Soygunu anlamamaya salak olmak bile bahane değil
İşte kalem kalem SGK soygunu
Bahadır Özgür / GAZETE DUVAR
“Ey vatandaş soyulma!..” 2012’de
geçilen yeni online sistemle vatandaşın aldığı her hizmeti görebileceğini,
böylece şişirilmiş faturalarla soygun düzeninin tamamen biteceğini iddia
etmişti, SGK yöneticileri. Heyecanla verdikleri demeçte şöyle diyorlardı: “Sitemizde
listeyi yayınlayarak, ‘Ey vatandaş soyulma, şu ameliyatın ücreti şudur’
diyeceğiz.”
Bundan altı yıl önce de MEDULA,
yani sosyal sigortalar kapsamında olanlara dair her türlü sağlık hizmetinin
elektronik ortamda izlendiği bir sistem kuruldu. Böylece tedaviden ilaca kadar
sağlıkta her aşama devletin takibi altında olacak, usulsüzlük anında tespit
edilecekti. Ama gelin görün ki, çalma iradesi bir kez harekete geçmesin, önünde
dağ dayanmıyor!
Milyonlarca liralık yatırımla
kurulan sistemler bırakın yolsuzluğu önlemeyi, aksine daha da kolaylaştırmış
durumda. Nasıl mı? Sayıştay’ın MEDULA sistemi üzerinden yaptığı ve dün
yayınladığı rapor, milyonlarca liralık SGK vurgununu gözler önüne serdi. Gelin
en çarpıcı olanlarını madde madde inceleyelim…
CHECK-UP VURGUNU
Sayıştay’ın ilk bulgusu ‘tarama
amaçlı muayene ve işlemlerin, yani check-up’ların, Sağlık Uygulama Tebliği’ne
(SUT) aykırı şekilde faturalandırılması. Tarama amaçlı muayene işlemlerinin
SGK’ya fatura edilemeyeceğinin yasada açıkça belirtildiğini söylüyor, Sayıştay.
Ama fiili durum bambaşka.
2018 yılında bazı sağlık kurumları
tarafından periyodik şekilde, aynı gün içerisinde, farklı takip numaraları
üzerinden, farklı branşlarda muayene yapıldığını, benzer tanılar üzerinden
bunun da SGK’ya fatura edildiği tespit edildi. Öyle ki bazı sağlık tesisleri
aynı gün içinde 170 farklı hastaya genel cerrahi, göğüs hastalıkları, kalp
damar cerrahisi, fiziksel tıp ve rehabilitasyon, iç hastalıkları, göz
hastalıkları, kardiyoloji gibi ona yakın branşta işlem yapmış. Peki bunun
SGK’ya bir yıllık maliyeti ne kadar? 35 milyon 384 bin 396 lira. Yani bu
meblağ, özel hastanelere haksız yere ödenmiş.
VERTİGOLUYA DOĞUM FATURASI
Fahiş ve yasa dışı ödemeler bununla
sınırlı değil. Sayıştay hastalara konulan tanılar ve ameliyat bilgileri ile
faturalandırılan işlemlerin birbiri ile uyuşmadığını da belirliyor. Hatta
bazı durumlarda hastaya konulan tanı ve yapılan tedavi ile SGK’ya kesilen
fatura arasında alaka dahi bulunmuyor.
Mesela; hastaya vertigo veya üst
solunum yolları enfeksiyonu tanısı konulmuşken, kesilen faturada sezaryen ve
normal doğum işlemi yazılmış. Danıştay söz konusu faturadaki kimlik bilgisine
baktığında böyle bir doğumun olmadığını vurguluyor. Özel hastane pahalı olan
doğumu göstererek, haksız kazancı cebe indirmiş.
En fazla başvurulan soygun
yöntemlerinden birisi ise ameliyat malzemeleri konusunda. Bazı işlemlerde
ameliyatta kullanılan malzemeler ile faturalar arasında büyük tutarsızlıklar
bulunuyor. Örneğin; ortopedi ve travmatolojide ameliyat olmuş bir hasta için
1 adet Femoral Stem kullanıldığı belirtilmiş olmasına rağmen,
faturalandırılan sayı 48 adet. Ortalama olarak 1 adet malzeme için 2215 TL
ödenmesi gerekirken, bu şekilde ameliyatı yapan tesise 106 bin TL ödeme
yapılmış.
Bir tane daha aktaralım: Bir hasta
için 2 adet diz primer tibial komponent kullanıldığı belirtilmiş olmasına
rağmen, 48 adet fatura kesilmiş. Böylece 1378 TL ödeneceği yerde 66 bin TL
ödeme yapılmış. Bunun gibi Sayıştay’ın raporunda verdiği tüm örnekler
toplandığında SGK’nın aslında 21 bin 250 TL ödemesi gerekirken, 950 bin lira
ödeme yaptığı görülüyor. Bunların sadece rapordaki örnekler olduğunu da
hatırlatalım. Gerçekte vurgunun boyutu milyonlarca liraya ulaşıyor.
