Avlanacaksan, büyük denizde avlan
Acil uyarı: Küçük balıklar avlanacak
Balık avlama sezonunun açıldığı bu
günlerde, uzun yıllar süren mücadele ile elde edilen balık boyu ve gırgır ile
avlanma derinliği gibi kazanımların kaybedilmesi söz konusu. Balıkçılığı temsil
eden en büyük örgüt olan Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği’nin başkanı
Ramazan Özkaya ve diğer balıkçılık örgütleri balık boyunun ve avlanma
derinliğinin düşürülmesine karşı bir imza kampanyası başlattılar. Su-Koop
Merkez Birliği başkanı Ramazan Özkaya ile bu tartışmayı konuştuk.
Ramazan Bey, change.org’da bir imza kampanyası başlattınız.
Acil kaydı ile destek çağrısı yapıyorsunuz. Biraz açar mısınız, sorun tam
olarak nedir?
Ülkemizde avcılıkta maksimum
avlanma kapasitesine ulaştığımız, bundan sonra ne yaparsak yapalım hangi balık
bulucu cihazları kullanırsak kullanalım avcılık miktarımızın aynen devam
edeceği istatistik verilerde görülmektedir. Durum böyle iken, balık avcılığı
ile ilgili kural ve düzenlemeler 4 yılda bir yapılan tebliğlerle ilan edilir
hükmü mevcuttur. Su-Koop olarak mecbur kalınmadıkça zamanında önce tebliğ
değişikliğini doğru bulmuyoruz. Bu yıl tebliğ yılı olmamasına rağmen,
geçtiğimiz günlerde bir grup büyük avcının sayın cumhurbaşkanımızdan, yaptığı
girişimler ile gırgır avcılığının mevcut 24 metre olan avlanma derinliğinin 18
metreye indirilmesini ve istavrit avlanma boyunun 13 santim olan avlanma
boyunun da 12 santime indirilmesini talep etmişler. Gelen bilgilere göre, sayın
cumhurbaşkanımızın bütün avcı filosunu ilgilendiren bir mağduriyet var
düşüncesi ile bu talebe olumlu onay verdiğini öğrendik.
Avcılığı düzenleyen kararlar nasıl alınıyor?
Her 4 yılda bir kooperatif,
birlikler, konunun uzmanı deniz ve balıkçılık bilimcileri (kimi zaman sivil
toplum kuruluşları) katılımı ile çok paydaşlı düzenlenen danışma kurulunda
bakanlık öngördüğü düzenlemeleri, paydaşlar da talep ve önerilerini sunarak tüm
konuların tartışıldığı danışma kurulu sonucu bakanlık değerlendirme yapar ve 4
yıllık avlanma kuralları belirler. Fakat bu sefer hem bilim insanları hem
balıkçılık bürokrasisi hem de balıkçılık temsiliyeti baypas edilerek karar
alınıyor. Ben şahsen sayın cumhurbaşkanımızın yanlış bilgilendirilerek bir
mağduriyete ikna edildiğini düşünüyorum.
Okuyucu açısından bu iki konuyu açmak istiyorum. Bu iki
kararın olumsuz etkileri nedir. Neden itiraz ediyorsunuz?
Ülkemizde avcılık son 10 yıldır
azalarak devam etmektedir, böyle devam etmesine karşıyız. Sayın
cumhurbaşkanımızın 2019-2020 avcılık sezonu açılışında belirttiği gibi sadece
kendimizi değil çocuklarımızı da düşünüp, bize bırakılan emaneti en iyi şekilde
korumak kollamak zorundayız. Bizim avcılık adına bol bereketli yıllara
ulaşmamız mümkün olmasa da önce bugünü korumak sonra da koruma alanlarını
çoğaltarak kota ve bölgesel balıkçılık sistemine geçerek ileriye dönük
çalışmalar yaparak denizleri gelecek nesillere bırakacak duruma getirmeliyiz.
