Kanal İstanbul kaç keçi eder? / Feyzi Hepşenkal
Recep Tayyip Erdoğan, Kanal İstanbul için fazlasıyla
kararlı görünüyor.
“Yap-işlet-devret ile müşteri bulduk bulduk, aksi
takdirde biz burayı milli bütçemiz ile yapacağız” diyor.
Demezler mi insana:
“Paran çoksa, sen önce İstanbul’u bekleyen büyük
depreme hazırlan.”
Diyen çok.
Dinleyen yok!
Kaç musibet gerekli?
İtirazlar, eleştiriler, uyarılar sadece harcanacak
parayla sınırlı değil.
Kanal İstanbul’un bizatihi kendisi, beklenen
depremin tetikleyicisi ve yaratacağı tahribatın büyümesinin sebebi olabilir.
Doğanın dengesini bozmanın nelere yol açtığını
yaşanan her musibet sonrasında görüyor, yaşıyoruz oysa.
Ne yazık.
Bir musibet, bin nasihatın yerini almıyor,
alamıyor bizim için.
İlla ki, bin musibetin birden tepemize çökmesini
bekliyoruz!
Sadece bulgur değil, ev de gidebilir
Ne desek acaba “Kanal İstanbul” için:
Prestij Projesi mi, Rant Projesi mi?
Bunlar hakkında söylenecek çok şey var.
Yarın, ertesi gün, daha sonraki gün, nasıl olsa
söyleriz!
Fakat Emekli Amiral Atilla Kıyat’a göre:
“Kanal İstanbul, Dimyat’a pirince giderken evdeki
bulgurdan, hatta evden olma projesidir.”
Kıyat Paşa’dan, Deniz Kuvvetleri Komutanı’na…
Kıyat Paşa anlatıyor:
“ABD’nin Suriye özel temsilcisi, biliyorsunuz,
daha önce ülkemizde ABD büyükelçisi idi.
Kayseri’de, tesadüf bu ya, benim genel müdürü
olduğum şirketin tekstil fabrikasını ziyaret etmek istedi.
Buyurun, dedik, geldi.
Siz emekli olmadan Kuzey Deniz Saha Komutanı
idiniz, Karadeniz ve Boğazlardan sorumluydunuz, Türk ve ABD Donanmaları
Karadeniz’de çok iyi şeyler yapabiliriz; dedi.
Tabii ki ama Montreux Sözleşmesi prensipleri
dahilinde, dedim.
Türkiye ve ABD istedikten sonra kimse bir şey
yapamaz, dedi.
Hayır Sayın Büyükelçi, bu sözleşme Türkiye için
hayati öneme haizdir ve hiçbir nedenle dışına çıkmayız; dedim.
Sustu, niyeti Karadeniz’e çıkaracakları gemilerden
atılacak füzelerle Ortadoğu’daki hedefleri hiçbir tehdide maruz kalmadan
vurmaktı.
ABD’nin Montreux Sözleşmesini delmeye çalışmasına
karşı çıkan bütün amiraller Ergenekon ve Balyoz kumpasları ile tasfiye
edildiler.
Değerli Kardeşim, Sayın Deniz Kuvvetleri Komutanı…
Kanal İstanbul’un Montreux Sözleşmesi’ni
tartışmaya açacağını ve bunun olabilecek sonuçlarını siyasilere anlatmak
boynunuzun borcudur.”
* * *
Ve bir haber gördüm şimdi:
Pakistan, ABD'li 5 avcıya 555 bin dolar
karşılığında, 5 burma boynuzlu (markhor) keçiyi avlama izni vermiş.
5 keçi için 555 bin dolar veren, Montrö Sözleşmesi’ni
delmek için ne vermez?
Yorumlar
Yorum Gönder