Ne “vaka” ama… / Feyzi Hepşenkal
Yazıya
konu olan şahsın benzerlerinden çok var.
Sağda
solda, sürü sepetler.
Dertleri
ne?
Ortalığı
karıştırmak, şeriat özlemi, iktidara yaranmak, kendi dünyalarında şöhret sahibi
olmak…
Neyse
ne!
Al
birini, vur ötekine.
Bunları
ciddiye almak, abesle iştigal değil de, ne?
Diyeceksiniz
ki, şimdi:
“Öyleyse
sen niye yazına konu ediyorsun Ali Edizer’i?”
* * *
Şahıs,
tıp doktoru bir kere.
Yazının
sonuna eklediğim videolarda izleyeceğiniz gibi, o lafları eden birine; yeri
geldiğinde insanlar, canını emanet ediyor.
Gerçi
tıpta bir uzmanlığı yok.
Ne
pediatri uzmanı, ne geriatri uzmanı…
Fakat
Kayseri’deki özel sağlık kurumlarında çalışırken, 2009 yılında şansı ve bahtı
açılıyor birden.
·
Önce o yılın Eylül ayında, Sağlık Bakanlığı
Tedavi Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı yapılıyor.
·
2010 yılının Mayıs ayında, SGK Genel Sağlık
Sigortası Genel Müdürlüğü İlaç ve Eczacılık Daire Başkanı oluyor.
·
2011 yılın Ağustos ayında, Sağlık Bakanlığı
Müsteşar Danışmanı; 2012 yılının Ocak ayında Sağlık Bakanlığı Özel Kalem Müdürü
koltuğuna oturuyor.
·
Orada da ancak 10 ay dayanıyor, hop, Türkiye
Kamu Hastaneleri Kurumu Başkan Danışmanı olarak sahneye çıkıyor bu kez. Ve
eşzamanlı olarak bir unvan daha alıyor: Dr. A. Yurtaslan Ankara Onkoloji E.A.H.
Başhekim Yardımcısı.
·
2016 yılının Ekim ayında, Ankara 1. Bölge
Kamu Hastaneleri Birliği İdari Hizmetler Başkanı namıyla görülüyor kendisi.
·
2018 yılının Mart ayında ise halen “videolar
paylaştığı” Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı
yapılıyor.
Yani…
Peş peşe
gelen bunca makam, mevki; bu şahsı biraz da olsa önemli biri pozisyonuna
sokuyor.
İşte
o yüzden de “yazıma konu” oluyor.
* * *
Gerçi
“şimdilik” görevden alındı, tepkiler arşı alaya yükselince.
Ya
2009 yılından bu yana süregelen yükseliş öyküsü.
Bu garabetin
o faslı ne olacak?
Diyeceğim
şundan ibaret:
Yazık
oluyor bu ülkeye.
Yazık
ediliyor Türkiye’ye.
Yazıklar
olsun cemi cümlenize!
Yorumlar
Yorum Gönder