İflasın itirafı / Feyzi Hepşenkal
O
açıklama var ya, o açıklama.
İşte
şu açıklama:
·
Ülke genelinde (meskenler hariç olmak üzere)
tüm alanlarda (kamuya açık alanlar, cadde, sokak, park, bahçe, piknik alanı,
sahiller, toplu ulaşım araçları, işyerleri, fabrikalar vb.) vatandaşlara
istisnasız maske takma zorunluluğu getirildi.
Eğer
aynı açıklama 8 Eylül’de değil de, 8 Nisan’da yapılsaydı, çok şey, çok farklı
olurdu.
Pandemi
gerçekten kontrol altına alınmış, her gün duyurulan rakamların gerçekliğinden
kuşku duyulmaz olurdu!
Lafta
kalan, kağıt üzerinde bırakılan açıklamaların beş paralık değeri yoktur tabii.
Orada
yazılanların mutlaka uygulanması sağlanmalı, hiç kimse maske takmadan adım atmamalı,
atamamalıydı.
* * *
Zor
mu?
Tamam.
Kolay
değil belki.
Fakat
imkansız hiç değil.
Hele
ki, devletsen.
Elinde
her türlü yaptırım gücü varken…
* * *
Neden
olmadı, peki.
İçimden
geçenleri sıralamaktan çekiniyorum.
Yine
de şu kadarını yazmazsam, hatırlatmazsam Allah çarpar beni.
Pandemi
sürecinin ilk günlerde “maske taksan da olur, takmasan da” havasındaydı
memleketi yönetenler.
Kendi
payıma ve kendimi dahi bıktırırcasına “maske, maske, maske” diye tepinirken,
maske yoktu ortalıkta.
50’lik
paketler 200-300 liradan satılıyor, resmen bir soygun düzeni hüküm sürüyordu.
* * *
Neden
sonra, maske dağıtılmaya karar verildi. “O dağıtacak, bu dağıtacak” derken, 5
maskenin doğru düzgün dağıtılması başarılamadı.
Ardından
il bazında maske takmak, önce bazı caddelerde, şu veya bu mekanlarda vs zorunlu
hale getirildi.
Olmadı
daha genel kararlar alındı.
Fakat
hiçbir zaman, hiçbir yerde o kararlar ciddiye alınmadı, gerçekçi bir denetleme
yapılmadı.
Ve
sonunda, ateşin sarmadığı yer kalmadı.
* * *
Sözün
özü:
O
açıklama var ya, o açıklama.
Memleketin
koronalı virüse teslim edildiğinin itirafı, keyfi yönetimin iflasıdır aslında.
Yorumlar
Yorum Gönder