Bunun içinde balıkların ekonomik boya gelinceye kadar kendilerini korundukları
alanları biz korumalıyız. Deniz dibine zarar veren avcılıktan vazgeçmeliyiz.
24 metre derinlik yasağını uygulama
nedenlerinden biri, Türkiye kıyılarında geçimini balıkçılıktan kazanan 20 bin civarında
küçük kıyı balıkçısı ile büyük ölçekli balıkçıların av sahalarının
ayrılmasıdır. İki farklı balıkçılığın aynı alanda yapılması durumunda gerek av
araç ve gereçlerinin zarar görmesi ve gerekse balık merasının bozulması
nedeniyle küçük ölçekli kıyı balıkçısı zarar görmektedir. 30 metrenin altındaki
sular tüm balık türleri için gelişim alanlarıdır.
Türkiye’de gırgır ağları için
uygulanan derinlik ve uzunluk sınırı bulunmadığından ulaştıkları derinlikler
164 metreye, bir operasyonda taradıkları alan 500 bin metre kareyi geçmektedir.
Bu tip hassas alanlarda yapılan büyük ölçekli balıkçılık, stokların
yenilenmesini sağlayan genç balıkların henüz erginleşmeden yok edilmesi
anlamına gelmektedir ve tebliğin 24 metre derinlik maddesini ve istavritin boy
maddesinin yeni 1380 sayılı su ürünleri kanunu çıkmadan ve tüm paydaşların
görüşü olmadan onaylamıyoruz.
Dünya avcılığı açık denizlere
yönlendirirken biz kıyılara yaklaşarak avcılık yapmamız belki günü kurtarır ama
yılları kurtarmaz kendi ayağımıza kurşun sıkmış oluruz . Dolayısıyla ülkemizde
24 metre olan derinlik sınırının birçok bilimsel nedene dayanarak aynen
korunması (hatta arttırılmasının) yerinde olduğu, ekonomik boya diğer
balıklardan daha geç, ulaşan istavritin ise 13 cm olan avlanma boy yasağının bu
şekilde devam etmesi, balıkçılığımızın geleceği ve adaletli yönetimi açısından
büyük önem arz etmektedir. İstavrit balığındaki itirazımızın sebebi ise bu
balığın stokundaki büyük tahribattır.
Eskiden Pazar değeri bile olmayan
neredeyse hamsi boyundaki balığı avlamak istiyorlar. Bu boydaki balığın
avlanmasının bir başka mahsuru ise balığın küçüklüğü nedeni ile ağ gözlerinin
küçülmesine sebep olacak olması ve daha da küçük balıkların aşırı miktarda
avlanmasına sebebiyet vereceğidir. Üstelik 12 santim avlanacak büyük miktardaki
bu balığın pazar değeride olmadığı için daha teknede iken elekten geçirilip
kürekle denize dökülecektir. Tüm dünya avcılıkta ıskarta avı azaltmaya
çalışırken bir tam aksini yaparak ıskarta avın artmasına değerli bir kaynağın
bir kez bile üremeden yok olmasına sebep olacağız.
Son olarak bir şey sormak istiyorum. Bu talebi balıkçılık
filosunun küçük bir bölümü istiyor dediniz. Tam olarak söyleyebilir misiniz, ne
kadar küçük bir bölümü?
Yaklaşık 18 bin ticari avlanma
ruhsatımız yani bu sayıda balıkçı teknemiz var. Gırgır av aracı ile avlanan
tekne sayısı ise 450 civarıdır. 18 bin tekne içinde 450 adet gırgır avcısı
balıkçıların isteğidir. Küçük bir azınlık demek her halde yanlış olmayacaktır.
Üstelik ben tamamının da derinlik sınırlamasına itiraz ettiğini düşünmüyorum.
Ramazan Özkaya’nın change.org’da
açtığı kampanyaya buradan destek verebilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder