Hiç mi bir şey değişmez ARKADAŞ / Feyzi Hepşenkal
Konuşanların
tipi, gerçek hayattakilere benzemese de, “huyu, suyu, tıyneti, karakteri”
birbirine benzer kişiler.
Varsayalım
ki, biri Rıfat bey.
Diğeri,
Ethem bey.
Ötekiler,
Nihat bey, Mehmet bey, Naci bey, Ahmet bey.
Elbette,
Güler hanım.
Çok
var onlardan.
Hele
ki, tuzu kuruysa ve sahip olduğu tuz dağlarına yenilerini eklemek için yanıp,
tutuşuyorsa.
Her
yerdeler.
Mahmut
bey, Işınsu hanım…
Vs.
Vs.
Kimi
bir köşenin başını tutmuş.
Kimi
bal kasesinin başına oturmuş.
Vıdı
vıdı, bıdı bıdı konuşuyorlar.
* * *
-
Çok şükür bugün her şey değişmiştir
memleketimizde.
-
Türkiye bugün dünyanın en zengin ülkelerinden
biri haline geldi. Bir tane yoksul köylü gösteremezsiniz. Ne şalvar ne bir şey,
çarık tarihe karıştı.
-
Beyefendi çok doğru söylüyor. Bugün hangi
köye giderseniz gidin her evde radyo, televizyon, buzdolabı göreceksiniz.
Halbuki malum bazı yazar çizer takımı köylüleri sefalet içinde gösterip
duruyorlar.
-
Kasıtları var efendim, kasıtları var.
-
İşleri güçleri nifak sokup, ortalığı
karıştırmak. Yolsuz, okulsuz, sağlık ocaksız köy kalmamıştır.
-
İşçiler de öyle değil mi? Her gün
gırtlağımıza çöküyorlar, “zam, zam, zam” diye. Ne yaparlar bu kadar parayı
aklım almıyor. Doymak nedir bilmiyorlar inanın.
Filmin
adı, ARKADAŞ.
Yapım
yılı, 1974.
46
sene geçmiş aradan.
Muhabbet
aynı.
Dert
aynı.
Tipler
aynı.
* * *
Ya
ben, kimim?
Elbette
Yılmaz Güney.
DİPNOT:
Erdoğan: “Buzdolabı satışı, 1 milyon 88
bin adetten 2 buçuk milyona çıktı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi satışı da
arttı. Bunlar ülkemizdeki refah düzeyini ifade eden rakamlar.”
Yorumlar
Yorum Gönder