Feyzi Hepşenkal

Stockholm, İsveç. Köln, Almanya. Riga, Letonya.

Servetin kaynağını öğrenene kadar soracağım Binali Bey, beni mahkemeye vererek korkutabileceğini ve bu soruları sormaktan vazgeçirebileceğini zannediyor; yanılıyor. Binali Yıldırım, 20 Aralık 1955 günü, Erzincan’ın Refahiye ilçesine bağlı Kayı köyünde dünyaya geldi. Fakir ailelerin, zeki ve çalışkan çocuklarının, üniversite sınavlarında iyi okulları kazanmaları eski Türkiye’de çok şaşılacak bir durum değildi. İTÜ’yü kazandı, gemi mühendisi oldu. Mezun olduktan sonra siyasete girene kadar da kamu kesiminde çalıştı. Eşi öğretmendi, geliri sınırlı bir memur ailesinde üç çocuk yetiştirmenin yükünü Binali Yıldırım ile paylaştı. Binali Yıldırım’ın kaderini değiştiren olay, Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasette yükselmeye başlaması oldu. Birincisi belediye başkanı olunca, ikincisi de İDO Genel Müdürü oldu. Birincisi Başbakan olunca da “kadrolu Ulaştırma Bakanı”! Binali Yıldırım’ın çocuklarının ani bir zihin açıklığına kavuşup, başarılı birer armatör olmaları da ...

AKP'li Meclis üyesi köpeği defalarca ezerek öldürdü Odatv'den Hüreyra Oflaz'ın haberine göre çevredeki güvenlik kameralarında yansıyan görüntülerde AKP’li Çorlu Belediye Meclis Üyesi Ateş Akdere’nin kullandığı araç yol kenarında bulunan mahalle halkı tarafından çok sevilen ve isminin “Çilli” olduğu 4 yaşındaki köpeğin üzerinden defalarca ileri geri yaparak geçti. Olayı fark eden çevredeki vatandaşlar Ateş Akdere’ye sert tepki gösterdi. Akdere ise köpeği görmediğini ve yanlışlıkla ezdiğini söyledi. Çevredeki vatandaşlar ve Akdere köpeği Çorlu’da bir veterinere götürdü. Burada muayene altına alınan köpeğin röntgeni çekildi ve vücudunda kırıklar tespitler edildi. Durumunun ağır olduğu için köpek ameliyat edilmek üzere İstanbul Empati Hastanesi’ne götürüldü. Hastanede yapılan kontroller sonrasında yaşama ihtimali görülmeyen köpek yetkililer tarafından uyutuldu. “VAHŞETİN KİMLİĞİ OLAMAZ” Olay sırasında orada bulunan Orkun Ateş isimli hayvansever Odatv’ye kon...

DEPREM PARALARI ve TOPLAŞMA ALANLARI AKP'li Burhan Kuzu, bir twitinde, "17 Ağustos depremi sonrası dönemin Ecevit Hükümeti, depremzedeler için gelen yardım paralarıyla memur maaşlarını ödedi" demiş ve şöyle devam etmişti: "Yurtdışından gelen kaynağın çok küçük bir bölümü depremzedeler için kullanıldı. Eski Türkiye’yi unutmayalım." *** Daha önce de yazmıştım: Kuzu'nun bu iddiaaları bütünüyle yalandır. Çünkü,  deprem paralarını başka amaçlar için kullanan Ecevit Hükümeti değil, AKP hükümetlerdir. Dönemin AKP'li Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "deprem paralarının duble yollar için harcandığını" açıklamıştı. 26 Ağustos’taki İstanbul depreminden sonra ortaya çıktı ki, deprem için toplanan paralar 20 yılda 66 milyar (eski parayla 66 KATRİLYON) liraya ulaşmış. Rakamın büyüklüğü gösteriyor ki, deprem paraları, AKP döneminde, sadece duble yollar için değil, başka amaçlar için de kullanılmış. *** Ecevit Hükümeti döneminde harcanan miktara gelince......

