Lahana her derde deva / Feyzi Hepşenkal

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, ocak ayında en yüksek fiyat artışı yüzde 81,46 ile patlıcanda gerçekleşirken; domates yüzde 35,81, salatalık yüzde 24,45, yeşil soğan yüzde 20,61, sivri biber yüzde 20,54, kuru soğan yüzde 20,04, kabak 19,45 zamlanmış.

Evin kadını soracak şimdi:

“Akşama ne pişireyim?”

Cevap:

“İçinde patlıcan, domates, soğan, biber, kabak olmayan bir şey!”

Derse ki hanımefendi:

“Kolaysa sen pişir…”

Ne diyebilirsiniz ki?!

Kızmayın, küfretmeyin lütfen

Yemeyin kardeşim.

Zaten domates, patlıcan, salatalık yaz sebzesi.

Kışın tadı yok hiçbirinin.

Yemeyin.

Peki.

Yemeyelim.

Ne yiyelim?

Mesela…

Şöyle ızgarada bir güzel pişmiş, bonfile yesek şapırdana şapırdana.

Tamam.

Yukarıdaki cümle küfür gibi gelse de, efendilik sizde kalsın, lütfen küfretmeyin!

Velhasıl, her zamankinden zor zamanlar yaşanıyor bugün.

Ne ucuzluk var piyasada.

Ne de cepte para.

Tencere kaynayamıyor kolayına.

Sadece içine konacak sebzenin, kıymanın değil; tuzun yağın bile, ocağın ne kadar süre yanacağı bile “bir hesap işi” artık.

Onun için birine ev hediyesi alırken tabak, çanak yerine “hesap makinesi” götürün ki; kantarın topuzunu kaçırmasın hiç kimse.

Uzman tavsiyesi…

Gelelim “akşama ne pişecek?” sorusuna yine.

Bir yığın laf ettik.

Ama doğrudur, lafla karın doymaz.

Önerim şudur:

Büyük bir kase içine, lahana doğrayın.

Bildiğiniz, beyaz lahana.

Pişirmenize dahi gerek olmadığından veya en ucuz sebze lahana olduğundan değil yalnızca.

Asıl önemlisi, her derde deva olmasından dolayı lahanayı sofranızdan eksik etmeyin.

İsteğe ve imkana göre içine biraz zeytinyağ, nar ekşisi, zerdaçal vs. katın ve

“her akşam lahana yenir mi” demeden, bol bol yiyin.

Her akşam lahana yiyen biri olarak, uzman tavsiyesidir bu.

Saray sofrasına layık!

Cumhurbaşkanı’nın “başdanışman” payesi vardiği doktoru İbrahim Saraçoğlu

“Bana sorsalar” diyor:

“İnsan sağlığı üzerinde etkili olan en önemli üç sebzeyi önem sırasına göre sıralayınız, diye. Cevabım, birincisinden üçüncüsüne kadar hep beyaz lahana olurdu.”

Saraçoğlu’dan “lahananın faydaları” üzerine birkaç not aktarayım:

·         Beyaz lahana çok yönlü bir sebzedir. İçeriğinde öylesine güçlü etkin maddeler ki, işte bunlardan birkaç tanesi; u-vitamini, diindolmetan, izotiyosiyanat, glucoiberin, folacin, crocetin...

·         Beyaz lahana kürü, yağ dokusunda birikmiş toksinleri vücuttan dışarı atar. İlaçlarını aldıkları halde, kan şekerini düşürmekte zorlanan şeker hastalarının kan şekerini düşürmelerinde büyük yardımcıdır. Selülitleri önler ve yok eder. Kan dolaşımı bozukluğu şikâyetiyle sık sık karşılaşan orta ve ileri yaş grubunun imdadına yetişir.

·         Kemoterapi ve radyoterapi almış hastaların tekrar direnç kazanmalarında yardımcıdır.. Bağırsak kanserini önleyici mükemmel bir güce sahiptir. Birinci derece akrabalarında kolon kanseri vakası olanlara yılda en az bir kez beyaz lahana kürünü yapmalarını öneririm.

·         Beyaz lahana kürünün hangisini uygularsanız uygulayınız, hem antioksidan hem de hormon dengeleyici gücünden faydalanıyorsunuz demektir. Özellikle kadınların bacak ve baldır kısımlarında görülen kılcal damar çatlamalarına karşı da mükemmel bir önleyici güce sahiptir. Sürekli kulak çınlamanız (tinnitus) mı var? Bu şikâyete karşı da, mükemmel bir yardımcı çözüm getirecek olan yine beyaz lahanadır.

* * *

Eminim, Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu tavsiyelere kulak veriyor, sofrasından lahanayı eksik etmiyordur.

Yani akşam yemeğiniz, aslında saray sofrasına layıktır.

Afiyet olsun.

A3HABER