İyi iş, doğru proje / Feyzi Hepşenkal
Okumanızı öneriyorum.
İnsan
için, şehir için, geçmiş için, gelecek için…
·
Ölülerimize olan bağlılığımız, yalnızca
kendilerine karşı vefa borcumuz değildir; onlarla kurduğumuz ilişki, aynı
zamanda uygarlığımızın göstergesidir. Nitekim “uygarlık, ölülere saygıyla
başlar” der Giuseppe Garino ve mezar kavramının doğuşu araştırmacılar
tarafından insanlık eşiğini geçmenin önkoşulu olarak kabul edilir.
·
Ölülerimiz “yer”i yuva, toprağı vatan kılar
bizim için. Şehrin tarihi mezarlıklarının tarihidir, mezarlık olmaksızın şehir
kurulamaz.
·
Günümüzün metropol yaşamı yalnızca hızı
temposuyla değil, aynı zamanda bireyi eğlenceye ve tüketime teşvik eden,
yaşamın anlık mutluluklarını yücelten ve bu suretle ölümlülüğünü unutturmaya
çalışan yapısıyla da ölüleri yaşayanların dünyasından uzaklaştırıyor,
yalnızlaştırıyor.
·
Bugün kendilerini yutan şehirlerin içinde
kalan en merkezi konumdaki mezarlıklar bile yaşamın dışındadır. Ölülerimiz,
asla gerçek anlamda bir kamusal alana dönüşememiş mezarlıklarda, yüksek
duvarların ardında tecrit edilmiş olarak yatarlar.
·
Ölüler, zannedildiği gibi ketum değildir; eğer
dinlemeyi bilirsek, hâlâ bize söyleyecek sözleri vardır. Ölüler, yalnızlığa
terk edilmedikleri sürece ölü değildir; Halil Duranay’ın dediği gibi, “bütün
ölülerin hâlâ ölmeye zamanı vardır” ve tekrar ölmelerine izin vermemek
elimizdedir.
* * *
Bu
satırları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı “İstanbul’un Mezarları
Tasarım Yarışması” hakkında yazılan açıklama bölümünden aldım.
Önemli
ve özel bir uygulamanın kapısı açtıkları için, İBB’yi ve Başkanı Ekrem
İmamoğlu’nu kutlarım.
Ve
umarım o kapıdan başta Ankara ile İzmir olmak üzere bütün şehirlerimiz girer,
böylece şehirleri ve insanları geçmişleriyle buluşturup, geleceğe daha sağlam
şekilde yürürler.
* * *
Yarışmaya
katılmak için son gün, 18 Eylül’dü; sonuçlar ise 12 Aralık’ta açıklanacak.
Peki,
ne olacak?
İlk
aşamada 21 isim/21 mezar belirlenmiş.
Açıklama
yapılan tercihler ve isimler şöyle açıklanıyor:
“Yarışma’nın bu yılki ilk etabında
mezarları tasarlanmak üzere belirlenen isimlerin, yalnızca farklı alanları
değil, aynı zamanda farklı toplumsal kesimleri de temsil etmesine özellikle
özen gösterilmiştir. Bu bağlamda, İstanbul halkına olduğu kadar ülkemize de mâl
olmuş olan bu isimler, kolektif hafızamızı oluşturanların çeşitliliğini,
renkliliğini, farklılığını ve bu farklılıkların tümünü kapsayan bütünün
zenginliğini bize bir kez daha hatırlatır niteliktedir. Bu isimler, yarışmada
kullanılacakları sıra numaraları ile şöyledir:
1. Adile Naşit (Adela Özcan)
2. Ahmet Mete Işıkara
3. Âşık Daimi (İsmail Aydın)
4. Cihat Burak
5. Didem Madak
6. Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır
7. Eremya Çelebi Kömürciyan
8. Halide Edip Adıvar
9. Halil Kaya
10. Hilmi Ziya Ülken
11. Lefter Küçükandonyadis
12. Mes’ud Cemil (Mesut Ekrem Cemil)
14. Naim Süleymanoğlu
16. Neyzen Tevfik Kolaylı
17. Optik Başkan (Mehmet Işıklar)
18. Orhan Kemal (Mehmet Raşit Öğütçü)
19. Turgut Uyar
20. Ali Nezih Uzel
21. Cevdet Kılıçlar - Necdet Yıldırım”
* * *
Projenin
iki önemli kuralı var.
İlki,
mezarların her biri için “bulundukları yer, yapı ve çevre ilişkisi” gözetilerek
ayrı proje hazırlanacak.
İkincisi,
her aşamada ailelerle işbirliği yapılacak. Hatta son noktada jüri tarafından
seçilen iki proje arasından kazanan, aile bireylerinin katılımı ile
belirlenecek.
İyi
iş, doğru proje alkışlanır.
Alkışlıyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder