Doğanın daha kolay tahrip ve talan edilmesi için mi #DKMP kapatılıyor?
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü kapatılıyor
Türkiye'nin doğal varlıklarının
korunması konusunda en önemli anayasal kurumlardan biri olan Doğa Koruma ve
Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP) kapatılıyor.
123 üye sivil toplum kuruluşu
bulunan Tabiat Kanunu İzleme Girişimi, DKMP'nin katılmaması için çağrı
yaparken, "Daha etkili doğa koruma için daha güçlü kurumsal yapı
istiyoruz" başlıklı bir bildiri yayımladı.
Geçen yıl yayınlanan
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde yapılması planlanan değişiklikle ilgili
hazırlanan taslağa göre, Cumhuriyet döneminin en deneyimli doğa koruma
uzmanlarını bünyesinde barındıran DKMP kapatılarak, Orman Genel Müdürlüğü
bünyesinde üç ayrı daire başkanlığı kurulacak.
Türkiye'nin en önemli doğa koruma
kurumlarından biri olan Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü 1958
yılından bu yana çeşitli bakanlıkların bünyesinde hizmet veriyor. Milli
Parklar, Tabiat Parkları, sulak alanlar ve yaban hayvanlarının korunmasından
sorumlu olan kurum, aynı zamanda Türkiye'nin biyolojik çeşitliliğinin korunması
için çalışmalar yürütüyor. Türkiye'nin taraf olduğu UNESCO, RAMSAR ve Barselona
sözleşmeleri ile GEF (Küresel Çevre Fonu) gibi projelerin yükümlülüklerini de
Türkiye adına yürüten DKMP, doğa koruma konusunda yetiştirdiği uzman
kadrolarıyla bu konuda önemli bir bilgi birikimine sahip.
Türkiye'nin önde gelen doğa koruma
STK'larının üyesi olduğu Tabiat Kanunu İzleme Girişimi, "Daha etkili doğa
koruma için daha güçlü kurumsal yapı istiyoruz" başlıklı bir bildiri
yayımlayarak karara karşı çıkarken, bildiride "Önerimiz yapılacak kurumsal
değişikliklerin uzun vadeli çözüm oluşturacak ve küresel gelişmelere uyumlu
olarak yapılmasına yönelik kapsamlı bir çalışma doğrultusunda
şekillendirilmesidir" ifadeleri kullanıldı.
Tabiat Kanunu İzleme Girişimi'nin
yayımladığı bildiri şöyle:
"Cumhurbaşkanlığı Makamına
onaylanmak üzere sunulan Kararname Taslağı ile Doğa Koruma ve Milli Parklar
Genel Müdürlüğü’nün kapatılarak Orman Genel Müdürlüğü altında daire
başkanlıkları olarak yeniden düzenlenmek istendiğini öğrenmiş bulunmaktayız.
"Yeryüzündeki en önemli 7 gen
merkezinden biri olarak bilinen Türkiye biyolojik çeşitlilik bakımından
bulunduğu coğrafyanın en önemli ülkesidir. Stratejik konumu ile Türkiye çok
sayıda türün varlığını sürdürebilmesi bakımından anahtar ülke konumundadır. Bu
nedenle Türkiye’nin doğa koruma alanındaki sorumluluğu herhangi bir
ülkeninkinden daha fazladır. Bu zenginliğin korunması için toplam alanı 3,2
milyon hektarı aşan ve aralarında milli parkların da bulunduğu 598 koruma alanı
ilan edilmiştir.
"İlk kurulduğu yıllarda Orman
Genel Müdürlüğü altında faaliyet gösteren doğa koruma ve milli park
çalışmaları, dünyada ve ülkemizdeki korunan alanlara yönelik yükselen algı ve
korunan alanların sayısındaki artışa paralel olarak 1976 yılında Orman
Bakanlığı bünyesinde “Milli Parklar ve Avcılık Genel Müdürlüğü” olarak
yapılandırılmıştır.
"1982 yılında bugün olduğu
üzere Tarım Bakanlığı ile Orman Bakanlığının birleştirilmesini takiben bu Genel
Müdürlük kapatılmış ve Orman Genel Müdürlüğü altında “Milli Parklar Daire
Başkanlığı” olarak düzenlenmiştir. Kurumun Genel Müdürlük düzeyinden Daire
başkanlığı düzeyine indirildiği bu dönem Türkiye doğa koruma tarihinin en
etkisiz olduğu dönemlerden biri olarak hala anılmaktadır. Nitekim 1991 yılında
bu birim tekrar Genel Müdürlük düzeyine yükseltilmiştir.
"Yıllardır, doğa korumayla
ilgili daha güçlü bir yapının oluşturulması beklenirken daha önce denenen ve
doğa koruma adına çok başarısız olan bu yapıya yeniden dönülmesi ülkemiz doğasına
yapılabilecek en büyük kötülük olacaktır. Çünkü doğa koruma orman
alanlarının dışında sulak alanları, bozkırları, denizleri ve bu yaşam
ortamlarında varlıklarını sürdürmeye çalışan tüm canlıları kapsamaktadır. Bu
değişiklik ülkemiz doğasının korunmasını zaafa düşürecek, uluslararası
platformda ülkemizin itibar kaybetmesine, AB katılım sürecindeki görüşmelerde
ülkemizin elinin zayıflamasına sebep olacaktır.
"Bu kapsamda önerimiz;
"Doğa korumanın daire
başkanlıkları düzeyinde farklı birimler tarafından ele alınmasından ziyade tek
ve güçlü bir kurumsal yapı altında toplanması; bu amaçla
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
bünyesinde faaliyet gösteren Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü ile
halen Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Doğa Koruma Milli
Parklar Genel Müdürlüğü’nün birleştirilmesi,
Birleşmenin ardından günümüz ihtiyaçlarına cevap veren bir çerçeve doğa koruma yasasının çıkarılmasıdır.
"Diğer taraftan;
Birleşmenin ardından günümüz ihtiyaçlarına cevap veren bir çerçeve doğa koruma yasasının çıkarılmasıdır.
"Diğer taraftan;
"Aynı kararname kapsamında
Daire Başkanlığı düzeyine indirgenmesi öngörülen kurumlar arasında Su Yönetimi
Genel Müdürlüğü ve Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü de yer
almaktadır.
"Yakın zamanda kurulmuş
olmalarına rağmen bu iki Genel Müdürlük Türkiye’de başta arazi kullanımı
planlaması, arazi tahribatının önlenmesi ve dengelenmesi gibi geleceğimiz için
büyük öneme sahip konularda kritik ilerlemeler kaydetmiştir. Nüfusun da
artışıyla birlikte giderek azalan doğal kaynaklarımızın planlanması ve yönetilmesi
konusunda öncü rol oynayan ve küresel ölçekte kabul gören politikaları ülkemize
kazandıran bu kilit kurumların da Daire Başkanlığı düzeyine indirgenmesinin bu
önemli kazanımların kaybedilmesine neden olacağından endişe etmekteyiz.
Yorumlar
Yorum Gönder