Var mısınız İkonik Bina’ya? / Feyzi Hepşenkal
Şehirlerimizde
“nereye, ne yapılacağı” konusu hep bir hicran konusu oldu ve maalesef olmaya da
devam edecek.
Örnekse
İstanbul’da Gezi Parkı’nı kışlaya çevirme girişiminden sonra, bu kadim şehri
pasta dilimler gibi fiziken üç parçaya bölecek bir kanal yapma çılgınlığı aklın
alacağı şey midir?
Veya
İzmir’in Kültürpark’ında kebap festivali düzenlemek yerine, insanların gönlüne
huzur verecek, zihninde yeni ufuklar açacak projeler geliştirmeyi neden tercih
etmez şehrin hükümdarları?
The Universe Cascade…
Charles
Jenks adında bir peyzaj tasarımcısı, mimar yaşamış şu fani dünyada.
Bakın
ona.
Neler
düşünmüş ve yaratmış 80 yıllık ömrünün ardında?
Zahmet
olmazsa –ki olmasın- tekrar tekrar bakın söylediklerine ve yaptıklarına…
Misal,
“The Universe Cascade” olarak adlandırılan eseri ilginizi çeker mi acaba?
Bence
çeksin.
Hatta
betonseverlerin de ilgisini eminim çekecektir.
Bir
miktar beton kullanmış zira!
En
tepede günümüzden başlayıp, 25 merdiven sahanlığından aşağıya doğru inerken 13
milyar yıllık kozmik evrimden geçiyor insanlar.
21.
yüzyılın en özgün ve önemli bahçelerinden biri olarak tanımlanan İskoçya’daki
Kozmik Spekülasyon Bahçesi’ndeki bu yolculuk, evrenin kökeninin sırrını temsil
eden karanlık suda son buluyor.
Şapırdanmayın
gökdelenciler
Şehirlerde
dikkat çekecek, farklı ve hani “landmark” olacak tarzda yapılar da inşa
edilebilir elbette.
Ve
hatta…
Edilse
keşke.
İstanbul’da,
Ankara’da, İzmir’de değil sadece.
Daha
çok yerde, dünya ahalisinin gözünü faltaşı gibi açacak anıtsal mimari eserler
olabilse.
Ama
onların, gökdelenci müteahhitlerin ağzını şapırdatan, birbirine benzer ve
sevimsiz kulelerle ilgisi yok.
Böylesi
yapıtlara “İkonik Bina” deniyor.
Nedir İkonik Bina?
Ve
aynı zamanda “mimarlık tarihçisi” olarak da ün kazanmış, Charles Jencks’e
sormuşlar:
- “İkonik
Bina” nedir? Bunu en iyi örnekleyebilecek hangi yapılardan söz edebilirsiniz?
- İkonik
bina hem ikonik objenin yani Bizans Dönemi’nin İsa resimleri gibi, hem de
kelime olarak ikonun anlamını taşımalıdır. Diğer bir yandan ikonik olabilmesi
için bir yapının yeni ve yoğun bir imaja, simgesel ifadesi yüksek bir forma
sahip olması ve mevcut dokudan ayırt edilir olması gerekiyor. Güçlü olabilmesi
adına önemli metaforlari tapılacak simgeler, çağrışımlar içererek insanlar için
anımsanır olabilmeli, topluma konu oluşturabilmeildir. Buna en iyi örnek
olabilecek yapılardan bahsetmek gerekirse Birinci Dünya Savaşı sonrasında inşa
edilen ve simge olan yapı Le Corbusier’in Ronchamp’taki küçük kilisesiydi. Bu
yapı sonrasında gelen kiliseler için yeni bir tarz oluşturdu. Daha güncel
örnekler vermek gerekirse; Daniel Libeskind’in İmparatorluk Savaş Müzesi (Kuzey
Manchester), Yahudi Müzesi (Berlin), Norman Foster’ın Swiss Re Headquarters
(Londra), Frank Gehry Bilboa Guggenheim Müzesi (Bilboa) ve Walt Disney Konser
Salonu (Los Angeles) gibi yapılardan bahsedebiliriz.
Konuyu
daha iyi kavramak için, iki soru daha:
- Bu
binaların tasarımında kentin mimari dokusu ya da insan ölçeği hiç bir zaman göz
önünde bulundurulmuyor mu?
- Çevrenin
mimari dokusu simgesel bina tasarımı yapan bir mimarın tasarımlarında en son
sırada yer alır. Aslında bu tarz tasarımı benimseyen mimarlar çevreyle uyumlu
yapı yapamaz ya da ikonik bina ve çevre arasında inanılmaz bir çelişki
olmalıdır demek istmiyorum ama daha çok zıtlıklara eğilimleri var ve bu yüzden
bilinçli bir uzlaşı içindelerdir.
* * *
- Bizi
bu binalara çeken ne ise daha önceki hiçbir şeye benzemediğini söylemek mümkün
değil mi? Bir kere çoğalmaya başladıkları zaman, anlaşılacak ki “yeni ve
farklı” olandan çok fazla olmaya başlayacak.
- Evet.
Önceden hiçbir şeye benzememesi önemliydi. Ve evet, bu binaların çoğaldığı da
doğru. Ama bu nedenle ben özellikle iyi örneklerin farklı olduğunu vurgulamaya
çalışıyorum. Bulundukları mekanla bağlantılı birçok anlamları, işlevleri ve
geçmişleri var. Anlamları aynı zamanda doğanın saklı kozmik kodu ile ilişkili
çağrışımlar yapıyor. Onlar derin anlamlar yaratıyorlar.
Jencks artık yok
Bilmem
yeteri kadar açık ve net anlatabilmiş mi Charles Jencks?
Umarım
anlamıştır, özellikle anlaması gerekenler.
Çünkü
daha faza soru yöneltme şansımız yok Jencks’e.
Dünya
onu 14 Ekim 2019’da yitirdi.
Yine de bizi aptal işlere saplanıp, kalmaktan kurtaracak
onun gibi vizyonerlerin aramızda yaşadığına inanıyorum, inanmak istiyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder