ün yazdıklarını bakmalı ama…
* * *
Bakalım:
“Şükürler olsun ki, bu
imtihanı Türkiye sınırlarında şerefyab bir Türk vatandaşı olarak karşılamak
nasip oldu bizlere... Büyük Lider Sayın Cumhurbaşkanımızın yüksek şuur ve
duruşu ile muhtaç olan değil, muhtaç olana koşan bir medeniyetin ferdi olmanın
haz ve bereketine vasıl olduk bir kez daha.
Tüm organları ile topyekün
bir mücadele ile her türlü tedbiri alan devletimiz, yüreklerimize su serperken,
bundan sonra dünya aynı dünya olmayacak diyerek, eskiden olduğu gibi yeni
dünyanın da Türkiye’ye ne kadar ihtiyacı olduğunu bir kez daha tembihledi bu
virüs tüm insanlığa…
Bugünler de geçecek
biiznillah... Ve biz yeniden kucaklaşarak büyüyen bir muazzez devlet olmaya
devam edeceğiz. Allah, aziz milletimizi ve tüm dünyayı bu imtihanı hayır ile
geçmek ve gereken tüm dersleri çıkarmak hususunda hissedar eylesin...
Merak Ediyorum:
PKK’ya binlerce tır silahı
gönderen ABD’nin New York’a maske gönderememesinin mantıklı bir izahı var mıdır?”
* * *
Erdöl’ün
ne dediği, ne demek istediğinden öte, asıl dikkat çeken şey, neyi, nasıl ifade
ettiği.
Kullandığı
sözcükler ve niyeti!
İlahi
rektör bey…
Bir
ilim irfan yuvasının başına gelmiş birine, yakışır mı böyle vıcık sözcükler?
Hiç
mi endişe duymadınız, “büyük lidere” yağ çekeyim derken, yarattığınız kaygan
zeminde ayağınızın kaymasından, yere kapaklanmaktan?
Vallahi
yazık.
Hele
taşıdığınız o anlı şanlı unvana çok yazık!
* * *
Ve
“müthiş soruya” gelince.
Aynı
soru şöyle de sorulamaz mı yani, hem de Erdöl’e cevap niyetine:
“Türkiye
(demek haksızlık, doğru adres ülkeleri yönetenler elbette) Libya’ya, şuraya,
buraya hemen her şeyi bol keseden gönderirken; kendi vatandaşına 25 kuruşluk
maskeyi neden gönderemediğinin mantıklı bir izahı var mıdır?”
Yorumlar
Yorum Gönder