İki “tasarruf” haberi… Biri bizden, diğeri İsveç’ten. Aradaki fark dağlar kadar!
Tasarruf
sözde kaldı
Mustafa
Çakır / CUMHURİYET
Cumhurbaşkanlığı
Strateji ve Bütçe Başkanlığı, kamu idarelerinin 2018 ve 2019 ile ilgili ilk 6
aylık bütçe giderlerini karşılaştırdı. Genel bütçe kapsamındaki toplam 41 kamu
idaresinden sadece 7’si geçen yıla göre daha az harcama yaptı. Ticaret
Bakanlığı’nın gideri ise aynı kaldı.
YÜZDE
17.5 ARTTI
Geçen yılın ilk 6 ayında 1.5 milyar lira harcama yapan Cumhurbaşkanlığı, bu yılın aynı döneminde yüzde 17.5 artışla 1.8 milyar lira harcadı. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın geçen yılın 6 ayında 4 milyar lira olan harcaması bu yılın aynı döneminde yüzde 24.8 artışla 5 milyar liraya çıktı. Oransal en fazla artış ise yüzde 63 ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda: 2.1 milyar liradan 3.5 milyar liraya çıktı. İkinci sırada yüzde 56.3’lük artışla TBMM geldi: Harcama 422.8 milyon liradan 660.8 milyon liraya çıktı. İçişleri Bakanlığı’nın harcaması da yüzde 53.5 artışla 4.1 milyar liradan 6.3 milyar liraya çıktı.
Geçen yılın ilk 6 ayında 1.5 milyar lira harcama yapan Cumhurbaşkanlığı, bu yılın aynı döneminde yüzde 17.5 artışla 1.8 milyar lira harcadı. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın geçen yılın 6 ayında 4 milyar lira olan harcaması bu yılın aynı döneminde yüzde 24.8 artışla 5 milyar liraya çıktı. Oransal en fazla artış ise yüzde 63 ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda: 2.1 milyar liradan 3.5 milyar liraya çıktı. İkinci sırada yüzde 56.3’lük artışla TBMM geldi: Harcama 422.8 milyon liradan 660.8 milyon liraya çıktı. İçişleri Bakanlığı’nın harcaması da yüzde 53.5 artışla 4.1 milyar liradan 6.3 milyar liraya çıktı.
MİLLİ
SARAYLAR TUTUMLU
Harcaması
düşen idarelerin ilk sırasında Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı var.
Harcamaları yüzde 72.6 azalışla 80 milyon TL’den 21.9 milyon liraya geriledi.
Gençlik ve Spor Bakanlığı ise harcamalarını yüzde 21.6 azaltarak 12.5 milyar
TL’den 9.8 milyar TL’ye indirdi. Üçüncü sıradaki Tarım ve Orman Bakanlığı da
yüzde 20.8 düşüşle harcamasını 23.6 milyar TL’den, 18.7 milyar TL’ye indirdi.
Öte yandan genel bütçeli idarelerin 2019 yılı ilk 6 aylık toplam harcaması yüzde 19.5 artarak 467.1 milyar TL’ye yükseldi. Başkanlığın raporunda, ayrıca bu yılsonuna ilişkin beklenti ve hedeflere de yer verildi. Buna göre, 960.9 milyar TL olarak öngörülen bütçe giderlerinin yılsonunda 992.3 milyar TL, 117.3 milyar TL öngörülen faiz giderlerinin ise 103 milyar TL olarak gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Bütçede 880.3 milyar TL olarak hedeflenen gelirlerin 867.3 milyar TL; 756.4 milyar TL olarak hedeflenen vergi gelirlerinin ise 667.6 milyar TL olarak gerçekleşeceği öngörülüyor. Bütçenin yıl sonunda 125 milyar TL açık vermesi bekleniyor.
