Kim bu Albassam? / Feyzi Hepşenkal
Çeşme’yi,
Alaçatı’yı pasta dilimi gibi bölüp bölüp parçalayan bir yığın çizim, grafik,
plan, proje nasıl oldu da “cart” diye
çıktı, gizli eller tarafından servis edildi ortaya?
Kamulaştırma
kararı duyulalı dün bir, bugün iki…
Hangi
arada hazırlandı bütün bunlar?
Cumhurbaşkanı
Erdoğan veya devletin başka muhterem zatları mı böyle bir sipariş verdi aylar,
yıllar öncesinden?
Yoksa
Suudi’lere vahiy mi indi ya da istihareye mi yattılar da olacakları bildiler
çok önceden?
Albassam’ın
yerli işbirlikçileri kim, kimler?
Hop
dedik hanımlar, beyler…
Neler
oluyor?
Nedir
bu telaş, bu heyecan?
Ve
en önemlisi kimdir bu Albassam?
5 yıl önce
gelmişler, sonrası hiç
Baktım.
2015
yılının Nisan ayında gelmiş birileri Türkiye’ye.
Epey
bi esmişler, gürlemişler.
O
günkü haberlere göre, “Suudi Arabistan merkezli Albassam Group CEO'su Ziad
Albassam, Albassam Group ve Sumou Holding'in Türkiye'de gayrimenkul yatırımı
yapmak için Suudi Arabistan'da 2 milyar lira büyüklükte yeni bir fon kuracağını
açıkladı” falan tarzında hikayeler anlatılmış.
Ya
sonra?
Hiç.
Bir
daha ne gören olmuş, ne adını duyan!
Hal
böyleyken ve aradan 5 yıl geçmişken ne oldu da Albassam bizi öpüverdi münasip
yerlerimizden?
Ciddiye aldım,
yanılmışım!
Şu
bol renkli resimler ortaya serilmeden, hikayenin adını yazmıştım gerçi.
Fakat
ben “Yeni Çeşme” derken, her şeye rağmen ülkemi yönetenleri biraz olsun ciddiye
almıştım gerçekten.
İşin
başında, en azından Kültür ve Turizm Bakanlığı filan var sanmıştım.
Heyhat.
Çıka
çıka Suudi bir grup çıktı karşıma.
Adı
geçen Albassam Grubu’nun internet sitesine de baktım.
Renkli
resimlerde grubun şirketlerinden biri olduğu izlenimi yaratılan “SND” adlı
şeyin, neyin nesi olduğunu bulamadım.
Ve
kim bilir, belki grubun başkanı Salah Mohammed Albassam bile haberdar değil
olan bitenden.
Trajikomik
bir durum ama…
Onca
soruyu kime sordum, muhatap kim?
Bilmiyorum.
Senih Özay ışığı
yaktı
Bildiklerime
gelince.
İnsanların
malın mülküne el koyarcasına başlatılan operasyona karşı, ciddi bir direnç
olacağıdır.
Direncin
odağında ise her şeye rağmen HUKUK olacaktır.
Zorlu
davaların, gözü kara avukatı Senih Özay “Cumhurbaşkanı kararlarının yargısal
denetiminde ilk derece mahkemesi Danıştay’dır. 60 gün içinde mahkemeye gidilir,
gideriz, gideceğiz” diyor.
Hepsi
bu değil.
Senih
Özay çok iyi bildiği o yolu da gündeme getiriyor:
“Yargı
yoluna gidilirken, bir yandan da sivil itaatsizlik-yaramazlık ile kamuoyunu, oy
vericileri hareketlendirmek gerekir.”
Yeni
bir “Bergama direnişine” hazır olun yani.
Bu
yolun sonu, AİHM’e varır.
Yorumlar
Yorum Gönder