Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan: Köylerde yaşayacak insan bulamayacağız
Ülgür Gökhan /
Çanakkale Belediye Başkanı
Kazdağları’nın mitolojideki
adı Bin Pınarlı İda; tüm insanlığın ortak mirasıdır. Aynı zamanda pek çok canlı
yaşamının devamı için yuva, kentimiz ve çevresi için her anlamda bir yaşam
kaynağı ve nefestir.
Uzun
yıllardır verilen büyük mücadeleye rağmen Kazdağlarımız ve Kirazlı köyü
yakınındaki alanlar, altın için vahşice şuan talan edilmektedir. Bu talan
durdurulmazsa ağaçları keserek oksijenimize kast edenler, hayvaları
yuvalarından edenler, yarın siyanürün etkisiyle bizi açlığa ve susuzluğa da
mahkûm edeceklerdir.
13 gündür
su ve vicdan nöbeti olarak adlandırılan bekleyiş ise devam ediyor. İnsanlar
işini gücünü bırakıp, gecesini gündüzüne katıp geleceğimizi savunmak adına
burada yaşamaya başladılar. Her geçen gün artan kalabalıkla devam ediyor
bekleyiş. Zaten hangi duyarlı insanoğlu bu duruma uzaktan bakarak sessiz
kalabilir ki? Bu mücadele bir yaşam mücadelesidir. Bu nedenle mücadeleye destek
her geçen gün büyümektedir.
Biz bu
mücadeleye 2007 yılından bu yana 12 yıldır devam ediyoruz. ÇED sürecinin
başından beri buradayız. ÇED’leri iptal ettirdik. Hukuki kazanımlarımız da
oldu. Ama burada o kararları dinlemeden ağaç kıyımlarına göz yumuldu. Sayın
Bakan diyor ki; ‘oraları Kazdağı değil, Kazdağı 40 kilometre ötede’. Burası
Kazdağı değil de Arabistan çölü mü? Tam da Kazdağları burası, tam da göbeği.
Çanakkale’nin su kaynağı.
Belediye
başkanı olarak neden bunları söylüyorum? Çünkü burası bizim su koruma
havzamızın başı. Bu su koruma havzası bize verildi. Buradan Atikhisar Barajına
kadar olan suyun güvenliğinden, sağlıklı olmasından ben sorumluyum. Bu
mücadeleyi hem bir belediye başkanı sorumluluğu olarak hem de yurttaş
vicdanımla veriyorum.
Tüm doğa etkilendi
Geçtiğimiz
gün asfalt yolda iki karaca çaresizce koşturuyordu, yabancı şirketin maden
alanında çamura saplanmış, ölmek üzere olan oğlak duyarlı gençler tarafından
görüldü ve kurtarıldı, Serçeler köyümüze kurtlar indiği, köylülerin gece
korkudan kahveye çıkamadığı haberleri geliyor. Yılbaşından beri neredeyse bir
sürüye yakın koyun orada telef olmuş. Neden? Çünkü ağaçlar kesildi, doğa
katledildi. Bu faunada yaşayan tüm hayvanların doğal düzeni bozuldu, yuvaları
dağıldı. Bu hayvanlar nereye gidecekler? Elbette ki gıda, barınak bulmak için
köylere gelecekler. Eğer böyle devam ederse, köylerde yaşayacak insan
bulamayacağız. Çünkü artık her taraf talan edilmiş olacak.
Bütün
bunlardan bahsederken Çanakkale Orman Bölge Müdürü görevi yaptığı dönemde 1994
yılında Gelibolu yangınında yangının içine girerek oradaki ağaçları kurtarmak
için canını veren Talat Göktepe’yi hatırlatmak istiyorum. Heykelinde sağ elinin
altında bir ceylan vardır. O ceylanlar ormanda yani yaşam alanlarında özgürce
koşan ceylanlardır. Biz onu daima rahmetle ve minnetle anacağız.
Vicdanlar ayakta
Diyorlar
ki burada siyanür ile altın aramıyorlarmış. Çıkarırken de kullanmayacaklarmış.
Bunları biz de biliyoruz. Ama cevheri bulup işletme aşamasına geçtiğinde ne
kullanacaksın? Siyanür kullanacaksın ve toprağımızı, suyumuzu, havamızı
zehirleyeceksin. Bizleri, vatandaşlarımı risk altında bırakacaksın.
Tabii ki
bu durumdan Çanakkale’nin marka ürünleri de zarar görecek. “Çanakkale’nin Ezine
Peyniri tescillidir. O marka tescilinde tam da buraları tarif ediyor. Kirazlı
köyleri diyor. Tescilli peynirimize de göz diktiler. Onun için ekonomik olarak
da mücadele ediyoruz. Hatta son günlerde bunu çok abartmayın, markalı
ürünlerimiz de zarar görür diyorlar. Yani bu duyulursa, domatesin, Bayramiç
beyazının, peynirin değeri düşermiş. Biz de tam bunu diyoruz. Sen bunu buraya
yaparsan elbette değeri düşecek. Bunu yaptırmamak için azimle mücadele ediyoruz
ve herkes vicdanının sesine kulak vererek bu haklı mücadeleye gönülden destek
veriyor. Bütün bereketini Kazdağlarına borçlu olduğumuz bu topraklar için
verilen kutsal mücadelemize, su ve vicdan nöbetimize her geçen gün artan destek
ile devam ediyoruz ve edeceğiz.
Çünkü #KazdağlarıHepimizin / BİRGÜN
Yorumlar
Yorum Gönder