Seyirci kalarak canımızı daha beter yakanlar, siz de cehennemde yanın
Türk Hava Kurumu’nun
(THK) eski başkanı Erdoğan Karakuş, son iki günde yaklaşık 500 hektarlık alanın
yandığı Ege’de mevcut uçaklar kullanılmış olsa kaybın boyutunun çok daha küçük
olacağını savundu.
Cumhuriyet’ten Tuncay
Mollaveisoğlu’nun haberine göre, Orman Bakanlığı yangınla mücadelede Türk Hava
Kurumu’ndan ‘masraflı’ olduğu
gerekçesiyle uçak kiralamayıp yangın söndürme işini bu alanda deneyimi olmayan
ve yurt dışından helikopter kiralayan özel bir şirkete devretmiş.
Habere göre, Türk
Hava Kurumu’nda altısı faal dokuz uçak, Türk Hava Kuvvetleri’nde ise altı adet
büyük yangın söndürme uçağı bulunuyor. Türk Hava Kuvvetleri’ne ait her biri 12
ton su taşıyabilen C-130 tipi uçaklar, Kayseri’deki ikbal bakım merkezinde
özellikle yangınla mücadele için geliştirilmiş.
THK’nın eski başkanı
Karakuş, uçakların yangın bölgesine helikopterlerden üç kat daha hızlı
ulaşabileceğini ve daha yüksek su boşaltma kapasiteleriyle söndürme işleminde
çok daha etkili olabileceğini vurguladı.
Karakuş, 2002’de
Marmaris’te yaşanan yangına dair bir örnek vererek söndürme işleminde uçakların
önemini şöyle açıkladı: “2002’de
Marmaris’teki bir orman yangınında Bakanlık sadece helikopterleri denemek
istedi. Beni arayıp ‘THK uçakları bu yangına karışmasın’ dediler. Marmaris tam üç gün yandı ve
alevler kontrol edilemeyince bizi yeniden göreve çağırdılar. Biz müdahale
edince söndürdük. Tam 165 yangına uçaklarımızla müdahale ettik ve tamamını kısa
sürede söndürdük.”
Nerede bu uçaklar?
Engin YAVUZ / 9 Eylül Gazetesi
Tırazlı'da dün şiddetli rüzgarın etkisiyle kontrolden çıkan ve Beyler,
Yeniköy ve Efemçukuru köylerinin arasında etkisini sürdüren orman yangınında
helikopterler etkisiz kalırken, yangınlarla mücadelede Türk Hava Kurumu'nun
uçaklarının neden kullanılmadığı sorusu tekrar gündeme geldi. Orman Genel
Müdürlüğü İzmir Yangın Harekat Merkezi'nden edinilen bilgilere göre dün
Muğla'da Milas ve Bodrum'da, İzmir'de ise Bornova Sarnıç, Karabağlar Tırazlı,
Urla Yağcılar ve Seferihisar Gümüldür'de aynı saatlerde orman yangınları
başladı.
Bu yangınlardan Milas, Tırazlı, Yağcılar ve Gümüldür'deki yangınlar
zaman zaman hızı 90 kilometreye yaklaşan fırtına nedeniyle hızla büyüdü ve
kontrolden çıktı. Zarar çok büyük Orman Genel Müdürlüğü yangın söndürme
ekipleri ile İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi Tırazlı, Yağcılar ve
Gümüldür'deki yangınlara hızla müdahale etti. 280 arazöz, 35 dozer ve bine
yakın personel ile sürdürülen mücadelenin sonunda Yağcılar Demircili ve
Seferihisar Gümüldür yangınları kontrol altına alınırken, gece geç saatlerde
500 hektarlık alanı etkilediği söylenen Tırazlı yangını sabah saatlerinde
rüzgar nedeniyle kontrol edilemez hale geldi. Muğla'dan takviye olarak
gönderilen helikopterlerle birlikte toplam 13 helikopter mücadalede yetersiz
kaldı.
Tırazlı, Beyler, Efemçukuru Yeniköy hattında Seferihisar'a doğru
ilerleyen yangın sırasında yalnızca çam ormanları değil, meyve bahçeleri,
zeytinlikler ve Efemçukuru'ndaki şaraplık üzüm bağları da büyük zarar gördü. Bu
arada tilki, kirpi, yılan, tavşan, kaplumbağa gibi yangından güvenli alanlara
kaçamayan birçok orman canlısı telef oldu. Orman Genel Müdürlüğü yetkilileri
yangının dün öğle saatlerinde 600 hektarlık alanda etkisini sürdürdüğü
bilgisini verdiler.
