Bakan Soylu, Ertuğrul Özkök’ü kandırmış! / Feyzi Hepşenkal
Çok
yerde fırtına ağaçları söküyor, dalları kırıyor ama Urla’da yaprak
kımıldamıyor.
Derin
bir sessizlik var.
Sanki
bir “suskunluk yasası” çıkarılmış KHK misali ve gizliden gizliye hüküm sürmekte.
Urla’da
yaşayan Lucien Arkas’tan Nail Özkardeş’e ünlü zenginlerin sessizliğini bir
noktaya kadar anlarım.
“Mala
mülke, paraya pula aman zarar gelmesin” kaygısı, susturur çok kişiyi.
Fakat
CHP’nin eski İzmir il Başkanı Alaattin Yüksel, İzmir eski Belediye Başkanı Aziz
Kocaoğlu da birer Urla sakini.
Sözüm
yanlış anlaşılmasın.
“Urla
sakini” olmak, bu konuda sakin kalmaları hakkını vermiyor onlara.
İzmir’in
çok ekmeğini yediler.
Milletvekili
ve belediye başkanı oldular.
Fakat
suskunlar!
Konuşsana Aziz
Kocaoğlu
Ayıtıptır
Alaattin bey…
Çok
ayıptır Aziz bey.
Sizi
geren, rahatsız eden hiçbir şey mi yok bu mevzuda?
Belki
tutuklanan belediye başkanını hazetmediğinizden, belki ucundan kenarından Fetullah
Gülen ile efradına değdiğinden çekinceniz olabilir.
Ya
kayyum… Ya kayyum.
Ona
da mı lafınız yok?
Hayret
bir şeysiniz vallahi.
Sırada neresi var?
Tepeden
tırnağa CHP örgütüne gelince, ilk birkaç günde yaptıkları açıklamalaran sonra, “Sırada
neresi var?” diye bekler gibiler!
Tamam.
“Ağzımdan
yel alsın” da, takındıkları tavrın başka bir izahı yok.
HDP’li
başkanlar görevden alınsın, sus.
CHP’li
başkan alısın, sus.
Hepsinin
yerine kayyum getirilsin, sus.
Eeee.
Nereye
varır işin sonu, Ankara, İstanbul, İzmir belediye başkanlarına mı?
Haklı olan tek kişi,
Nalbantoğlu
Onca
insan arasında suskunluğunu anlayışla karşıladığım tek kişi, Rıfat Nalbantoğlu.
O
mecbur.
“Evet,
Burak Oğuz’un Urla’da belediye başkan adayı yapılması için arkadaşlarımla çok
uğraştım ve başardım” demekten öte, ne söyleyebilir?
Belki…
“Pişmanım”
diyebilir!
Zarif bir diyalog!
Adını
andığım, anmadığım bütün suskunlar, önüme bir belge koyabilir şimdi.
İçişleri
Bakanı Süleyman Soylu’nun, Ertuğrul Özkök’e gönderdiği mektubu yani…
Malum.
Özkök
geçen gün “Madem İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile aramızda güzel bir diyalog
kuruldu, hazır böyle bir ortam var. Bir Urlalı olarak bu zarif diyalogdan
yararlanarak Sayın Bakan’dan beni bir konuda aydınlatmasını isteyeceğim” demiş
ve sormuştu:
“Şimdi,
hayatının bir bölümünü Urla’da geçiren bir insan olarak merak ediyorum. Benim
ilçemde, niye 28 Şubat’ın bile yapmadığı bir uygulama yapıldı?”
Canım,
kıyamam.
O
ne hoş sohbet böyle!
Bakan bey mektup
gönderebilir
Zarif
diyalogun gereği, Bakan Soylu gayet uzun bir mektupla yanıt verdi bugün
Ertuğrul Özkök’e.
Meselenin
özü şöyle…
Çıkarılan
KHK, yasa vs sonucunda terör nedeniyle görevden alınan belediye başkanlarının
yerine, belediye meclislerinin kendi içinden bir üyeyi seçme hakkı
bulunmadığını; anlatmış Bakan Soylu.
Bence
Sayın Bakan, Ertuğrul abiyi iki kere kandırmış.
İlki;
sözü edilen yasaları çıkaran kendileri. Nasıl çıkardılarsa, öyle iptal eder
veya değiştirirlerdi.
Ve
ikincisi, meclisin seçim yapma imkanı olmasa da, yine kendileri bir meclis
üyesini, örnekse önceki dönemlerde başkanvekilliği yapan Mustafa Kıpkıp’ı
pekâlâ başkan olarak atayabilirlerdi.
Öyle
değil mi Sayın Bakan?
Yanlışsam
bana da bir mektup gönderebilirsiniz…
Yorumlar
Yorum Gönder