Gökten haksızlık yağıyor!
Cezaevindeki tek Cumhuriyet'çi İper: Türkiye’de özgürlüğün yanında olan herkese haksızlık
var
Cumhuriyet gazetesi muhasebe
çalışanı Emre İper, gazete hakkındaki davada ceza alan 14 çalışan arasında
Yargıtay kararı sonrası tahliye edilmeyen tek isim oldu. 25 Nisan’dan bu
yana Kandıra Cezaevi’nde olan İper, DW Türkçe’nin sorularını yanıtladı. İper,
cezaevinden gönderdiği mektupta, arkadaşlarının özgürlüğüne kavuşmasına çok
sevindiğini söylerken “Cumhuriyet davasında sadece birilerine gözdağı vermek
için insanları cezaevine koydular” diyor.
Yargıtay 16'ıncı Ceza Dairesi’nin
Cumhuriyet davasıyla ilgili geçen hafta verdiği kararın ardından, beş eski
çalışan tahliye edilirken, cezaevinde sadece gazetenin muhasebe çalışanı Emre
İper kaldı. Daire, İper için mahkumiyet kararını onadı.
‘AYM'nin yükü fazla'
Emre İper, 15 Mart 2019'da Anayasa
Mahkemesi'ne (AYM) yaptığı bireysel başvurunun gündeme alınmasını
bekliyor. AYM’nin Barış Akademisyenleri ve kamuyounda Ayşe Öğretmen olarak
bilinen Ayşe Çelik ile ilgili ifade özgürlüğü ve hak ihlali kararlarını
okuduğunu belirten İper, “AYM Başkanı ve bazı üyeler gerçekten güzel gerekçeler
yazmış. Türkiye’de hukuk yavaş uygulanıyor, asıl mağduriyet bundan kaynaklanıyor
zaten. AYM elindeki dosyaları daha çabuk sonuçlandırmak zorunda, devlet bunu
kolaylaştırmalı. Gerekirse heyetler artırılmalı. Ellerinde çok dosya olması
onların suçu değil. Bu devletin suçu. Çünkü ilk derece mahkemelerdeki tüm
çözümsüzlükler AYM’nin sırtına biniyor” diyor.
İper, AYM ve Yargıtay’ın son
zamanlarda güzel kararları olduğunu, ancak bu kararların ilk derece
mahkemelerden çıkarak insan hakları ihlaline yol açmadan, insanları
sevdiklerinden uzaklaştırmadan alınması gerektiğini vurguluyor. İper, “Eminim
ki yargı reformu çıkarsa Yargıtay’a itiraz hakkımız olacak. Yargıtay kararını
bizi içeri atan mahkeme de uygulayabilirdi” diyor.
"Biz değil ailelerimiz
çekiyor”
Yaşanan haksızlıkların cezaevine
girenlerden çok dışarıdaki ailelerini etkilediğini söyleyen İper, “Özellikle
anneler ve çocuklar zedeleniyor. Ben içerideyken kayınvalidem öldü ama içeride
olup yakınları hasta olan başka kişiler de var. Bu bizi terbiye etme yöntemi
değil. Biz içeride ceza çekiyoruz, yakınlarımız dışarıda eza çekiyor” diye
konuşuyor.
Emre İper’in 14 yaşında bir kızı,
10 yaşında bir oğlu var. Yağmur ve Yiğit. Yiğit’in, cezaevini çizdiği bir resim
geçen haftalarda sosyal medyada yer almıştı. Resimde adalet ve haksızlık
kefesinin bulunduğu gökten haksızlık (H harfleri) yağıyordu.
İper, çocuklara bazı şeyleri
anlatmanın zor olduğunu, onlar için sadece siyah ve beyaz olduğunu söylüyor:
“Yani o kalbine göre karar veriyor. Kalbinde biz suçsuzuz. Ben onların hep
adaletten yana olmalarını istiyorum. İntikam duygusu içinde olmamalarını anlatmaya
çalışıyorum. Her haksızlık yeri gelince bitecek, en sonunda kazanan hep iyiler
olacak. Bazı çocuklar çetele tutuyor mesela. Benim oğlum gibi gökten adalet mi
haksızlık mı yağdığını hesaplamaya çalışıyorlar. Bunlar çok zor. Çocuklara
böyle bir yük verilememeli.”
