Kayıtlar

Soyer'in açıklaması 10 Ekim'de mi, 3 yıl önce mi? Cevabı ancak kriminal araştırma verir...

Resim
Hadi biraz “gazetecilik” yapalım. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in, Kıbrıs konusunda yaptığı iddia edilen açıklama ve sonrasında bu açıklamayı “üç yıl önce” yaptığını iddia eden yeni bir açıklaması ile toz dumana bulanan memleketi biraz aydınlatmaya çalışalım! Zincirin halkalarına tek tek ve sırayla bakmak en iyisi sanırım. İşte ilk halka... 10 Ekim Perşembe günü KKTC’nin Dipkarpaz Belediye Başkanı Suphi Coşkun, Tunç Soyer’i makamında ziyaret ediyor. 10 Ekim tarihi itibarı ile KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, Türkiye’de çok kişiyi çok kızdıran “savaş karşıtı” sözleri, henüz ağızdan çıkmamış. O sözler gündeme 13 Ekim’e bomba gibi düşünce, 14 Ekim tarihli gazetelerin hemen hepsinde manşet oluyor. Bu gazetelerden biri de, doğal olarak Kıbrıs Haberci. Olayı “Büyük Kriz” manşeti ile vermiş. Gazetenin sürmanşetinde ise yayınlandığında dikkat çekmeyen ama sonra “artçı bomba” etkisi yapacak, “Kıbrıs’ı Kıbrıslılara bırakalım” başlıklı, Tunç Soyer’...

Kapalıçarşı ile Mahmutpaşa bahar, Sirkeci ile Haydarpaşa leş kokuyor

Resim
Dilediğiniz kadar boş verseniz de dünyaya. Acıyı, kederi görmezden gelseniz de… Bilumum şapşallıklardan azade tutsanız da kendinizi. İhanetin her türlüsüne aşina olsanız da… İstanbul'u dinleseniz de, gözleriniz kapalı. “Serin serin Kapalıçarşı Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa Güvercin dolu avlular Çekiç sesleri geliyor doklardan Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı” diye mırıldansınız da… Önünde sonunda Haydarpaşa düşecektir aklınıza. Sirkeci kor gibi yanacaktır yüreğinizin tam ortasında. * * * Çekiç sesi de neymiş? Duyulan betonu kıran hilti sesi. En gürültülüsünden, kulağı sağır eden cinsten. Ve ter kokusu misk-i amber, o pis, o iğrenç, o leş kokusunun yanında şimdi. * * * Çare yok, haykıracağız: “İstanbul İstanbul olalı Hiç görmedi böyle keder.” Böyle keder olamaz zaten. Haydarpaşa ile Sirkeci gar binalarındaki 29 bin metrekarelik depo sahalarının, Agatha Christie’nin hayal gücünü aşan ...

Yaşar Seyman yazdı / Ahmed Arif’le Ankara’yı dolaşmak

Resim
“Bir akşamüstüdür şarabi” Kızılay Meydanı artık halkın meydanı olmaktan çoktan çıktı. Bana sadece ‘Gezi Direnişi’ sırasında öldürülen Ethem Sarısülük’ü çağrıştırıyor. Koskoca meydan koca bir acının adı oldu. Sonrası patlayan bombalar kısacası artık tadı kalmadı. Kızılay Meydanı halkın nabzının attığı değil sadece koşuşturduğu kavşak oldu. Dünyanın hangi şehrine gitsem o şehrin yazarının, şairinin sokaklarında dolaşmak; onunla o iklimi, o ruhu yaşamak, o mekânda oturup ortamı saatlerce gözlerimle taramak, geleni gideni izlemek, biriktirip yaşama akmak isterim. Bilirim ki şairlerin yazdıklarında yaşadığı coğrafyanın, şehrin ruhu vardır. 12 Eylül’ün karanlık günlerinde bazı dostlarla buluşur edebiyat ağırlıklı söyleşirler gerçekleştirirdik. Geçenlerde dostum sanatçı Rahmi Saltuk o günleri yazmamı istedi. Anılarımızın geçtiği mekânları anımsadım. Anılarımız tazeliğini korusa da gittiğimiz mekânlar artık yok olmuştu. Kent kültürü olmayan belediye başkanı, anıların mekânlarını, k...

ABD-Türkiye hattında CURCUNA

Resim
Doğrusu hem şaşırıp, hem sevinerek paylaşmıştım haberi. Nitekim AKP'liler de haklı bir gurur duymuşlardı genel başkanlarıyla. İlk video, o gurur videosu. Ya ikincisi, derseniz??? İşte bu ikinci videoyu izledikten sonra son kararımı verdim. Kendisinin söylediği hiçbir şeyi esas alarak hiçbir analiz yapılamaz, hiçbir öngörüde bulunulamaz. Derken bir bomba düştü dünyaya. ABD Başkanı Donald Trump'ın Barış Pınarı Harekatı'nın başladığı gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a Suriye'nin kuzeydoğusundaki durumla ilgili anlaşma çağrısı yaptığı mektup ortaya çıktı. Ama ne çağrı! İşte o mektup ve tam çevirisi: “Sayın Cumhurbaşkanı, Gelin iyi bir anlaşma yapalım! Ne siz binlerce insanı katletmekten sorumlu olmak istersiniz, ne de ben Türkiye ekonomisini yıkmaktan sorumlu olmak isterim - ama yıkarım da. Pastor Brunson konusunda bunun küçük bir örneğini size göstermiştim. Bazı sorunlarınızı çözmek için çok uğraştım. Dünyayı hayal kırıklı...

