Arınç bu sefer “uzun atlama” yaptı
Arınç
bu sefer “uzun atlama” yaptı
O
sadece YİK üyesi şimdi.
Erdoğan’ın
icatlarından Yüksek İstişare Kurulu’nun –Yıldırım Akbulut gibi- üyelerinden
biri.
Ne
var ki, her sözü hâlâ “haber değeri” taşıyor, tartışılıyor ve hatta “memleket
meselesi” haline bile geliyor.
Yine
öyle oldu.
"KHK
bir faciadır. Çevremde o kadar çok bu felaketi yaşayan insan var ki, ben onlara
acıyorum, merhamet ediyorum. Aslında onlardan da özür diliyorum. Evime temizlik
yapmaya gelen daire başkanlığından ihraç edilmiş kadını gördükçe, eşi polis
ihraç edilmiş başka bir polisi gördükçe ben yerin dibine geçiyorum. Ve ben
onlara birkaç kuruş fazla vereyim de bir katkım olsum diyorum. Bir benzinliğe
gittiğim zaman, bir Danıştay üyesinin pompa tuttuğunu gördüğüm zaman acı
duyuyorum. Bir restorantta bulaşıkçı olarak çalışan genel müdür gördüğümde
felaket oluyorum. Bütün bunları yaşıyor Türkiye, kimse savunamaz bunu” deyince
Bülent Arınç...
Başta
Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere AKP’iler ve MHP’liler hop oturdu, hop kalktı.
Hemen
ardından Yüksek İstişare Kurulu’nun toplantıya çağrıldığı haberini görünce,
“Eyvah” dedim:
“Bülent
bey yine fırça yiyecek…”
Toplantıda
ne yedi, ne yemedi bilmem ama “sözlerini düzeltmek” için yaptığı açıklama, daha
önceki “geri adım” vakalarının üzerinden rekor kıran bir atlayışla geçti!
CESARETİN DE SINIRI
VAR
Buna
rağmen Bülent Arınç’ın, önemli görevler üstlendiği dönemlerde bile “doğru
bildiğini” söylediği/söylemeye çalıştığı, kopan fırtınalar karşısında dik
durduğu/durmaya çabaladığı anlar olduğunu hatırlamak ve de hakkını teslim etmek
gerekiyor.
Zor
iştir AKP gibi bir partide konuşmak.
Hele
Erdoğan gibi birine karşı çıkmak.
Çok
kişi için cesaretin de sınırı var elbet.
Bülent
Arınç’ınki de, işte bu kadar!
BAŞBAKAN OLACAK ADAM…
2013
yılında CNN TÜRK’te yayınlanan “Burada Hayat Var” programında, “Babanız vefat
etmeden önce annenize ‘Bu çocuğa dikkat et! Bu çocuk ileride başbakan olacak…’
demiş, doğru mu?” denince, “Evet söylerdi” demişti.
Babasının
kehaneti doğru çıkabilirdi.
Bülent
Arınç biraz daha cesur olsaydı, Erbakan sonrası partileşme sürecinde Erdoğan’ı
ve Gül’ü iki yanına alıp; gerçekten başbakan da olabilirdi.
ARINÇ AYNI ARINÇ
Soner
Yalçın’ın bir yazısını hatırlıyorum. Tarihi, 16 Ocak 2014:
“Stefan
Zweig, insanın yıldızının nasıl parlayacağını şöyle yazdı:
‘Tek
bir evet, tek bir hayır; bir anlık erken davranmaya da bir anlık geç harekete
geçme; bu anı, yüzlerce kuşak da geçse asla gerigetiremez ve bu yitirilen an
bireylerin ve ulusların yaşamını ve hatta bütün bir insanlığın yazgısını
belirler.’
Belki
şaşıracaksınız ama son dönemde ne zaman Bülent Arınç ekrana çıkıp hükümet adına
açıklama yapsa aklıma Zweig geliyor.
Artık
biliyoruz; ekrandaki B.Arınç babacan tavrıyla, yumuşacık ses tonuyla ince ince
siyasi dokundurmalarda bulunsa da, söyledikleri pek doğru çıkmıyor.
Sonra
geri adım atmak zorun da kalıyor. Haline üzülüyorum.”
Ve
netice:
Bülent
Arınç cephesinde değişen bir şey yok!
Yorumlar
Yorum Gönder