Yeni bir hayat / Feyzi Hepşenkal
Bizim
gökdelenseverler beton kafesler örerken tepemizde, başka yerlerde, çok başka
şeyler yapılıyor.
Konut
tasarımında yeni arayışlar, insanı yalnızlıktan, durağanlıktan kurtarmak;
onlara daha mutlu ve sağlıklı bir hayat kurmak üzerinde yoğunlaşıyor.
Kurtulmalıyız,
kurtarılmayız gerçekten; bazen de kendi tercihimizle mahkum olduğumuz
esaretten.
İçerisi
teknolojinin en ileri ürünleri ile döşenmiş olsa dahi, neticede dört duvar
arasına sıkışıp, kalmak kaderimiz olmamalı.
Nefes
almalıyız.
Huzur
bulmalıyız.
Özgür
olmalıyız.
* * *
Hele
de yaşı ilerledikçe insanın, yalnızlık çok fena.
Bir
dost istemez mi can, yanı başında?
İki
lafın belini kırmaya, küçük adımlarla da olsa çiçekler arasında dolaşmaya
ihtiyaç duymaz mı?
Laf
işte…
Duymaz
mı hiç!
Soru
şu:
Çare
ne?
* * *
İngiliz
Hükümeti “Home of 2030” adlı mimari tasarım yarışması ile işte o soruya çare
arıyor.
Bugünün
ve gelecek nesillerin yaşam alanlarında, tasarımın “sağlıklı ve bağımsız yaşamı
teşvik edecek” şekilde dönüşüm sağlamasını hedefliyor.
Yarışmaya
katılacakların önüne, hazırlayacakları projelerle yanıt bulmaları istenen
sorular konmuş.
Denmiş
ki:
·
“Evler, insanlar yaşlandıkça değişen
ihtiyaçlara göre uyarlanabilir şekilde nasıl tasarlanabilir?”
·
“Evler, nasıl net sıfır karbon emisyonuna
sahip olabilir ve sağlıklı yaşamı teşvik edebilir?”
Bulunan
cevaplarda ise tasarlanan ortak alanlar evlerin ön kapılara kadar
uzanıyor, insanlar ortak sebze
bahçelerinde ve açık hava ortak yemek alanlarında buluşuyor.
Arada
duvarlar yok.
Çitler
bile yok.
Yeşil
çatılar, araçsız alanlar içinde yaşayan; huzurlu, mutlu, sağlıklı insanlar var.
Ne
güzel…
* * *
Galiba
bize ters işler bunlar…
-
Yandaşları nasıl zengin ederiz?
-
Nasıl daha çok rant sağlarız eşe dosta?
Bizim
kafamız, buna benzer sorulara çalışıyor daha çok.
Ve
korkarım, bu konuda gereğinden de iyi çalışıyor!
Yorumlar
Yorum Gönder