Süleyman Yağız yazdı / ÂŞIK DAİMÎ: SÜNNİ'YİSEM ALEVİ'YSEM NE ÇIKAR

Resim
ÂŞIK DAİMÎ: SÜNNİ'YİSEM ALEVİ'YSEM NE ÇIKAR Zaman zaman sanal ortamlarda seslendirilerek yayımlanan, "Sünni'yisem Alevi'ysem Ne Çıkar" adını taşıyan şiir, Alevi Dedesi ve büyük Halk Ozanı, rahmetli ÂŞIK DAİMÎ'ye aittir. DAİMÎ babayı rahmetle sevgiyle özlemle anarken, şiirini seslendirerek daha da  yaygınlaştıranlara teşekkür ederim. *** Ancak, seslendirenlerin, şiirin, DAİMÎ'ye ait olduğunu özellikle belirtmelerini dilerim. Çünkü bu, emeğe, sanata ve sanatçıya saygı açısından çok önemlidir. Hangi konuda olursa olsun alıntı yapan herkesin buna mutlaka uyması gerekir. *** Benim 1983 yılı başlarında çıkan "Yürü Bre Hızır Paşa" (s. 55) ve 1994 yılı sonlarında yayımlanan "Alevi Aydınları Alevi Dedeleri" (s. 9,10) kitaplarımda "NE ÇIKAR DOST" adıyla yer alan bu şiirin dizeleri aynen şöyledir: Göremiyor isem gerçek varlığı Sünni'yisem Alevi'ysem ne çıkar Sanat edindiysem sahtekârlığı Sünni'yisem Alevi...

Mum dibine ışık vermiş!

Resim
Birlik Başkanı sahte bal üreticisi çıktı DUVAR – Tarım bakanlığı son yıllarda yaptığı denetimler ile gıda ürünlerinde yapılan sahtecilikleri firma isimleri ile yayınlayarak teşhir ediyor. 12 Ekim 2019 ‘da yayınlanan yeni listede yine et ürünlerinden süt ürünlerine kadar geniş bir liste yer aldı. Yayınlanan bu listede çeşitli bal firmalarına ait ürünlerde yer aldı.  Tarım Bakanlığı’nın sitesinde yayımlanan listede  yer alan onlarca sahte bal markası arasından bir tanesi dikkat çekiyor. Yapılan incelemeden Fer Marka süzme çiçek balının sahte olduğu saptanmıştı. Fakat bu markayı diğerlerinden ayıran nokta ise Fer Bal adlı markayı üreten Melis Arı Çiftliği firmasının sahibinin aynı zamanda Ankara Arıcılar Birliği Başkanı olmasıydı. İnternet sitesindeki bilgilere göre Melis Arı Çiftliği adlı firmanın kurucusu Selçuk Solmaz. Bu kişi aynı zamanda Ankara Arıcılar Birliği başkanı. Yani piyasada sahte bala karşı mücadele etmesi gereken Ankara Arıcılar Birliği Başkanı’...

Battık balık, varlık yönetim şirketine gider!

Resim
Varlık yönetim şirketlerindeki  dosya sayısı 4 milyona yükseldi Emre Deveci / Cumhuriyet Ekonomik krizle birlikte bankaların batık kredileri (takipteki krediler, tahsili gecikmiş alacaklar) hızla artarken, varlık yönetim şirketlerine yapılan batık kredi satışları da yükseliyor. Varlık Yönetim Şirketleri Derneği’nin (VYŞD) verdiği bilgilere göre, bankaların yılın ilk 9 ayında bu şirketlere sattığı tahsili gecikmiş alacakların (TGA) toplamı 8 milyar TL’yi aştı. 2018’in tamamında bu rakam yaklaşık 6 milyar TL olmuştu. Varlık yönetim şirketlerinin bankalardan devraldığı ve şu an portföyünde olan TGA’ların toplamı 50 milyar TL’yi geçti. Bu şirketlerin elindeki toplam dosya sayısı da geçen seneki 3.5 milyon seviyesinden 4 milyona yükseldi. Şu ana kadar VYŞD üyesi şirketler tarafından çözüme kavuşturulan dosya sayısı ise yaklaşık 1 milyon seviyesinde. 2019’da bankalar tarafından gerçekleştirilen 8 milyar TL’lik satışın yaklaşık üçte ikisi KOBİ/Ticari portföy kredileri...

Joker (Koleksiyon)

Resim
Ve sonuçta...