Kayıtlar

İktidarları rahatsız etmek, görevimiz / Feyzi Hepşenkal

Resim
Demokrasi, örgütlü toplum varsa ve sesini yükseltmekten çekinmiyorsa, vardır. Türkiye’de az olan ve giderek sıfırı tüketmeye doğru itilen bu varlığın kendini korumaya çalışması ise iktidarın her türünü (!) rahatsız ediyor. Yani sorun, sadece ülkenin başındakiler değil. Şehirleri yönetenler de buna fazlasıyla dahil. Bence rahatsız olmalarında sakınca yok. Örnekse İzmir’deki iktidar sahipleri, “İzmir Yaşam Alanları” girişiminin açıklamasını iyi okusunlar. Ve dilerim okuduklarından çok rahatsız olurlar! İstemezükçü değil, İsterizci “🍀 Biz Kültürpark, Kent Parkı olsun istiyoruz, oradaki ekolojik yaşam sürsün, orası Behçet Uz’un hayalindeki gibi bir park olsun İSTİYORUZ… 🍀 Biz Elektrik Fabrikası Büyükşehir ya da Konak Belediyesi tarafından satın alınsın ve kamusalalanlara eklensin ve halk yararına işlevlendirilsin İSTİYORUZ… 🍀 Biz ‘İzmir İstanbul olmasın’ derken, İzmir’in kendine özgü çok kültürlü, insanı önceleyen sosyolojik, kültürel yapısı, demokrat a...

İktidar, Davutoğlu’dan korkuyor / Feyzi Hepşenkal

Resim
Dün bıraktığım yerden devam edeyim. Gelecek Partisi’nin geleceğe yönelik umut ve beklentisinin tamamına yakını, belli ki AKP’de. Ya AKP, Ahmet Davutoğlu ve partisinin bu iştahını ciddiye alıyor ve çekiniyor, hatta korkuyor mu yeni partiden? Davutoğlu’nun bir bakıma kurucusu olduğu Şehir Üniversitesi üzerinde iktidarın yürüttüğü operasyon “evet” denmesi için yeterli. “Yetmez” diyen varsa, iktidarın gayriresmî ortağı Doğu Perinçek’in gazetesine baksın o zaman. Geçen gün neler yazdılar, hele 1’inci sayfa, nedir o öyle? Batsın bu dünya Bir yanda: Uşak'a çalışmaya gelen ama iş bulamayan, elinde 3 aylık çocuğunun bezi ile sokakta açlıktan bayılan baba. Bir yanda: Maddi zorluklar yaşayan Simit Sarayı’nın yüzde 51’ini satın almak için harekete geçen devletin Ziraat Bankası. Söyleyin: Batmasın mı hâlâ bu dünya? Halkın yüzünü güldüren kazanıyor İngiltere'de Perşembe günü yapılan seçimlerde tek başına iktidar kuracak çoğunluğa ulaşan Baş...

Ne gelecekse, AKP’den gelecek, Gelecek Partisi’ne! / Feyzi Hepşenkal

Resim
Ahmet Davutoğlu’nun partisinde Kurucular Kurulu üyesi olarak yer alan kişilerden “ismen tanıdıklarımın” sayısı, iki elin parmalarını geçmez. Ve onlar da Gelecek Partisi için bende “sempati hissi” uyandırmaktan, çok uzaklar. Acaba tanımadıklarım arasında gelecek günlerde umut olacak, heyecan yaratacak birileri var mı? Şimdiden bilinmez tabii. Yine de pertavsızı aldım elime, baktım Gelecek Parti’nin kurucular listesine. Kerim Rota adı hemen öne çıkıyor örnekse. Bankacılık alanında başarılı bir kariyeri var, sağlam ekonomik analizleriyle dikkat çekiyor. Dostum Reşat Kutucular da hakkında iyi şeyler söylüyor. İyi. İyiye iyi, yani. Dimosthesis Rafaletos kimdir? Bütün kaynakları taramama karşın, bilinmeyen, hakkında tek satır ipucu olmayan epey insan bulunuyor. Misal, Dimosthesis Rafaletos. Sonunda Ekşi Sözlük ’te ismi geçtiği gözüme ilişti. Bazıları dalgasını geçmiş, “adamlar yabancı oyuncu transferi bile yapmışlar. şampiyonluk hedefliyorlar herhal...

Kişneyen kabaplara Sudan dopingi! / Feyzi Hepşenkal

Resim
Sanırım 1981 yılıydı. Belediyenin yaptığı denetimlerde, lahmacunda kedi eti saptanmıştı. Kulakları çınlasın, Güngör Mengi “Bu habere ne başlık verelim?” diye sorunca, “Lahmacunlar miyavlıyor” dedim. Ve haber o başlıkla Yeni Asır’ın birinci sayfasında çıktı. Değişen fazla bir şey yok memleketimde. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yayınladığı listelerde, ürünlerinde at eti, eşek eti kullanan firmalar ilan ediliyor sürekli. En son Kasım ayında insanlara tek tırnaklı hayvan eti ve sakatatı yediren, 130'u İstanbul'da, 73'ü Ankara'da, 123'ü İzmir'de, 101'i Adana'da, 56'sı Diyarbakır'da ve 65'i Bursa'da bulunan imalatçı firma, market, lokanta vs. açıklandı. Yani… Pek çok üründen miyavlama değilse de, anırma ve kişneme sesi gelmeye devam ediyor! Sudan’a yüzde 100 indirim TBMM Dışişleri Komisyonu’nda kabul edilen ve yakında genel kurulda onaylanması beklenen anlaşmayla Türkiye, birçok tarım ürünü için Sudan’a yüzde 100 kota...

AKP’NİN KADINLARINDAN: Pelin hanım gitti, Saliha hanım gidebilir! / Feyzi Hepşenkal

Resim
Kadınların işi her yerde zor. Siyasette daha zor. Hele AKP’de çok zor. Kayseri eski Milletvekili Pelin Gündeş Bakır yerine, erkeklerden eski bir milletvekili “Bu sabah Bakırköy’de 3 kişilik aile hayatına son verdi. Evde yapılan incelemede siyanüre rastlandı. Bu son 10 günde yaşanan 3.cü toplu intihar vakası. Milletimiz ölüyor. Suriyelileri Türklerin sırtından indirin artık. Vatanlarına dönsünler. Hiçbirine vatandaşlık verilmesin!” falan dese; ses çıkaran olmazdı büyük ihtimalle. Hatırlayın. Daha önce neler neler oldu, kimler neler söyledi de; ya üzeri örtüldü, ya usulen kınama cezası verildi veya en kabadayısından, varsa bir görevi sona erdirildi. Tamam. Pelin Gündeş’in sözleri benim de hoşuma gitmedi, hanımefendi milliyetçilikte “doz aşımı” yaşıyor sanki. Ama onun kaba tavrına karşılık verilen ihraç kararı, çok daha kaba olmuş. Kadını hırpalayan 3 kişi… Baktım da, Pelin Gündeş’in aktardığım Twitter mesajı önce ciddiye alınmayacak birkaç yerde haber yapı...

Finlandiya’nın insan hakları günü “daha çok” kutlu olsun! / Feyzi Hepşenkal

Resim
Hemen her mecrada benzer ilan ve duyurular var bugün. Olsun tabii. Çünkü bugün, İnsan Hakları Günü; İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin Kabul edildiği gün. Hepimize kutlu olsun. Ama Finlandiya’da yaşayan insanlara daha çok kutlu olsun. İnsana, insanca yaşama hakkı Gerçekten insan olarak güzel haklara sahip Finliler. Örnekse… Gelir ve varlığı zorunlu günlük giderleri karşılamaya yetmeyenler, temel geçim desteğine (perustoimeentulotuki) başvurabiliyor. Üstelik temel geçim desteği, sedece zorunlu günlük giderleri değil, “hobi ve eğlence giderlerini, çocukların günlük bakım giderlerini, okul çağındaki çocuğun sabah ve akşam faaliyetleri giderlerini ve zorunlu taşınma giderlerini” de kapsıyor. Finlandiya’da diyorlar ki insanlara: “Geçim desteğine başvurmadan önce hakkınız olan diğer desteklere (örneğin; işsizlik güvencesi, konut yardımı, emeklilik, öğrenim desteği, ebeveyn parası, hastalık parası, evde bakım desteği ya da nafaka yardımı) başvurun.” Beş lider, beşi de kad...

Davutoğlu ile Babacan temiz ve cesursa eğer… / Feyzi Hepşenkal

Resim
Recep Tayyip Erdoğan bağrından çıkan Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın hedef alıp, “Bunlar Halkbank'ı dolandırmaya çalışıyorlar” deyince; Davutoğlu “Cumhurbaşkanları ve yakınlarının mal varlıklarındaki değişim araştırılsın” cevabını verdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da hemen topa girdi: “Siyasetin kirlilikten arınması için buna ihtiyaç var. Biz destekleriz. Bunu vatandaş da bekler. Mal varlığı araştırma komisyonu kurulsun.” Tamam, kurulsun da... Kurulunca ne olacak peki? Sıkı durum şimdi… Kılıçdaroğlu o komisyondan yadigar AKP iktidara gelir gelmez, 7 Ocak 2003’te “Yolsuzlukların Sebeplerinin, Sosyal ve Ekonomik Boyutlarının Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla” bir araştırma komisyonu kurdurmuştu Meclis’te. Komsiyonun başkanı, vekili, katibi, sözcüsü ve çoğunluğu AKP’liydi. Aralarında 4 tane de CHP’li vardı. Bakıyorum da, “biri” hariç hiçbiri milletvekili değil bugün. O “biri” kim? Kemal Kılıçda...