Özel hastanelerin vefat edenleri
tedavi etmekte hayli mahir olduklarını da Sayıştay’dan öğreniyoruz. Raporda
verilen örneğe bakılırsa, 2018 yılı içinde 411 sigortalıya, ölüm tarihinden
sonra sağlık tesislerince 956 bin 166 TL tutarında hizmet sunulmuş.
TATİLDEKİ DOKTOR AMELİYAT YAPMIŞ
Özel hastanelerin sık başvurduğu
bir diğer usulsüzlük de, bünyelerinde çalışan doktorların raporlu oldukları
dönemlerde dahi tedavi hizmeti vermeye devam etmeleri. Sayıştay pek çok özel
hastanede görev yapan doktorların hastalık veya doğum hali nedeniyle raporlu
olduğu ve geçici iş göremezlik ödeneği aldığı tarihlerde, aynı zamanda
ameliyata girdiklerinin tespit edildiğini söylüyor. Bu yöntemle SGK’ya kesilen
fatura 2 milyon 634 bin 261 TL. Aynı durum izinli doktorlar için de söz konusu.
Tatildeyken ameliyat yapmış, tedavi hizmeti sunmuş görünen doktorlar için
kesilen faturanın tutarı da 3 milyon 742 bin 847 TL.
SGK soygununun en yaygın
yöntemlerinden birisini de kanser teşhisi hizmeti oluşturuyor. Yasaya göre kamu
hastaneleri, onkoloji PET hizmetini ‘global bütçe sistemi’ içerisinde sunmak
zorunda. Önceden bütçe üst sınırı belirleniyor ve kamu hastanesi bu bütçe ile
sayı kısıtlaması olmaksızın bu hizmeti sunuyor. SGK da kamu hastanelerine bu
bütçe içinden ödeme yapıyor.
KANSER TEŞHİSİNDE KURULAN TEZGAH
Ancak Sayıştay, onkolojik PET
işlemlerinin özel sağlık kurumları üzerinden ayrıca faturalandırıldığına
dikkat çekiyor. Denetim sırasında seçilen bir işlem incelendiğinde, bu yöntemle
SGK’nın nasıl zarara uğratıldığı açıkça görülüyor. Raporda tek bir numara
üzerinden yapılan tespit oldukça çarpıcı: Kamu hastanelerinin onkoloji
servislerinde tedavisi başlatılan 16 bin 424 hasta, kamu hastanelerindeki
muayenelerini takip eden 10 gün içerisinde bir özel hastanede daha aynı
işlemi yaptırmış ve bu kuruluşlarda muayene girişi dışında başka bir
işlem görünmüyor. Bu şekilde kamu hastanelerine ödeme yapılırken, aynı işlem
için bir de özel hastanelere ödeme yapmış.
Benzer bir vurgun da fizik tedavide
sürüyor. SGK ile anlaşmalı özel sağlık tesisleri için yasada şu kriterler
sıralanıyor: “Bir fizik tedavi ve rehabilitasyon uzman hekimi ile bir
fizyoterapist için; (A) grubundaki işlemlerden günlük en fazla 8 hastanın,
(A) ve (B) grubundaki işlemlerden günlük toplam en fazla 16 hastanın işlemi
SGK’ya fatura edilir. Bir fizik tedavi ve rehabilitasyon uzman hekimi için
ilave olarak (C) grubundaki işlemlerden günlük en fazla 32 hastanın, (C) ve
(D) grubundaki işlemlerden ise günlük toplam en fazla 64 hastanın işlemi
fatura edilir.”
Ama Sayıştay raporunda bu
kuralların tamamen ihlal edildiğini anlıyoruz. Mesela; (A) grubu işlemlerde
toplam 16 hasta sınırı olduğu halde SGK’ya 417 hasta için fatura kesilmiş.
Fatura sayısı (A) ve (B) grubunda günlük 976, (C) ve (D) grubu işlemlerde
ise 1608 adet. Bu şekilde tespit edilen günlük fatura sayısı tam 322 bin 444
adet.
Bunlar, Sayıştay’ın her geçen yıl
daha da kısıtlanan yetkisi dahilinde bulabildiği ve ancak bir kısmını
örneklerle aktarabildiği yolsuzluklar. Yine de SGK’da gizlenmeye çalışılan
batağın kokusunu almak için yeter de artar bile…
Yorumlar
Yorum Gönder