Haluk Bilginer bu kez “şahsiyet” sözcüğüne hayat verdi
Haluk
Bilginer bu kez
“şahsiyet”
sözcüğüne
hayat verdi
İzmir’in
kızları güzeldir.
Ama
erkekleri de iyidir.
Örnekse…
Haluk
Bilginer.
47.
Uluslararası Emmy Ödülleri’nde en iyi erkek oyuncu ödülünü almasaydı da, o
bizim için çok değerliydi ve hep öyle kalacaktı.
Hürriyet’in
son dönemde işine son verdiği gazetecilerden Çınar Oskay, 31 Ocak 2018’de Haluk
Bilginer ile yaptığı söyleşiye “Bir araştırma hatırlıyorum. İnsanın en mutlu
yaşı 63 çıkmıştı. Doğru mu?” diye başlamıştı.
Bilginer
de şöyle yanıtlamıştı:
“Öyle
mi? Ben 63 buçuğum! Ve bence doğru.”
Gelecek parlak olmak zorunda
Ve
bugün ben de, 31 Ocak 2018’te Haluk Bilginer’in olduğu yaştayım tamı tamına.
Katılıyorum
ona.
Tıpkı
şu sözleri gibi:
“Akıl ve vicdandan sığınacak başka
hiçbir şeyimiz yok. Benim vicdanım bana yetiyor. Yetmeyenler düşünsün!
Keşke dünyayı kadınlar yönetiyor ya da
dünyanın çoğunluğu kadınlardan oluşuyor olsaydı...
Korku çok insani bir duygudur.
Korkmayan aptaldır zaten. Ben de korkuyorum ama korkak değilim. Cesaret korkuya
rağmen bir şeyin üzerine gitmektir. O yüzden cesur olmak zorundayız...
Biz aslında ahlak bekçiliği yaparak
sapık olduk. Ahlak bekçiliğini görev olarak gören herkes önce kendi ahlakına
bakmalı.
Empati kuran insan kötülük yapamaz,
gidip birini öldüremez, bağıramaz. Bir ülkede sanat yoksa empati yoksunluğu
artar.
Geleceği parlak görüyorum. Ama hangi
gelecek olduğundan emin değilim... Yakın gelecek mi? Uzak gelecek mi? Gelecek
parlak olmak zorunda. “
Mesleksiz ünlülere “sanatçı” denir
Sözü
pek, tavrı net bir insan oldu daima.
Düşüncesini
söylemekten çekinmedi asla.
Evrensel
anlamda “sanatçı tavrı” neyse, Haluk Bilginer bunun Türkiye’deki yansımasının
önde gelen “şahsiyet”lerinden oldu hep.
Hoş.
Kendisine
“sanatçı” denmesinde de karşı çıktı:
“Sanatçı ne idüğü belirsiz bir
tanımlama zaten. Mesleksiz ünlülere ‘sanatçı’ diyoruz. Ben oyuncuyum mesela,
öbürü heykeltıraştır, diğeri dansçıdır. ‘Ben sanatçıyım’ diyene soracaksın
mesleğin nedir abla?”
Çoban koyunlara lazımdır!
Haluk
Bilginer’in aktardığım tüm sözlerinde olduğu gibi, şimdi aktaracaklarımın
altına da seve seve imzamı atıyorum:
“Lidersiz hiçbir şey yapamamak... Bu
kendini hiçe saymaktır. Çoban koyunlara lazımdır! Bizim toplum olarak kendi
aklımızla hareket etmemiz lazım.
Bu kadar insan ülkeyi terk ediyorsa
oturup kendimize bakmamız gerekmiyor mu? Bu kadar beyin göçüyor, telaşa
düşmemiz gerekmiyor mu toplum olarak? Bu telaşı görmüyorum, görmek istiyorum.
Bizde kol kırılır, yen içinde kalır.
Kalmamalı. Kırılan kolu yenin içinden çıkarıp ‘Benim kolumu kırdılar’ diyeceksiniz!
Çaresini arayacaksınız bir daha kırılmaması için.”
Sen
çok yaşa Haluk Bilginer.
İyi
ki varsın.
Aldığın
ödül, bir hakkın nihayet teslimidir.
Yürekten
kutluyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder