Yarını bekleyemedim… / Feyzi Hepşenkal
Beklesem
yarın, bugün olacaktı, Cuma’ya, yani “hayali ve rüyası görülen” müjdeye sadece
bir gün kalacaktı.
Boşuna
zaman kaybetmek olmaz.
Tadını
çıkarmak lazım müjdelerin.
Ayıla
bayıla muhabbetini yapmak, “Acaba nedir, nedir” diye diye, tahminlerde bulunmak
lazım.
Velhasıl
keyif zamanı bugün.
* * *
Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın dediği gibi:
-
Yarın
malum Perşembe. Ardından Cuma.
Ve “Cuma günü bir müjde vereceğiz. İnanıyorum
ki Türkiye'de yeni bir dönem başlayacak” diyor yine kendisi.
Yeni
bir dönem.
Söz
iddialı ve önemli.
* * *
Rivayet
ise muhtelif.
“Akdeniz’de petrol bulduk” mu denecek?
Yok
yok.
“Karadeniz’de
doğalgaz bulduk” mu yoksa?
Veya
en müjdelisinden, COVİD’e çare…
* * *
Damat
Berat beye kulak verecek olursak:
- Türkiye
için bir eksen değişikliği olacak.
Demek
ki, faizi indirmek, bindirmek gibi ufak tefek şeylerin lafı bile olmayacak.
Hatta
“bulunduğu umulan şeylerin” de ötesinde bir şey, bu müjde.
Hani
“NATO’dan çıkmak” desem, “AB ile ilişkileri kesmek” ya da…
“Eksen
değişikliği” iddiasına uyar ama “bunun neresi müjde?” sorusu düşer ortaya.
* * *
Uşşaki
Cemaati lideri Fatih Nurullah müjdeledi (!) ya geçen gün:
-
Ayasofya
mayasofya, Tayyip Bey 'bekleyin' dedi. Ayasofya açıldı… Vakti saati var her
şeyin. Hele İslami devlet olsun; en güzel sarığı biz saracağız, en güzel
cübbeleri biz giyeceğiz.
Sözü
edilen asıl müjdenin, ez azından yarından sonraki Cuma günü için, bu olacağını
da sanmam.
* * *
Arkadaşlarla
konuşurken, biri “ülke itibarını füze gibi fırlatacak yeni bir saray müjdesi
verilebilir mi” dedi.
“Nasıl
yani” dedim.
“Şöyle
10 bin odalı falan bir saray” dedi.
“Dalga
geçme” dedim:
-
Bu
iş ciddi.
* * *
Ne
var ki…
Reis
için “müjde” olan, başkası için “kâbus” olabilir tabii!
Yorumlar
Yorum Gönder