"Tahliye olmalarına
sevindim”
Geçen hafta cezaevinden çıkan
Cumhuriyet eski çalışanları Musa Kart, Mustafa Kemal Güngör, Güray Öz, Önder
Çelik ve Hakan Kara, arkadaşları Emre İper’i cezaevinde bıraktıkları için
sevinçlerinin buruk olduğunu söylemişti.
İper ise arkadaşları için çok mutlu
olduğunu söylüyor ve onlara şu mesajı yolluyor: "Tahliye olmalarına çok
sevindim. İnsanın arkadaşının özgür olması çok güzel bir şey. Onlara tek
mesajım: Yaşadığınız her anın keyfini alın!”
İper, cezaevine birlikte girdiği
arkadaşlarının tahliye olmasının ardından yalnız hissetmediğini vurguluyor,
“Yalnız hissetmeme gerek yok çünkü bence insan hata yaptığında kendini yalnız
hisseder, ben hata yaptığımı düşünmüyorum” diyor.
Cezayı Tweet’ten aldı
Cumhuriyet davası iddianamesinde
telefonunda ByLock yüklü olduğu iddia edilen Emre İper, 6 Nisan 2017’de
gözaltına alındı. Yapılan incelemeler sonucu telefonunda ByLock’a rastlanmayan
İper’in buna rağmen tutukluluğu devam etti. Aylar süren bilirkişi incelemeleri
sonucunda “Mor Beyin” isimli yazılımla çalışan programları kullananların
iradeleri dışında ByLock sunucusuna yönlendirildiği ortaya çıktı. Bunun üzerine
Emre İper, 267 gün tutukluluk süresinin ardından 29 Aralık 2017’de tahliye
edildi.
Ancak Cumhuriyet Davası kapsamında
hüküm açıklanırken İper’e yöneltilen “örgüt üyeliği” suçlaması “örgüt
propagandası”na çevrildi. Twitter üzerinden yaptığı paylaşımlar suç delili
olarak gösterilen İper’e “Örgüt propagandası” suçlamasıyla 3 yıl 1 ay 15 gün
hapis cezası verildi.
Emre İper, İstanbul Bölge Adliye
Mahkemesi 3'üncü Ceza Dairesi’nin mahkumiyet kararını onamasının ardından 25
Nisan 2019'da yeniden cezaevine girdi.
Tüm kamuoyu farkında olmalı”
Emre İper’in avukatı Tora Pekin,
“Maalesef kamuoyu Emre İper’le ilgili kararın ne anlama geldiğinin farkında
değil” diyor. DW Türkçe’ye konuşan Pekin, şöyle devam ediyor: “Emre, hiçbir
şiddet unsuru ya da suç içermeyen birkaç cümlelik tweetleri nedeniyle 3 yıl 1
ay 15 gün hapis cezası aldı. Mahkemeye göre Emre bu cümleleriyle, ömrü boyunca
karşı durduğu dinci örgütlerden birinin propagandasını yapmış... Bu kararın
hukuk, vicdan ve ahlak dışılığını görmemek mümkün değil elbette. Ama kamuoyu,
tüm yurttaşlar şunun da farkında olmalılar: Eğer yarın birileri sizi gözüne
kestirirse, sosyal medyada yazdığınız bir iki satır, bunlar hiçbir suç
oluşturmasa dahi, özgürlüğünüzü yıllarca kaybetmenize neden olabilir.”
Tora Pekin, Yargıtay veya AYM
hukuka uygun bir karar verdiğinde bunun sistemin düzeldiğini göstermediğini,
sadece insanların bir an olsa nefes aldığını, normal hayatlarına döndüğünü
söylüyor. Emre İper ve ailesinin de normal hayatlarına dönmeyi hak ettiklerini
vurgulayan Pekin, “Emre için önemli olan daha ilk gözaltına alındığından bu
yana ısrarla vurguladığı üzere öncelikle kendisine yönelik suçtan kurtulmak,
yani beraat etmek, aklanmak. Emre’nin onuruna ve özgürlüğüne yönelik bu korkunç
haksızlığın son bulması için şu an görünen en elverişli yol ise Anayasa
Mahkemesi’ndeki dosyası” diyor.
Yorumlar
Yorum Gönder