Hatalı müteahhite kıyak: Parasını iki defa ödemişler Karayolları'nda çifte skandal patlak verdi. Sayıştay'ın raporuna göre, hatalı yapılan yol ve tüneller için, hatayı yapan firmalara hesap sormak yerine, çifte para ödendi. 15-20 yıl boyunca kullanılması gereken yol yapım malzemeleri ise 1-2 yılda bozuldu ama firmalara bunun hesabı da sorulmadı. Sayıştay'ın konuya ilişkin raporunda, Tatvan yolu projesinin bedeli ödendiği halde iptal edildiği, şartname hükümlerine aykırı olarak proje firmasına oluşan zararın rücu edilmediği vurgulandı. Kırık Tüneli yapım işinde ise 800 metre tünel imalatının çöktüğü, müteahhit hatasına rağmen ikinci kez yaptırılan tünel için 76 milyon 815 bin 563 TL ödendiği kaydedildi. PARASI ÖDENDİ Raporda “Tatvan Ayrımı 9'uncu Bölge Hududu Yolu yapım işinde yer tesliminden hemen sonra projenin kullanılamayacağı anlaşılmıştır. Dengeli konsol imalatının yapılması için kurulacak platforma yeterli alan olmadığı, servis yolunun da ar...

Positano, İtalya Zürih, İsviçre Brugge, Belçika

550 basamaklı yurt merdiveni Gümüşhane Üniversitesi’nde okuyan öğrenciler için yamaca inşa edilen yurt binasına ulaşım 550 basamaklı merdiven yapıldı. Yurda ulaşmak için 5 kilometrelik mesafeyi aşması gereken öğrenciler, servis saatini kaçırdıkları takdirde 550 basamak çıkmak zorunda kalıyor. Dik bir rampaya kurulu merdivenden çıkmak için yaklaşık 20 dakika harcayan öğrenciler inerken de 10 dakikada iniyor. Gümüşhane Üniversitesi'nde eğitim gören öğrenciler için Bağlarbaşı Mahallesi'nde 5 yıl önce yamaca 800 kapasiteli Ahmet Ziyaüddin Gümüşhanevi Erkek Öğrenci Yurdu inşa edildi. Araçla yaklaşık 5 kilometre yol mesafesi ile ulaşılan yurt binası için 550 basamaklı merdivenli yaya yolu da yapıldı. Merdivenin üzeri, yağmurlu havalarda inip çıkan öğrencilerin ıslanmaması için kapatıldı. Servis saatini kaçıran öğrenciler, yaklaşık 20 dakikalık yolculukla merdiveni kullanarak yurda çıkıyor, 10 dakikada ise iniyor. Öğrenciler dik rampaya kurulu merdivenden çıkarken mola...

Binaların depreme dayanıklılığını  test etmek bütçeyi sarsıyor Yapıların depreme karşı dayanıklılık tespitinin maliyetinin ortalama 750 lira ile 4 bin 500 lira arasında olduğu öğrenildi. Depreme karşı dayanıklılık tespiti için yapılan testler hızlı, orta ve kapsamlı olmak üzere üç farklı kategoride yapılıyor. Testlerin maliyetinin de ilçelere ve seçilen kategoriye göre farklılık gösterdiği bildirildi. Hızlı dayanıklılık testi için yapılardan numune alınmayarak eğer var çatlakların veya kolonların durumuna bakılarak tespit yapılıyor. Orta düzey test için ise binanın zemininden farklı numuneler alınarak laboratuvara yollanıyor. Kapsamlı testi için ise her katta ayrı ayrı test yapıldığı ve alınan numunelerin laboratuvarda incelendiği öğrenildi. BirGün'den  İsmail Arı'nın haberine göre   özel bir kentsel dönüşüm, proje ve müşavirlik şirketinin verdiği bilgiye göre binaların deprem testinin “Hızlı” kategorisinde yapılmasını isteyen yurttaşlara çıkarılan maliyetin...

‘Konuşursam yer yerinden oynar’ ERK ACARER / BİRGÜN Eski asker ve AKP Milletvekili Şirin Ünal, Ankara’daki malikânesinde kendi silahı ile yaşamını yitiren 23 yaşındaki Özbekistanlı Nadira Kadirova ile ilgili henüz bir açıklama yapmadı. Ancak aile üyeleri, endişelerine rağmen çarpıcı detaylar vermeyi sürdürüyor: “İfade gibi evdeki kimseden swab örneği (ateşli silah artığı/eldeki kan ve barut izi) alınmadı. Odasına sokmadılar, eşyalarını onlar verdi. Hep günlük tuttu. Son dönem günlüğü yok. Abisi teşhiste göğsünde kurşunun girdiği yerde siyah barut lekesi göremediğini söyledi. Oysa silahın dayandığı yerde yanık izi ve siyah bir leke olur.”  ABİSİ: YANIK İZİ YOKTU Aile üyeleri, 23 yaşındaki Kadirova ilgili delil karartıldığını ve olayda çok fazla çelişki olduğunu ileri sürüyor. Araştırılması gereken birden çok şüphe var. Bunlar şöyle sıralanıyor: Abisi Muhammed Kadirova, teşhis sırasında göğsünde yanık izi olmadığını söyledi. Oysa ateşli silahla yakın mesafe atışta...

İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi @istbarochm Çocuğun cinsel istismarı vakaları konusunda toplumsal bilinci ve farkındalığı artırmak için lütfen bu içeriği paylaşarak yayılmasını sağlayın. İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak özellikle dikkat edilmesi gerekenleri toplumsal bilinci artırmak için 10 görsel ile derledik.

Ağaoğlu'ndan tüyler ürperten itiraflar Türk inşaat sektörünün önde gelen gruplarından Ağaoğlu'nun Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, 17 Ağustos depreminin 10. yıldönümü ertesinde İstanbul konut yapısına ilişkin şok açıklamalar yaptı. 20.08.2009 - 10:16, Son Güncelleme: 20.08.2009 - 13:45 Referans Gazetesi'nden Ayten Güvenkaya'ya konuşan Ağaoğlu, olası bir depremde uzmanların açıkladığı 50 bin binadan çok daha fazlasının yıkılacağını, can kaybının ise milyonları bulabileceğini belirtti. Ağaoğlu, "Avazım çıktığı kadar bağırıyorum. İstanbul konut inşaat sektörünü en iyi bilen isimlerden biri olarak söylüyorum ki; mevcut yapı stoğunun yüzde 70'i deprem açısından güvenli değil. 1970'li yıllarda İstanbul'un Anadolu yakasında yapılan yapıların büyük bir kısmına inşaat malzemesini ben sattım. Kumları Marmara Denizi'nden demirleri hurdadan çektik. O zamanın şartlarında en iyi malzeme buydu. Sadece biz değil tüm firmalar aynı şeyi yapıyordu. ...

Başkan Erdoğan'ın sert hezimet tatmasına yol açan Istanbul 'tekrar' seçimleri ardından esen rüzgarları bugüne kadar dikkatle izledim, bu kritik kırılma anından sonra muhalefetin nasıl bir yol haritası izleyeceğine, Millet İttifakı'nın ne yapacağına, bu arada Gül-Babacan ve Davutoğlu kopmalarının konjonktürü nasıl etkileyeceği meselesine odaklandım.  Demokratik değişim adına düşünce akışlarında bir tortulanma bekledim, şartların bir nebze olsun olgunlaşıp olgunlaşmayacağına baktım. Ama, resim tam olarak netleşmese de, bazı bilgiler olgunlaşmasa da, eldeki veriler o kadar acil bir hal aldı ki, artık yazmak farz oldu. Değişim sancısını hücrelerinde hisseden, 'bu işler böyle gitmemeli' diyen seçmen yakın gelecekte yeni bir hüsran duvarına çarpacak gibi görünüyor. Sandıklara 'Herşey çok güzel olacak' sloganıyla koşan CHP seçmenini de, bu slogandan etkilendiğini anladığımız İyi Parti seçmenini de, AKP içinden çıkabilecek yeni bir harekete bel ba...

Ece EMRE İstanbul’da 24 Eylül’de meydana gelen 4.6’lık depremden sonra durumun daha da ciddileştiğini söyleyen Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, 5.8’lik depremin ardından Hürriyet’e konuştu: - “1999-2014 seneleri arasında bütün Marmara araştırmalarının başındaydım. Elimizde Marmara’nın fayları mevcut. Hangi fayın kilitlenmiş yani enerji biriktirmekte olduğunu biliyorduk. O fay da 4.6’lık depremin olduğu yer ile Çekmece Gölleri arasında uzanan 70-75 km’lik faydı. O kol suskundu ve enerji biriktiriyordu. Fayın en batı ucunda olunca deprem sıkıntı yarattı. Deprem küçük bile olsa o fay zaten gerilmekteydi. Oradaki dinamik dengeyi etkileyeceği ve daha fazla bir yük bindireceğini düşündüğüm için ‘Sıkıntılı’ dedim. İki gün sonra 5.8, aynı noktaya yakın ve aynı fayın üzerinde meydana geldi. Bu iki deprem de kırılmasını beklediğimiz fayın üzerinde olduğu için faya ekstra bir yük bindirdi. Onun için ikinci deprem olunca İstanbul’daki sıkıntı daha da arttı. ‘ENERJİYİ BOŞALTT...