Fehim Taştekin "harekat bölgesi" hakkında önemli bilgiler veriyor
Harekât
'yeni bir Arap Kemeri' projesi mi?
Fehim Taştekin / BBC TÜRKÇE
Öngörülen
plan, mültecilerden 1 milyonunun mevcut yerleşim merkezlerine, 1 milyonunun da
yeni inşa edilecek merkezlere yerleştirilmesini içeriyor. Kürtler aleyhine
demografik yapıya müdahale anlamına gelen bu plan, Türkiye-Suriye sınır hattını
bir Arap Kemeri'ne dönüştürme hamlesi olarak da okunuyor.
Kürt
Kemeri'ne karşı "Arap Kemeri" birbirini takip eden 100 yıllık bir
hikâye. 1921'de Türkiye ile Fransa arasındaki Ankara Anlaşması ile
Türkiye-Suriye sınırları belirlenirken Suriye'nin kuzeyindeki Kürt bölgelerinin
Cizre, Nusaybin, Mardin ve Şanlıurfa ile bağlantısı kesildi.
Suriye'nin
kuzeyine yönelik her siyasi tasarruf, kemer tartışmasını beraberinde getiriyor.
Kürtlerin yaklaşık bin yıldır yaşadığı Afrin bir yana özellikle Resulayn
(Serekaniye), Dicle sınırındaki Malikiye (Derik) ve Haseke üçgenindeki alan,
yani Cezire bölgesi, bu tartışmaların odağındaydı.
İlk
tartışma, Fransız işgali sırasında Suriye'nin kuzeyindeki aşiretleri yerleşik
hale getirme girişimleriyle başlamıştı. Arap aşiretleri de plana dahildi, ama
daha fazla görünürlük kazanan Kürtlerdi.
Bölgenin
etnik yapısının şekillenmesinde 1915 sonrası Ermeni ve Süryanilerin intikali de
önemli bir yer tutuyor.
Üçüncü
faktör olarak 1925 Şeyh Sait İsyanı ve 1927-1931 Ağrı Dağı İsyanı'nın ardından
yaşanan Kürt göçü, Cezire'nin Kürt karakterini güçlendirdi.
Üç farklı
süreçte Haseke, Kamışlı ve Amude gibi yerlerin nüfusları arttı. 1927'ye kadar
bölgede 45 Kürt yerleşimi varken 1939'a gelindiğinde Kürt yoğunluklu yerleşim
sayısı 700'ü geçti. 1937'deki Fransız sayımına göre Cezire bölgesinde 82 bin
Kürt, 42 bin Arap, 32 bin Hıristiyan (Süryani, Ermeni, Keldani) yaşıyordu.
1943'teki Fransız kayıtlarına göre sayıları 220 bini bulan Kürtlerin genel nüfusa
oranı yüzde 8 civarındaydı. Kürtlerin yaklaşık 22 bini Türkiye'den iltica
edenlerdi.
'Arap
Kemeri' ile ilk müdahale
Milliyetçiliğin
tırmandığı dönemde Araplar, Kürt nüfusundaki hareketlilik ve ekonomik alanda
edindiklerinden rahatsızdı. 1920'lerde Suriye basını, Türkiye'den göç
ettirilenlerin Cezire'ye yerleşmesini, Filistin topraklarına Yahudilerin
yerleştirilmesiyle kıyaslıyordu.
1938'de El
Kabs gazetesi, Kamışlı'da ekonomik alanda da etkinlik kazanan Kürt nüfusundan
yakınarak "Suriyeliler Cezire'nin kıymetini idrak edemezlerse Cezire
başkalarının olacak" diyordu.
O dönem bu
sürece en tepkili olan da Şemmar aşiretinin lideri Dehham Hadi'ydi. Şeyh Dehham
Hadi'nin torunları bugün Kürtlerin müttefiki. 1962'den itibaren Arap Kemeri
projesi, milliyetçi Arapların dillendirdiği Kürt Kemeri'ne bir önlem olarak
gelişti.
Suriye'deki
tahıl üretiminin yüzde 40'ını, pamuk ve mısır üretiminin yüzde 80'ini
gerçekleştiren, petrol yataklarının bulunmasıyla daha da kıymete binen Cezire
bölgesine Arapları yerleştirme siyasetinin bir uzantısı olarak 5 Ekim 1962'de
Haseke vilayetinde nüfus sayımı yapıldı.
1945'ten
önce Suriye'de olduğunu ispat etmeyen Kürtler 'ecanib' (yabancı) sayıldı.
Sayıma katılmayanlar da 'maktumin' (kayıt dışı) diye kaydedildi. Bu şekilde 120
bin Kürt vatandaşlık hakkından mahrum bırakıldı. Bu rakam Kürt nüfusunun yüzde
20'sine tekabül ediyordu.
1969'da
toprak reformu çerçevesinde Suriye genelinde 1 milyon 374 bin hektar arazi
kamulaştırılırken uygulamadan en fazla Kürt bölgeleri etkilendi. Serekaniye'den
(Resulayn) Irak sınırına doğru 280 kilometrelik şeritte 10-15 km genişliğinde
bir alanda 332 köyde yaşayan 140 bin Kürt'ün bölgeden çıkarılması ve yerlerine
Arapların yerleştirilmesi öngörülmüştü. Bu plan 1973'e kadar uygulanmadı.
Tabka
Barajı'nın inşasının ardından 1973'ten 1975'e kadar söz konusu şeritte 41 model
çiftlik (köy) inşa edildi. Rakka taraflarında da 15 köy kuruldu.
Toprakları
baraj sularının altında kalan 4 bin Arap aile bu iki bölgedeki çiftliklere
yerleştirildi. Çiftliklerden her birinde 150-200 ev vardı. Halep, Menbic ve El
Bab'da sulama projeleriyle yerinden olan Araplar da ev, silah, tohum ve gübre
yardımları eşliğinde Cezire'ye yerleşmeye teşvik edildi. Cezire bölgesine
yerleştirilen Arap ailelerin toplam sayısı 7 bini buldu. Cezire'yi Araplaştırma
planı Devlet Başkanı Hafız el Esad tarafından 1976'da durduruldu.
Yeniden 'Kürt
Kemeri'
2012'de
Demokratik Toplum Hareketi'nin (TEV-DEM) siyasi alanda Demokratik Birlik
Partisi (PYD), askeri alanda Halk Koruma Birlikleri (YPG) ve Kadın Koruma
Birlikleri (YPJ) ile kontrolü ele almasının ardından kuzeydeki hikâyenin ana
öznesi yeniden Kürtler oldu.
Cezire, Afrin ve
Kobani'de kanton sistemiyle başlayan özerk yapılanma, Irak-Şam İslam
Devleti'nden (IŞİD) alınan topraklarla Arap bölgelerine doğru genişlerken Kuzey
ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi adını aldı.
"Kürt
koridoru kuruluyor" alarmı da özellikle Kobani'den sonra Tel Abyad ve
Menbic'in IŞİD'den kurtarılmasıyla arttı. Kürtler, Kobani ile Afrin arasında
koridor açılmasına Türkiye'nin izin vermeyeceğini anlayınca Menbic'ten sonra
daha güneyde El Bab ve Tel Rıfat üzerinden Afrin'e ulaşmak üzere alternatif
plan geliştirdi.
Türkiye
eliyle 'Arap Kemeri'ne dönüş
Türkiye,
2016'da Kürt koridoru planını, Fırat Kalkanı Harekatı'nı geliştirip IŞİD'in
elindeki Cerablus ile El Bab arasındaki bölgeye girerek kesti. 2018'de de
Zeytin Dalı Harekâtı ile Afrin'e müdahale ederek özerk yapıyı dağıtan Türkiye,
o günden beri Afrin senaryosunu Menbic ve Fırat'ın doğusuna taşımak için
bastırıyor.
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan'ın BM Genel Kurulu'nda da anlattığı plana göre, Menbic
dahil Fırat'tan Irak sınırına kadar uzanan 32 kilometre derinliğindeki bölgede
5 bin nüfuslu 140 adet köy ile 30 bin nüfuslu 10 ilçede inşa edilecek.
