İzmir ayakta, ya başkanlar?

-

İzmir ayakta, ya başkanlar?


TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu’nun “kent suçu” olarak nitelediği 72 noktadan biri de, Zorlu Konak gökdeleni üzerinde duruyor.
Ve o nokta bugünlerde giderek büyüyor, büyüdükçe de kararıyor!
Çünkü Konak Belediyesi, proje aleyhine açılan dava sürmesine karşın inşaat ruhsatını verdi, firma da mevcut binaların yıkımına girişti.

Kapı gibi şerh

İzmir’de yoğun itiraz var gelinen noktaya.
TMMOB’nun şerhi de zaten ortada:
“Nazım İmar Planı, kentin 15-20 yıl içerisinde alacağı formu belirler. Bu nitelik gereği, İzmir Büyükşehir Belediyesince hazırlanan İzmir kentsel Bölge Nazım İmar Planı’ndan bağımsız olarak, kamu yararı ve şehircilik esasları gözetilmeksizin parsel bazında hazırlanan dava konusu Nazım İmar Planı değişikliği, şehircilik esasları ve planlama ilkeleriyle bağdaşmamaktadır.
Ayrıca İzmir Büyükşehir Belediyesince hazırlanan ve çok katlı yapılaşmaları bünyesinde toplamayı amaçlayan Yeni Kent Merkezi İmar Planları ile de çelişki yaratmakta, getirdiği yoğun yapılaşma ve kullanım kararları ile de zaten yetersiz altyapıya sahip olan Alsancak bölgesindeki baskıyı arttırarak kötü emsal olmaktadır. Öngörülen yapı kitlesinin çok amaçlı kullanım yükü, alan içinde ve yakın çevresinde araç ve yaya trafik yoğunluğunu arttıracaktır.”

Dikey mimari çözüm mü?

Kimi için sorun yok.
Canı isteyen istediği yere gökdelen yapsın, sağladığı rantın tadına varsın; diğer yanda şehir yaşamı iyice içinden çıkılmaz hale gelirse gelsin vs. vs.
Tamam.
Bir grup parselin birleştirilip, dikey mimari (gökdelen) ile değerlendirilmesi ve çevresinde yeşil alan yaratılması; şehirlerin karmaşık yapısına çözüm getirebilir.
Ama bu yöntem, parası ve gücü olana ada bazında plan değişikliği yoluyla daha çok para kazanma yolunu açıyorsa; olmaz!
Ancak bütüncül bir anlayışla, gerçek bir kentsel dönüşüm amacıyla hareket edilirse; belki olur.
İşin garibi, Zorlu Konak’ın (bana göre) itici ve sevimsiz bir iki görseli dışında; neyin, nasıl yapılacağı hakkında hiçbir yerde dişe dokunur bilgi de yok.
En basitinden bina göğü delerken 42 kat mı, 50 kat mı, 60 kat mı yükselecek; tevatür muhtelif!

CHP’li başkanlar suskun

Öte yanda İzmir Büyükşehir ve Konak belediyelerinin tavrı, insanı hayretler içinde bırakan cinsten.
Konak Belediye Başkanı Abdül Batur seçimden önce Zorlu Konak projesi için demişti ki:
“Burada inşa edilecek gökdelen projesi Konak'a yakışmıyor. Ruhsat başvurusunda bulunmuşlar. Ruhsat ne aşamada bilmiyorum ama biz geldiğimizde ruhsat başvurusu hala duruyorsa, ne gerekiyorsa onu yapacağız.”
Yaptığı, imzayı basmak, mührü vurmak oldu.
Varsın o proje Konak’a, İzmir’e yakışmasın!
Hele ve hele…
Her konuda bülbül gibi konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise sıra bu konuya geldiğinde “nedense” adeta dut yemiş bülbül!!
Sahi…
Neden ki?

https://www.a3haber.com/2019/11/30/izmir-ayakta-ya-baskanlar/

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

1 fotoğraf 1az bilgi / Filiz Akın, Ayhan Işık, Vahi Öz, Öztürk Serengil KADIN BERBERİ

-
Resim
https://1foto1azbilgi.blogspot.com/ 1964 yılında çevrilen "Kadın Berberi" filminden... UNUTULMAZLAR: Nevzat Okçugil, Vahi Öz, Hüseyin Baradan, Filiz Akın, Ayhan Işık, Suna Pekuysal, Öztürk Serengil, Necdet Tosun, Faik Coşkun... Yapımcı : Türker İnanoğlu Yönetmen : Türker İnanoğlu Senarist : Fuat Özlüer Tür : Komedi Yapım Yılı : 1964 Özellikler : 35 mm, Siyah-Beyaz Ülke : Türkiye Dil : Türkçe Vizyon Tarihi : Şubat 1964 KONUSU: Zengin bir ailenin anne babası ölmüş ve tüm mirasa tek başına sahip olmuş kızı Lale (Filiz Akın) birgün özel motoruyla deniz gezisi yaparken kadın berberi olan Erol’la (Ayhan Işık) tanışır. Aralarında başlayan yakınlık, Lale’nin önce zengin sanıp kadın berberi olduğunu öğrendiği Erol’la alay etmesiyle son bulur. Lale yaptığına pişman olur. Arkadaşı Tayfur’un piyangodan kazandığı para ile açtığı salonda kuaför olarak çalışmaya başlayan Erol, kısa sürede kadınların peşinden koştuğu ünlü bir b...
Devamı

15 Eylül 1914’de doğan bir büyük yazar, Orhan Kemal

-
Resim
15 Eylül 1914’de doğan Orhan Kemal’in asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü’dür. 15 Eylül 1914 tarihinde Adana’nın Ceyhan ilçesinde doğmuştur. Babası milletvekili ve bakanlık yapmış Abdülkadir Kemali Bey, annesi ise Azime Hanım’dır. 1931 yılında 17 yaşındayken, babası siyasal nedenlerle Suriye’ye kaçınca, orta öğrenimini yarıda bıraktı ve Suriye’de ve Lübnan’da bulaşıkçılık ve matbaa işçiliği yaptı. 1932 yılında yalnız başına Türkiye’ye dönerek Adana’da çırçır fabrikalarında işçilik, dokumacılık, ambar memurluğu ve kâtiplik yaptı. 1938’da ilk şiirlerini de yazdığı Niğde’deki askerliği esnasında, komünizm propagandası yapmak suçlamasıyla 27 Ocak 1939’da 5 yıl hapse mahkum oldu. Kayseri, Adana ve Bursa cezaevlerinde yattı. 1940 yılı kışında Bursa Cezaevi’nde Nâzım Hikmet’le tanışması yaşamının ve yazarlığının dönüm noktası oldu. 26 Eylül 1943’te Cezaevinden çıktıktan sonra Adana’ya döndü. Karataş’ta toprak taşıma işinde bir ay amelelik, 14 Nisan 1944’te Devlet Demiryolları’nda “muvakk...
Devamı