Öte yandan genel bütçeli idarelerin 2019 yılı ilk 6 aylık toplam harcaması yüzde 19.5 artarak 467.1 milyar TL’ye yükseldi. Başkanlığın raporunda, ayrıca bu yılsonuna ilişkin beklenti ve hedeflere de yer verildi. Buna göre, 960.9 milyar TL olarak öngörülen bütçe giderlerinin yılsonunda 992.3 milyar TL, 117.3 milyar TL öngörülen faiz giderlerinin ise 103 milyar TL olarak gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Bütçede 880.3 milyar TL olarak hedeflenen gelirlerin 867.3 milyar TL; 756.4 milyar TL olarak hedeflenen vergi gelirlerinin ise 667.6 milyar TL olarak gerçekleşeceği öngörülüyor. Bütçenin yıl sonunda 125 milyar TL açık vermesi bekleniyor.
Kraldan,
çok kral hareket
Osman
İkiz / CUMHURİYET
İsveç
Kralı’nın beş torunuyla, Veliaht Prenses dışındaki iki çocuğunu saray
bütçesinin dışına çıkarması bütün dünyada hayranlıkla karşılandı. Genel kanıya
göre Kral, halkın ödediği vergilerden oluşturulan saray bütçesini, hanedan için
har vurup harman savurmayacağını göstererek çok kral bir karar aldı. Doğrudur.
İsveç Kralı akılcı bir çıkışla, saygınlıkları bir hayli yıpranmış
politikacıların karşısında halkın gözünde olumlu bir puan kazandı. Olumlu puan
kazanması tabii ki politikacıların rakibi olduğu anlamına gelmiyor. Sadece,
modern çağda, eskide kalmış bir modelin, sembolik de olsa biraz daha yaşayacağı
anlamına geliyor.
Biliyorsunuz,
Avrupa’daki monarşilerin rolleri son derece semboliktir. Ülkeye gelen konuklar
kral tarafından kabul edilirse, üst düzey konuk olduğunu düşünür. Bu aynı
zamanda takdim edenlerin beklentilerinin büyük olduğu anlamına gelir. Krallar
ve kraliçeler, özellikle iş çevreleri için çok elverişli birer pr figürüdür.
Eğer bir grup, iş seyahatine kralla birlikte gidiyorsa bilinmeli ki o iş
görüşmesine çok önem veriliyordur. Tabii her yıl parlamentonun açılışına
katılması, dış politika konseyine başkanlık etmesi gibi görevleri var ama
bunlar tamamen semboliktir. Kısacası Avrupa’daki kral ve kraliçelerin devlet
yönetiminde en ufak bir yetkisi yoktur. Yetkisi yoktur, ama sembolik görevler
için devlet bütçesinden saraylara ayrılan paylar az buz değildir. Bu yüzden,
saraylarında uslu uslu oturmak varken, skandallara karışınca, aşırı harcamaları
göze batınca, millet homurdanmaya başlar.
Para para
para...
İsveç kraliyet ailesi skandallardan uzak yaşadığından, itibar aşınmasına uğramadı, ama hanedanın genişlemesi nedeniyle, bütçe payı büyüyünce milllet “buna bir sınır koymak gerek’’ diye konuşmaya başladı. Bu yüzden parlamentoda geçen yıl konunun araştırılması için bir komisyon kurulması kararlaştırıldı. Aradan bir buçuk yıl geçmesine rağmen komisyon henüz kurulmadı. İsveç Kralı da komisyon kurulmadan harekete geçerek hanedanı daralttığını duyurdu. Yani sorun tereyağından kıl çekercesine halledilmiş oldu. Bulunan çözüm, Avrupa’daki diğer monarşiler için de muhtemelen “İsveç Modeli” olarak örnek alınacaktır. Bu durumda İsveç Kralı, Kraliçesi ve Veliaht Prenses ile kocası ve çocukları Kraliyet Ailesini oluşturuyor. Diğer iki çocuk ise unvanlarını korumakla birlikte apanage denilen ödenekten yararlanamayacaklar. Onların çocukları ise artık sıradan vatandaş sayılacaklar.