Köylerin her
birinde, 350 metrekare parsel üzerinde 100 metrekare 3+1 ev ile ahırdan oluşan
bin konut, 2 cami, 16 derslikli 2 okul, 1 gençlik merkezi, kapalı spor salonu
ve yönetim merkezi yapılacak.
Her haneye 1
dönüm arazi verilecek. İlçelerin her birinde 100 metrekare 3+1 ve 2+1'lik 6 bin
konut, 1 merkez cami, 10 mahalle camii, 16 derslikli 8 okul, 1 lise, 2 kapalı
spor salonu, 5 gençlik merkezi, 1 küçük stadyum, 4 mahalle ölçekli futbol
sahası, sosyal tesisler ile 8 ilçede 10 yataklı, 2 ilçede 200 yataklı hastane,
küçük sanayi sitesi, üniversite projelendirilecek. 140 köy için 82.6 milyon
metrekare, 10 ilçe için 10 milyon metrekare araziye ihtiyaç olacak. Tarım için
dağıtılacak arazinin büyüklüğü ise 140 milyon metrekareyi bulacak.
Koridorda
kimler yaşıyor?
Peki,
2018'de düzenlenen Zeytin Dalı Harekâtı ve 9 Ekim'de başlayan Barış Pınarı
Harekâtı ile yapılan müdahalelerin hedefindeki bölgelerde kimler yaşıyor?
Fransız
araştırmacı Fabrice Balanche'ın hesabına göre Dicle ile Fırat arasında
Türkiye'nin öngördüğü 32 km derinliğindeki şeritte 850 bin insan yaşıyor.
Bunların 650 bini Kürt, 180 bini Arap, 10 bini Türkmen, 10 bini Hristiyan.
Demografik
verilerdeki etnik dağılım hep tartışmalıydı. Arap kaynaklar Arapların, Kürt
kaynaklar Kürtlerin oranını yüksek veriyor. Farklı kaynaklardan derlediğimiz
veriler "mutlak" değil ancak "yakın bilgi" olarak
değerlendirilebilir.
AFRİN: Tarihte
"Kürt Dağı" olarak anılan Afrin yüzde 80-90 arasında oranla Kürt. 360
civarında köyü olan Afrin'in toplam nüfusu 2004 sayımında 172 bin idi. 26 Ezidi
köyünün de bulunduğu Afrin'de az sayıda Türkmen ve Arap da yaşıyor. Halep ve
civarındaki Afrin kökenliler 2011 sonrası 'istikrarlı' olması nedeniyle Afrin'e
dönmüştü. Bu süreçte Afrin başka bölgelerden de göç almıştı.
ŞEHBA: Afrin
ile Kobani arasında Kürtlerin "Şehba" adını verdikleri bölge Arap ve
Türkmen ağırlıklı bölge olmakla birlikte 134 Kürt köyü bulunuyor. Bu alanla
ilgili nüfus verisi yok.
MENBİC: Fırat'ın
batı yakasındaki Menbic'de ise nüfusun yüzde 70-75'ini Arap, yüzde 15'ini Kürt,
kalanını Türkmen, Çerkes-Çeçen ve Ermeniler oluşturuyor. Menbic'in köyleriyle
birlikte 450 bin civarında olan nüfusu çatışma bölgelerinden gelenlerle
birlikte arttı.
KOBANİ: Resmi
adı Ayn el Arab olan Kobani, Afrin gibi Kürtlerin ezici çoğunlukta olduğu bir
yer. Kobani bir şehir olarak baskın Kürt karakterini son 100 yılda kazandı.
2004 sayımına göre Kobani'nin köyleriyle birlikte nüfusu 81 bindi. Yaklaşık
yüzde 90'ı Kürt olan Kobani'de Araplar ve Türkmenlerin yanı sıra az sayıda
Ermeni yaşıyor.
KAMIŞLI: Cezire
bölgesinin en önemli merkezlerinden biri Kamışlı. 2004 sayımına göre
Kamışlı'nın merkez nüfusu 184 bin, kırsalla birlikte 232 bindi. Süryaniler
"Temelini biz attık" dedikleri Kamışlı'yı Bet Zalin adıyla anıyor.
1937'de Fransızların nüfus sayımına göre Kamışlı'da Süryaniler 14.140, Araplar
7.990, Kürtler 5.800 ve Ermeniler 3.500 kişiydi. Kentte 3 bin kadar da Yahudi
vardı. Şimdi Arap kaynaklara göre köy ve nahiyelerle birlikte Kamışlı'nın yüzde
62'si Arap, yüzde 33'ü Kürt ve kalan kısım Hristiyan. Kürt kaynaklara göre ise
Kürt oranı merkezde yüzde 60-70, kırsalla birlikte yüzde 40-45. Kamışlı'da
havaalanı, hükümet binaları ve devlet lojmanlarının olduğu bölge Suriye
yönetiminin kontrolünde.
TEL ABYAD: 2004
sayımına göre nüfusu 45 bindi. (Suluk ve Ayn İsa nahiyeleriyle birlikte idari
bölgenin nüfusu 130 bini buluyordu.) Çoğunluğu Arap olan Tel Abyad'da Kürtlerin
oranı yüzde 25-30 civarında. Kürt kaynaklara göre bu oran yüzde 40. Yaklaşık
yüzde 10-15 ile üçüncü büyük nüfus Türkmenler. Kentin ilk sakinleri olan
Ermeniler bugün çok az sayıda varlık gösteriyor.
RESULAYN
(SEREKANİYE): Serekaniye'de Kürtlerle Arapların oranı birbirini dengeliyor.
2004 rakamıyla nüfusu 30 bini bulan ilçenin batısında Araplar, doğusunda
Kürtler yaşıyor. İlçede 19'uncu yüzyılda Kafkasya'dan sürülmüş Çeçenler de var.
AMUDE: Geçen
yüzyılın başında Hristiyan yoğunluklu bir yerleşim merkezi olan Amude'nin şimdi
yüzde 90'ı Kürt. 2004'te nüfusu 27 bindi. Kürtlerin yanı sıra Araplar ve
sembolik düzeyde Süryaniler yaşıyor.
DERİK: Kürtlerin
çoğunlukta olduğu Derik, Süryaniler ve Arapların yanı sıra az sayıda Ermeni
barındırıyor. Kentin temellerini tehcir sonrası Süryaniler atmıştı. 2004
sayımına göre Derik'in nüfusu 26 bindi.
HASEKE: 32
km derinliğin dışında kalan Haseke'nin 2004 sayımında merkezin nüfusu 188
bindi. Suriye idari sisteminde vilayet olarak Kamışlı, Derik, Amude, Resulayn,
Rimelan, Şedadi gibi yerleri de içine alan Haseke'nin tüm bölgeleriyle birlikte
nüfusu 2011'de 1.5 milyonu buluyordu. Haseke etnik olarak Kürtler, Araplar ve
Süryaniler arasında bölünmüşlük arz ediyor. Az sayıda da Ermeni bulunuyor.
Haseke'nin büyük bölümü özerk yönetimin, az bir kısmı da Suriye yönetiminin
denetiminde.
Rakamlar
neden değişken?
Nüfus
dağılımında 2004 rakamları bugünü yansıtmakta yetersiz. Tahminlere göre bazı
yerlerde nüfus neredeyse ikiye katlandı. Ayrıca 2011 sonrasında Fırat'ın doğusu
hem göç verdi hem de göç aldı.
Afrin'den
çıkan Kürtler ile Rakka'dan kaçan Arapların bir kısmı Cezire bölgesine geldi.
Tel Abyad, 2013-2014'te İslamcı örgütlerin elinde Kürt göçüne, 2015'te IŞİD'den
alındıktan sonra Arap ve Türkmen göçüne sahne oldu. En büyük göçü oransal
olarak Hristiyanlar verdi. Bazı kaynaklara göre Haseke, Kamışlı, Rakka ve Deyr
el Zor'da 2011'de 250 bin civarında olan Hristiyan nüfusu 100 binin altına
indi. Yani nüfustaki aşırı hareketlilik yüzünden güncel durumla ilgili sağlıklı
bir tablo sunmak zor.
Yorumlar
Yorum Gönder