Menderes, Güzelbahçe ve Seferihisar'ı da kapsayan yaklaşık 17 bin hektarlık
verimli ormanı tehdit eden yangında helikopterle mücadelenin başarısızlığı bu
yıl Türk Hava Kurumu'ndan kiralanmayan yangın söndürme uçaklarını tekrar
gündeme getirdi. 9 Eylül Gazetesi'nin araştırmasına göre şimdiye kadar yangınla
mücadelede 24 helikopter ve THK uçaklarını kullanan Orman Genel Müdürlüğü, bu
yıl düşük fiyat teklifine karşın THK yerine ihaleye katılan bir mimarlık
ofisinden 34 helikopter kiraladı. Konunun gündeme gelmesinden sonra açıklama
yapan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, yıllardan beri ülkemizde
başarıyla hizmet veren yangın söndürme uçaklarının verimli olmadığını iddia
etti. Son olarak Muğla Dalaman'da kontrolden çıkan orman yangınında THK'nın
yardım teklifi yine Orman Genel Müdürlüğü tarafından reddedildi. Verimsiz
olduğu söylenen Canadair cl215 model yangın söndürme uçakları yalnızca
Türkiye'de değil, İspanya, Fransa, Makedonya ve İtalya gibi birçok Avrupa
ülkesinin yangın söndürme filolarında yer alıyor ve daha çok su taşıma
kapasitesine sahip olduğu için tercih ediliyor. Ateş kuşları hangarda Görev
verilmediği için hangara çekilen Türk Hava Kurumu Gökçen Havacılık Şirketi'nin
yangın söndürme filosu Avrupa'nın en büyük filosu olarak biliniyor. Filoda 9 adet
cl 215 Canadair yangın söndürme uçağı ile Dromader M-18 tipi 11 küçük uçak yer
alıyor. Büyük uçakların su taşıma kapasitesi 4.5 ton. Küçük uçaklar ise bir
seferde 1.5 ton su atabiliyor. Şu anda yangınla mücadelede kullanılan ve suyu
bırakmak için alçalıp-kalkışı sırasında pervane etkisiyle yangını körükleyen
helikopterlerin su taşıma kapasitesi ise 2.5 ton. Geçen yıla kadar iki Canadair
uçağı Adnan Menderes Havalimanı'nda, 4 Dromader uçağı ise Selçuk havaalanında
yangına 10 dakikada müdahale edebilecek şekilde hazır bekliyordu.
Helikopter yalanı
Helikopter yalanı
Bu arada AKP hükümetinin birçok orman bakanının söz vermesine
rağmen Türkiye hala kendi helikopterleriyle yangın söndüremiyor. Bu yıl da
helikopter alımı için bütçeye yalnızca 20 bin lira konuldu. Orman ve Su İşleri
Bakanlığı ise 1988 yılından bu yana satın almak yerine kiralamayı tercih ettiği
yangın helikopterleri için bu yıl da milyonlarca dolar kira bedeli odeyecek.
İlk olarak dönemin Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe’nin yaşanan büyük orman
yangınlarının ardından, “Artık kendi helikopter filomuz olacak” diyerek
müjdesini verdiği, ardından Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun da 2006
yılında alınacağını açıkladığı 20 yangın helikopteri diğer büyük projeler gibi
“Yalanlar” arşivine kaldırıldı.
KAYNAK
KAYNAK
Üzüm üreticisi cayır
cayır yandı
Mehmet Emin AL/YENİGÜN
İzmir'in farklı
noktalarında başlayan yangınlarda, dünyaca ünlü üzümün merkezi olan Efemçukuru
Köyü'nde de, 7 bin dönümlük yaklaşık 600 ton üzüm bağı yandı. Köy Muhtarı Kazım
Karakuş, sadece üzüm bağlarından elde edilecek olan 3 milyon TL zarar olduğunu
ifade etti. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, "Bölgeyi ziyaret
edeceğiz, asla yalnız bırakamayacağız..." dedi. Nedeni henüz
belirlenemeyen ve İzmir'in dört farklı noktasında yangılar meydana geldi.
Urla-Bornova ve Karabağlar'dan Seferihisar'a doğru yayılan yangına sabah
saatlerine kadar müdahale
devam eti. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli gün boyu helikopterle yukarıdan gelişmeleri takip etmişti.
devam eti. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli gün boyu helikopterle yukarıdan gelişmeleri takip etmişti.
Yangınlara ilişkin Yenigün Gazetesi'ne konuşan İzmir Büyükşehir Belediye
Başkanı Tunç Soyer, özellikle Efemçukuru'nda yanan üzüm bağlarına ilişkin
zararın ciddi olduğunu ve Ankara dönüşü, bölgeyi ziyaret edeceklerini kaydetti.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, “Açıkçası dünyaca meşhur olan
Efemçukuru üzümü konusunda zararın büyük olduğunu pek fark etmemiştik. Yangın
sonrası bölgeyi ziyaret edeceğiz. Kayıpların boyutunu tespit edip, mutlaka
büyükşehir olarak elimizden ne geliyorsa yapacağız. Bölgede bulunan ve yangında
üzüm bağları, zeytinliği yanan köylülerimizi asla yalnız bırakmayacağız"
dedi.
İLK BELİRLEMELER 500 HEKTAR
Yangına ilişkin yetkililerden
gelen ilk açıklamalara göre, yaklaşık 500 hektarlık alanın yandığı ifade
edilirken dünyaca ünlü Efemçukuru bölgesindeki üzümler de yanarak kül oldu.
Karabağlar ilçesi sınırları içiresinde bulunan Efemçukuru'nda yetişen üzümler
dünyaca meşhur olan ve başka hiç bir bölgede benzeri olmayan söz konusu üzümler
iç ve dış piyasada kilogramı yaklaşık 40 TL'ye kadar satılıyor. Bölgede bulunan
köylülerin en büyük geçim kaynağı olan üzümler çıkan yangınlar nedeni ile küle
dönerken yaklaşık 10 gün sonra İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlerden
alıcıların gelip fiyat belirleyeceği ve 20 gün sonra hasadın başlayacağı
belirtildi. Üzümlerle beraber Efemçukuru'nda aynı zamanda zeytinler, armut
bahçeleri ve bazı evler de yandı.
600 TON ÜZÜM KÜL OLDU
Karabağlar ilçesi sınırları
içerisinde bulunan Kavacık Köyü'nün de bulunduğu bölge olan Efemçukuru'nda
dünyaca ünlü olan üzüm bağlarına ilişkin konuşan Efemçukuru Köyü (mahallesi)
Muhtarı Kazım Karakuş, bölgede büyük bir zararın oluştuğunu, en büyük geçim
kaynağı olan üzümlerin yanı sıra zeytinlerin de kül olduğunu kaydetti.
Efemçukuru Köyü Muhtarı Karakuş "Efemçukuru'nda yetiştirdiğimiz ve
dünyanın başka hiç bir yerinde bulunmayan, kaliteli üzümlerimiz kül oldu. 20
gün sonra hasat başlayacaktı. Yanan üzüm bağlarını bu sabah gördük ve korkunç
bir tablo ile karşılaştık. Burada en büyük, hatta tek geçim kaynağımız üzümdür.
İlk gözlemlerimize göre 500 dönümlük arazide, 7 bin dönümlük 20 kişinin bağı
var. Ortalama 30 tondan hesaplayın... Yaklaşık 600 ton üzüm eder. Bunun aynı sıra
zeytinler, armut bahçleri, bazı evler de yandı. Buralarda bulunan tarlalardaki
bekçi köpeklerimiz de yandı. Çok üzgünüz” dedi.
Muhtar Karakuş'un verdiği bilgiler doğrultusunda kilogramı ortalama 5 TL'den toptan satılan üzümlerin 600 ton olduğu göz önünde bulundurulduğunda, yaklaşık 600x5 TL=3 milyon TL ettiği görülüyor. İlk belirlemelere göre sadece 7 bin dönümlük arazide elde edilen zararın 3 milyon TL yaptığı ifade edildi. Geçtiğimiz yıl elde edilen ürünlerin değeri göz önünde bulundurulduğunda ortaya çıkan kayıp dudak uçuklatıcı...
Muhtar Karakuş'un verdiği bilgiler doğrultusunda kilogramı ortalama 5 TL'den toptan satılan üzümlerin 600 ton olduğu göz önünde bulundurulduğunda, yaklaşık 600x5 TL=3 milyon TL ettiği görülüyor. İlk belirlemelere göre sadece 7 bin dönümlük arazide elde edilen zararın 3 milyon TL yaptığı ifade edildi. Geçtiğimiz yıl elde edilen ürünlerin değeri göz önünde bulundurulduğunda ortaya çıkan kayıp dudak uçuklatıcı...
"ORGANİK ZEYTİNLERİMİZ YANDI"
Yaşanan felaketin bir
başka noktası olan Karabağlar'da başlayıp Seferihisar'ın Orhanlı Köyü'ne
sıçrayan yangında, köydeki üzüm ve organik zeytinler zarar görürken, Orhanlı
Köyü Muhtarı Birgül Bozkurt, "Yangında bölgenin tek kaynağı olan organik
zeytinlerimiz yandı. Bölgenin zeytinleri oldukça kaliteli, zaten bu bölgede
organik zeytincilik yapılıyor. Bununla beraber üzümlerimiz de yandı. Henüz
zarar tespit çalışması yapılmadı ancak ciddi bir zararın olduğu açıkça
görülüyor. Umuyoruz ki hükümet bunu doğal afet olarak değerlendirsin, zarar
karşılansın ancak 2016'daki yangında sadece kredi borcunu ertelemişlerdi"
şeklinde konuştu.
Yorumlar
Yorum Gönder