İsveç kraliyet ailesi skandallardan uzak yaşadığından, itibar aşınmasına uğramadı, ama hanedanın genişlemesi nedeniyle, bütçe payı büyüyünce milllet “buna bir sınır koymak gerek’’ diye konuşmaya başladı. Bu yüzden parlamentoda geçen yıl konunun araştırılması için bir komisyon kurulması kararlaştırıldı. Aradan bir buçuk yıl geçmesine rağmen komisyon henüz kurulmadı. İsveç Kralı da komisyon kurulmadan harekete geçerek hanedanı daralttığını duyurdu. Yani sorun tereyağından kıl çekercesine halledilmiş oldu. Bulunan çözüm, Avrupa’daki diğer monarşiler için de muhtemelen “İsveç Modeli” olarak örnek alınacaktır. Bu durumda İsveç Kralı, Kraliçesi ve Veliaht Prenses ile kocası ve çocukları Kraliyet Ailesini oluşturuyor. Diğer iki çocuk ise unvanlarını korumakla birlikte apanage denilen ödenekten yararlanamayacaklar. Onların çocukları ise artık sıradan vatandaş sayılacaklar.
Medeni
ülkelerde sorunlar böyle çözülür. Kurumların yıpratılmasına izin verilmeden,
sistem zarar görmeden uzlaşma kültürü işletilir. Bu sorunun çözümünde de
mutlaka, bilge kişiler parlamento ile saray arasında doğru yolun bulunması için
arabuluculuk yapmış, yapıcı önerilerle çözüme ulaşılmasını sağlamıştır.
İbrahim
Zlatanoviç’i bilmeyen yoktur. İsveç’in güneyindeki Malmö’nün göçmen mahallesi
Rosengard’da Hırvat anne Boşnak babadan doğma bir göçmen çocuğudur. Haşarı bir
çocukluk döneminin ardından futbol sahalarının en büyük yıldızlarından biri
olmayı başarmış, füze vuruşlarıyla tanınan, aykırı bir futbolcudur. Uzun yıllar
İsveç milli takımının lokomotifi olan golcü oyuncunun, milli takım ve
şampiyonlar liginde attığı gollerin sayısı rekor düzeydedir. Kazandığı 11
“Altın Top’’ ödülü de ayrı bir rekordur. İsveç’te, İspanya’da, İtalya’da,
Fransa’da, ABD’de top koşturdu. Her zaman, her yerde aykırıydı. Zor koşullarda
geçen çocukluk yıllarının ardından futbol sahalarında bir ego heykeli gibi
koşturuyordu. “Ben İbrahim Zlatanoviç’’ demekten büyük keyif duyuyordu. Bu
egosu pek çok kişiyi rahatsız etmesine rağmen İsveç, onun geçmişteki
hizmetlerini unutmadı. Geçenlerde, Malmö’de heykelini dikerek vefanın ne demek
olduğunu gösterdi.
Vefa deyince
Mafi Falay aklıma geldi. Dünyada Mafi olarak anılan caz müzisyeni Muvaffak
Falay, 1956’dan beri Avrupa’da yaşıyor. Gelmiş geçmiş en iyi, büyük caz
orkestralarından iri sayılan Kenny Clarke-Francy Boland grubu ile yaptıkları
albüm 1969’da ABD’de satış rekoru kırdı. “Jazz is Universal’’ adlı albüm,
dünyada kapağında Türk bayrağı olan tek CD. Mafi Falay, 30 Ağustos’ta 90’nına
girdi. Şu sıralarda,12 yaşındayken trompetle tanıştığı Kuşadası’nda. Kuşadası
Belediyesi bir vefa örneği olarak yıllar önce çarşı caddesine Mafi Falay’ın
heykelini dikmişti. Kurulmakta olan müzede de bir bölüm Mafi Falay’a ayrılacak.
Sanatçımız ömrünün geri kalan kısmını memleketinde geçirmek istiyor. Bakalım
Kuşadası Belediyesi sanatçımıza el uzatacak mı? Doğum yeri İzmir olan Mafi
Falay’ı İzmir Belediyesi hatırlayacak mı? Türyak, Mafi Falay’ı, İsveç’te bulup,
“Örnek Kıdemli Vatandaş’’ seçerek hatırlamaları için bütün kurumları bir
anlamda uyarmış oldu.
Yorumlar
Yorum Gönder